12 Eylül öncesinde, partilerde ki siyaset daha demokratik yapılıyordu.
Özellikle, Milletvekili ve Belediye Başkan adayları Hakim huzurunda yapılan ön seçimle belirleniyordu.
Genel merkez sadece, yapılan Ön seçimin Üye bazında mı? Yoksa Delege bazında mı yapılacağına karar verirdi.
Bu yüzden...
Tepeden tanzim diye bir olay yoktu o dönem partilerde.
Delegenin ve üyenin takdirine mahzar olanlar aday yapılıyordu.
Seçim, hakim huzurunda yapıldığı için de, hiç kimsenin itiraz etme hakkı yoktu.
Aday gösterilenler için de, hiç kimse "Bu adam yetersiz" deme hakkına sahip değildi.
Öyle ki...
Milletvekili ya da Belediye Başkanı olmak isteyip de, Genel başkandan destek isteyenlere bile, o beğenmediğiniz Genel başkanlar;
-"Seçilip de gel" cevabını verip, gönderirlerdi.
GENEL BAŞKANLAR MERKEZ
YOKLAMASINI KEŞFETTİ.
12 Eylül ile birlikte her şey bozuldu.
Genel Başkanlar, mevcut koltuklarını sağlama alabilmek adına, aday belirleme yönteminde "Merkez yoklaması" diye bir sistem keşfetti.
Bu sistem...
Üye ve delegeden aldığı aday belirleme yöntemini, direkt olarak Genel başkan ve Genel merkeze veren bir sistemdi.
Bu sistem, Genel başkanların işine öyle bir yaradı ki...
Oturdukları yerden Türkiye'nin hemen her ilinde Milletvekili ve Belediye Başkan adayı belirler oldular.
Böylece...
Adaylığı hak edenden çok, kendisine itaat edecek, sözünden çıkmayacak isimleri bulup adaylığa taşıdılar.
Ön seçimle aday belirleme yöntemini bırakın uygulamayı, ağızlarına bile almak istemediler.
DELEGE KENDİLERİNİ SEÇİNCE İYİ, AYNI DELEGE ADAY BELİRLEMEYE GELİNCE SAĞLIKSIZ. BÖYLE ŞEY OLUR MU?
Böylece...
Partilerde Genel başkanlık sultası sürdükçe sürdü.
Aday olmanın yolu, liyakatten ve donanımdan çok, Genel başkana yakınlıktan geçmeye başladı.
Arada sırada Ön seçim hatırlatılsa da, hiç üzerine varmadı Genel başkanlar.
-"Mevcut üye ve delege yapısı sağlıklı değil. O yüzden aday belirleyemez" dediler.
Hâlbuki...
Aynı üye ve delege yapısıyla yeniden Genel Başkan seçilmeyi sürdürdüler.
Aradan yıllar geçmesine rağmen, Genel başkanlar hala Ön seçim lafını ağızlarına almıyor.
-"Nasıl olsa tüzüğümüzde var" diyerek, kendilerinin de işlerine gelen tarzda adayları merkez yoklaması, yani kendi kararları ile belirliyorlar.
ERMAN GÖLET İYİ NİYETLE SÖYLÜYOR AMA...
Tüm bunları niçin anlatıyoruz.
CHP il başkanı Erman Gölet önceki gün yaptığı açıklamada;
-"Eskişehir teşkilatı olarak ön seçim istiyoruz" demiş.
Ancak...
Genel merkezin tüm iller için Merkez yoklaması ile aday belirleme yöntemini tespit etmesi halinde, yapacakları hiçbir şey olmadığını da eklemeden edememiş.
Erman Gölet, "Ön seçim istiyoruz" sözünü belki iyi niyetle ve inanarak söylemiş bilemiyoruz.
Ama şu bir gerçek ki...
Adayların ön seçimle belirlenmesi çok zor...
Çünkü...
Ön seçimle belirlenecek adaylar, "Ben buraya kendi hakkımla geldim" diyecek.
Oysa ki...
Bunu söyleyecek olanlar, Genel başkanlar için potansiyel tehdittir...
Seçimin önü arkası...
12 Eylül öncesinde, partilerde ki siyaset daha demokratik yapılıyordu.Özellikle, Milletvekili ve Belediye Başkan adayları Hakim huzurunda yapılan ön seçimle belirleniyordu.Genel merkez sadece, yapılan Ön seçimin Üye bazında mı?...