Türkiye’de, ”kamu-özel” ortaklığı, sağlık sektöründe, şehir hastaneleri ile yeni bir dönemi başlattı. Sözleşmesi imzalanmış, yapım süreci devam eden ve yaklaşık, 23 milyar lira ihale bedeli olan, 21 sağlık tesisinin, toplam yatak kapasitesi, 30 bin 691 olarak belirlendi.
Bunun yanı sıra, ihale süreci devam eden ve henüz fizibilite aşamasında olan yaklaşık, 10 bin yatak kapasiteli, şehir hastaneleri için, çalışmalar sürüyor. Bu şekilde, yaklaşık, 41 bin yatak kapasitesine sahip, şehir hastaneleri, vatandaşa hizmet verecek.
Kamunun arazisi üzerine, özel şirketlerce, yapılan şehir hastanelerinin, gerek yapım, gerekse de hizmet sunumu maliyeti yüksek. Nitekim 2016 yılı sonunda, 11 milyon 788 bin m2 kapalı alanda ve 41.091 yatak kapasiteli, 29 şehir hastanesi yapılacaktır.
Kalkınma Bakanlığı’nın, Ocak 2016’da yayınladığı rapora göre, o tarihte ihale süreci tamamlanmış, şehir hastanesi projeleri için, yatırımcı şirketlerin yapacağı harcama, 10 milyar dolar, buna karşılık şirketlerin, devletten alacakları para ise 27 milyar Dolar’dır. üstelik bunun içinde, kira bedeli, hastanede kiracı olacak, devlete satılacak hizmetlerden elde edilecek, vb gelirler de yer almıyor.
Eskişehir Şehir Hastanesi, bin 81 yatak kapasitesine sahip olacak. Hastanenin içinde, 715 yataklı genel hastane, 139 yataklı Kardiyovasküler Cerrahi (KVC) Hastanesi, 127 yataklı, Onkoloji Hastanesi ve 100 yataklı Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi'nden oluşacak. Şehir hastanesi, 2017 yılı sonunda hizmete açılacaktır.
Ayrıca Eskişehir Şehir hastanesi, 333 bin m2 kapalı inşaat alanına sahip olup, 1600'ü kapalı toplam, 2400 adet arabalık otopark mevcut. Hastane, 829 nitelikli hasta odası ve 152 adet yoğun bakım mevcuttur.
Eskişehir, Şehir Hastanesi, şantiyesinde yapılan, bilgilendirme toplantısında, Ak Parti Eskişehir Milletvekili, Sayın Emine Nur GüNAY, Şehir Hastanesinin tamamlanmasını, dört gözle beklediklerini, tamamlandıktan sonra, hem Eskişehir, hem de bölge için, çok önemli bir kazanım olacağını söyledi ama şehir hastaneleri ile ilgili ciddi kaygılar var.
İlgililer, şehir hastanelerinin, yatak sayısı ile övünüyor ama Tıp dünyası, hastane işletmeciliği açısından, en verimli tercih yatak sayısının, maksimum 250-300 civarında tutmaktır. Yatak sayısının, fazlası, hastanelerde, enfeksiyonlarında artışa neden oluyor. Hijyen sorunları yaratıyor. Yönetim sorunlarına ve verimliliğin düşmesine de yol açıyor.
Şehir Hastaneleri eleştirilerinde, yatak başına düşen kapalı alan ise modern hastanelerden, %40 daha fazla ve bunun da daha fazla enerji tüketimi, temizlik giderinin artması, bakım/onarım giderlerinin artacağını belirtiyorlar.
Şehir hastaneleri, ağır tıbbi teknolojiyle donatılıyor. İçlerinde, onlarca MR, tomografi, PET cihazı bulunuyor. Ancak Türkiye’nin, bu boyuttaki tıbbi teknolojiye, gerçekten ihtiyacı olup olmadığı da sorgulanıyor. öte yandan eskiden beri, Türkiye, zaten tıbbi teknolojiyi, gereksiz kullanan ülkeler arasında yer aldığı söyleniyor.
Ayrıca Şehir Hastanesinde, KVC yoğun bakım, onkoloji yoğun bakım, iyot odası, nükleer tıp, yenidoğan yb, diyaliz, anjiyo, akıllı bina, doğa dostu (geri kazanım, güneş enerjisi) helikopter pisti ve kreş de yer alacaktır.
Kamunun arazisi üzerine, özel şirketlerce yapılan şehir Hastanelerinde, bugün, devlet hastanelerinde olduğu gibi, temizlik, yemek, hastanelerin bilgi işlem, güvenlik hizmetleri, doğrudan tıbbi hizmetleri dışında kalan hizmetlerin ve buna birtakım tıbbi destek hizmetleri de özel sektörden alınacaktır.
Yüklenici firma ile devlet arasında yapılan sözleşme gereği, Devlet, Türkiye ortalamasında, doluluk oranı %62 iken, yüklenici firmaya %70 doluluk oranı taahhüt etmektedir. Şirketlere ödenecek para, sadece kira bedeli değildir. Hastanelerdeki görüntüleme, laboratuar, bilgi işlem, güvenlik, temizlik, yemekhane, otopark vs gibi bütün hizmetler, şirkete bırakılacağı söyleniyor.
Şehir Hastanelerinde, hekimler dahil, tüm çalışanların, kademeli olarak sözleşmeli hale getirileceği, maaştan ziyade performans ve döner sermaye ödemelerinin yapılacağı, Hekimler, “hasta muayene ederken, yanında başka bir sağlık çalışanı bulunmayacağı” ,bu durumun, süreç içerisinde, hekimler açısından, hukuki sorunlara, yol açacağını söyleniyor.
Şehir Hastanesinin, çevresindeki devlet hastaneleri kapatılacak ve kadroları, “Şehir Hastanesine” devredilecektir. Eskişehir Devlet Hastanesinin de kapatılacağı söyleniyor. Oysa Şehir hastanesi yapılsa bile, Eskişehir’ de, mevcut hastaneler yeterli olmayacaktır. O nedenle de Eskişehir Devlet Hastanesi kapatılmamalıdır.
Elbette sağlığa yapılan harcama, ülkelerin, kalkınması ile orantılıdır ama Sağlık sorunlarının çözümün de, Şehir Hastaneleri, çare değildir. çünkü ülkemizde, ”Koruyucu Hekimlik”, ve “sevk zinciri”, ön plana getirilemediği sürece, ne kadar çok hastane yapılırsa yapılsın, “Tedavi Edici Hekimlikle”, toplumdaki, sağlık sorunlarına, çözüm bulunamaz.
ŞEHİR HASTANELERİ
Türkiye’de, ”kamu-özel” ortaklığı, sağlık sektöründe, şehir hastaneleri ile yeni bir dönemi başlattı. Sözleşmesi imzalanmış, yapım süreci devam eden ve yaklaşık, 23 milyar lira ihale bedeli olan, 21 sağlık...