ŞEHRE YABANCI OLANLAR SEÇİLİRSE!

    Fıkra bu ya; Nasrettin Hoca bir iş için Konya’ya gider. Yolda adamın biri Hoca’yı durdurur. “Hoca Efendi, bugün ayın kaçı, biliyor musun”? diye sorunca. Hoca; “Nerden bileyim, ben buranın yabancısıyım” diye...

 


 


 


 


Fıkra bu ya;


 


Nasrettin Hoca bir iş için Konya’ya gider.
Yolda adamın biri Hoca’yı durdurur.
“Hoca Efendi, bugün ayın kaçı, biliyor musun”? diye sorunca.
Hoca; “Nerden bileyim, ben buranın yabancısıyım” diye cevap verir.


 


++++


 


Eskişehir’in meselelerine dair de aslında durum bundan farksız değil!


 


Şehri yönetecek isimler, Ankara’da belirlenince, şehre gelen siyasetçiler kentin yabancısı durumuna düşüyor Eskişehir’in.


 


Görevleri süresince de yaptıkları ziyaretler hep “turist” havasında geçiyor.


 


Şehrin bir köyüne ilk defa giden siyasetçiler, “Ay ne güzel şeyler varmış burada” diyerek şaşırıyorlar.


 


çünkü çoğu Eskişehir’in tarihini, de bugününü de, günlerini de, aylarını da bilmiyor.


 


“Eskişehir’in yabancısı olarak” Eskişehir’e hizmet için seçiliyor buna rağmen.


 


Şu yukarıdaki fıkradaki gibi pek çok kişi gelmedi mi şehre?


 


Hem siyasette, hem bürokraside, hem eğitimde, sporda, sağlıkta…


 


Siz istediğiniz kadar “şu yerde şu mesele var” deyin onlara.


 


Aldığınız cevap hep “Ben buranın yabancısıyım” niteliğinde oluyor.


 


Yani “Bir bakalım, inceleyelim” sözlerinden öte gitmiyor.


 


Kentin yetişmiş insanları da bu hengame arasında farklı şehirlere hizmet için tek tek kapılıyor…


 


Son dönemde kente getirilen isimler ile kentten koparılan isimlere bir bakın.


 


Ne demek istediğimi çok rahat anlayacaksınız!


 


 


 


********************


 


 


 


NE OLDU O TOHUMLARA?


 


 


 


ünlü Tarihçi İlber Ortaylı, muhacirlerin Eskişehir’e yerleşmesi öyküsünü anlatmış bir konferansta.


 


Osmanlı-Rus Savaşının ardından balkanlardan gelen göçmenlerin Eskişehir’deki tarıma kattığı değerleri dile getirmiş.


 


O tahıllar sayesinde ilk kez Osmanlı-Yunan harbinde Türk askerlerinin yerli tahılla beslendiğini ifade ediyor.


 


Yani göçmenlerin Eskişehir’in tarımına ne denli büyük katkı yaptığını anlatıyor.


 


++++


 


Elbette o dönemde kente gelen göçmenlerin Eskişehir’de yaptığı tahıl tarımı son derece doğaldı!


 


O dönemlerin buğday ve arpa kalitesi ile bugünkü kalite arasında çok büyük farklılıklar var.


 


Yani yüzyılın başında Eskişehir topraklarına ekilen tohumların esamesi yok bugün.


 


Tamamen kimyasal tarıma dayalı tahıl üretimi yapıyoruz.


 


Kısacası;


 


Yerli ve milli tohumlarla yaptığımız ekmeklere hasretiz artık.


 


Eskişehirliler olarak sağlıklı buğday, un, ekmek bulmak için şehir şehir, köy köy geziyoruz.


 


 


 


****************


 


 


 


 


 


KORSAN KİTABA İYİ YöNDEN BAKALIM!


 


 


 


Haberleri karıştırırken, Eskişehir emniyetinin korsan kitap operasyonu ile karşılaştık.


 


Binden fazla bandrolsüz kitabın ele geçirildiği okuduk.


 


öncelikle emniyete teşekkür ediyoruz.


 


Emeğe karşı işlenen bir suçu önledikleri için.


 


Fakat haberi okurken farklı bir yöne gittik.


 


O da şu;


 


Bir şeyin neden korsanı yapılır?


 


çünkü talep çok olduğu için!


 


Kitapların korsan piyasasına düşmesi, en azından kitaba olan ilginin arttığını gösteriyor.


 


Okumaya başladık, bu konuda bilinçleniyoruz.


 


Ancak çok daha gerilerdeyiz.


 


Ne zaman ki Avrupa düzeyinde kitap okuma alışkanlığı ediniriz;


 


İşte o zaman emniyete bu konuda çok daha büyük görevler düşer.


 


 


 


************


 


 


 


 


 


 


 

Haberleri