Sessiz çoğunluk daha da arttı galiba...

Onları; bir partinin adayı konuşma yaptığı sırada, bir köşede sessizce otururken görebilirsiniz.Ya da, bir Genel Başkanın mitinginde, kalabalıktan kendilerini soyutlamış, sadece konuşulanları dinliyor halde de görebilirsiniz.Hatta…Adayların...

Onları; bir partinin adayı konuşma yaptığı sırada, bir köşede sessizce otururken görebilirsiniz.
Ya da, bir Genel Başkanın mitinginde, kalabalıktan kendilerini soyutlamış, sadece konuşulanları dinliyor halde de görebilirsiniz.
Hatta...
Adayların Oda, dernek, kahvehane gibi yerlere yaptığı ziyaretler sırasında hiçbir tepki vermeden sadece olup biteni izlediklerine de şahit olabilirsiniz.
Ellerinde her hangi bir partinin bayrağı kesinlikle yoktur.
Partili ya da partinin destekçisi gibi algılanmamak için ön sıralarda da olmazlar.
Gördükleri ve dinledikleri adaylarla ilgili herhangi bir yorumda asla bulunmazlar.
Genel Başkanın konuşması sırasında söylediklerini hiçbir tepki vermeden dinlerler.
Söylenen sözler karşısında, ne onay verdikleri görülmüştür ne de onaylamadıkları.
Sadece olup biteni izleyip, sadece söylenenleri dinlerler.
Elbette kendilerince bir siyasi fikirleri vardır.
Beğendikleri, takdir ettikleri adaylar ve liderler vardır.
Ama asla renk belli etmezler.
Korktukları için ya da tartışma başlatacak olmaktan çekindikleri için değil, siyaseti kendi içlerinde, kendi doğrularıyla yaşamak için böyle davranırlar.
Siyasette "Sessiz çoğunluk" diye adlandırılan kesimden bahsediyoruz.
Hani şu her siyasi aktiviteyi kenardan ve sessizce izleyenlerin oluşturduğu topluluktan...
"Kararsız" mış gibi görünürler dışarıdan bakıldığında.
Her birinin her şeyden haberi vardır aslında...
Söylenenlere hak vermiş gibi görünürler ama kesinlikle hak vermezler.
Onaylıyormuş gibi davranırlar ama asla onaylamazlar.
En önemlisi de...
İkna edilmiş gibi davranırlar ama ikna olmazlar.
Hemen her seçimde, seçimin anahtarı onlardır.
Seçimleri kimin kazanıp kimin kaybedeceğine onlar karar verir.
Birbirlerinden tamamen bağımsız ve bağlantısızlardır sonuçta ama, benzeri düşünen ve düşüncesini kendi içinde yaşayıp kesinlikle dışarıya sızdırmayanlarla aynı davranış içinde oldukları için, büyük bir oy kitlesini oluştururlar.
Sonuç olarak...
Seçim öncesi filmin ön tarafında, meydanlarda toplanıp ellerinde bayrakları, ağızlarda parti sloganları olanlar vardır...
Ama filmin kaderini, arka planda gözlerden uzak durmaya gayret gösteren, olup biteni dinleyen, gözleyen ve asla renk vermeyen insanlar belirler.
Bu elbette bizim tespitimiz ama...
Sanki şu sıralar bu sessiz insanlar daha da bir çoğaldı.
Sanki şu sıralar, bu sessiz insanlar daha da bir sessiz gibi.
......

Yönetici dediğin...
İyi bir yönetici nasıl olmalı? Tarifi yapılırken genelde şu 10 kriterden söz edilir.
Bu 10 kriteri üzerinde barındırmayanların Şirket ve Devlet yönetiminde başarılı olamayacağından bahsedilir.
Söz konusu 10 kriter ise sırasıyla şu şekilde sunulur:

1. Objektif Olmak
İyi bir yönetici, her durumda, herkese karşı eşit uzaklıkta olabilmeli, objektiflik ve tarafsızlığını koruyabilmelidir.

2. Analitik düşünme
Yönetici, çalışanlardan bir işin yapılmasını isterken ya da çalışmalar sırasında bir sorunla karşı karşıya kaldığı zaman, konunun tüm kollarını hem kendi içinde, hem de bütünle bağlantılı olarak incelemeli, parçaların birbirine etkilerini görebilmelidir.

3. Doğru ifade yeteneği
İyi bir yöneticinin kendini doğru ve rahat ifade edebilmesi çok önemli. Üzerinde çalışılacak iş konusundaki beklentilerini, çalışanlardan hangi noktaları yapmalarını istediğini doğru ve net olarak ifade edebilmelidir ki, geri dönüşlerde problem yaşanmasın.

4. Kontrolü kaybetmemek
İyi bir yönetici, koşullar ne olursa olsun, durumu kontrol altında tutabilmelidir. Çalışmaların ve ekibin başarısını olumsuz yönde etkileyecek her türlü kriz ya da beklenmedik durum karşısında soğukkanlı olmalı, ekibi rahatlıkla toparlayabilmelidir.

5. Öngörü yeteneği ve B Planı
Her zaman en azından birkaç adım sonrasını görebilmeli, olasılıkları değerlendirmeli ve bir B planı bulundurmalıdır. Mutlak başarıya ulaşmak ve çalışanların güvenini yitirmemek için, herkesin telaşa kapıldığı anda bir B planı çıkarmak, herkesin gözünde prestijinizi artıracaktır.

6.Kendi hatalarını açıklıkla üstlenebilmeli
Yöneticiler de hata yapar. Yaptığı hatayı yüreklilikle üstlenebilen ve bunu kısa sürede düzelten yöneticinin bu davranışı, yaptığı hatanın yarattığı etkiyi azaltacak ve yöneticinin saygınlığını korumasını sağlayacaktır.

7. Ekibinin başarılarını ödüllendirmeli
Elde edilen başarılar, sadece yöneticinin değil, aynı zamanda ona bağlı çalışan ekibin emeğinin bir eseridir. Başarının sürekliliğini sağlamanın yolu, ekibi doğru motive etmekten, motivasyonu sağlamanın yolu da, başarıları takdir etmekten geçer. Başarıların devamlılığını sağlayabilmek için, iyi bir yöneticinin yapması gereken, ekibinin başarılarını ödüllendirmektir.

8. Ekibin birlik ve devamlılığını korumalı
Bir yöneticinin başarısı, ekibin birlik bütünlüğünden de anlaşılıyor. Ekip sürekli mutsuzsa, o ekipteki çalışan sirkülâsyonu normalden fazlaysa ve ayrılış gerekçeleri hep yönetim kaynaklıysa, çıkan işler ne denli başarılı olursa olsun, bu başarıda süreklilik ve ilerleme sağlanamaz.

9.Yeniliklere açık olmalı
İyi bir yönetici olmak, yenilikleri ve gelişmeleri devamlı takip etmeyi ve gerektiğinde geleneksel bilgi ve alışkanlıklardan uzaklaşmayı gerektirir. Teknoloji gelişiyor, dünya değişiyor. Şirket yönetimleri geleneksel anlayıştan uzaklaşıyor, yerini modern yönetim tekniklerine bırakıyor. İyi bir yönetici, iş dünyasının yeniliklerine açık olmalı, hızlı öğrenmeli ve uygulamaya koyabilmelidir.

10. İşleri takip ve kontrol etmeli
Yöneticilik, talimatları verip kontrolü tamamıyla ekibe bırakmak değildir. Elbette çalışmalarını rahatça yürütebilmeleri için sürekli müdahale etmemek gerekir. Fakat önceden belirlenen aşamalarda çalışmayı kontrol etmek, değerlendirmeleri yapmak, hem ekibin takibi hem de çalışmada yaşanacak olası bir problemin erken tespit edilip düzeltilebilmesi adına gereklidir.
Şimdi:
Bu 10 kriteri okuduktan sonra mahallenizin muhtarından başlayıp, çalıştığınız şirketin yönetiminde bulunanlara, hatta üye olduğunuz dernek ve Odaların yöneticilerinden tutun da, Devleti yöneten Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanına kadar aklınıza gelen her yöneticiyi bir süzgecinizden geçirin bakalım.
Hangisi bu kriterlere uyuyor?
Hangisi bu kriterlerden yoksun bir şekilde yönettiğini zannediyor?
Hadi bakalım!
.....
AK partililer Afyon'a, Korel Otel'e gitmiş...
AK Parti'nin Belediye Meclis üyeleri ile yönetim kurulu üyeleri dün akşam Afyonkarahisar'a gitmiş.
Korel Otel'de toplanmışlar.
Davet ilçe yönetiminden gelmiş.
Dolayısıyla bugünü de Korel Otel'de geçirecekler ve Pazar günü döneceklermiş.
Afyon'a gidiş tatil amaçlı mı? Yoksa gündemli bir toplantı mı içeriyor bilemiyoruz.
Ya da...
Hem tatil hem d gündemde bulunan konularla ilgili bir durum mu var, onu da bilemiyoruz.
Bildiğimiz, partili Belediye Meclis üyeleriyle yöneticilerin hafta sonunu Afyonkarahisar'daki Korel Otel'de geçirecek olmaları.
Bu elbette daha önceden planlanmış bir program.
Ama yine de bu programın Eskişehir genelinde gerçekleştirilecek olan su kesintisine denk gelmiş olması "Acaba mı?" sorusunu ister istemez akıllara getirmiyor değil hani...

Haberleri