ABD'de, aylık "The Atlantic Monthly" dergisi, Ocak-Şubat sayısında, parçalanmış Ortadoğu'nun, nasıl bir hal alacağını kapak konusu yaparak tartışmaya açtı. "Irak'tan Sonra" başlığını atan derginin, kapağındaki Kürdistan haritası, Türkiye'nin Doğu Karadeniz sınırına kadar uzanıyor. Ayrıca Goldberg, Akdeniz'den İndus Nehri'ne kadar uzanan, bölgedeki bütün ülkelerin sınırlarının tartışmalı olduğuna dikkat çekmesi ve "Wilson Beyannamesi"nin 12. maddesinde Kürtlere bağımsızlık sözü verildiğini hatırlatarak, "Türkiye, en fazla desteğe muhtaç olduğu bir sırada, ABD'ye yardım etmedi." sözleri ise dikkat çekmişti.
Ayrıca ABD, Büyük Ortadoğu Projesi' ni, hayata geçirmek için harekete geçti, BOP' un, iki temel hedefi vardı. İlki, ABD'nin Ortadoğu' da kendisine rakip olacak, bir gücün yükselmesinin önlemek, diğer ise, ABD askeri-teknolojik gücüne dayanarak, Geniş Ortadoğu Bölgesindeki, petrol ve doğal gaz kaynakları üzerinde denetim kurmaktır.
BOP' un, kapsama alanı içerisine alınan 23 ülkenin, (Moritanya, Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Sudan, Lübnan, Filistin, Ürdün, Suriye, TÜRKİYE, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Yemen, İran, Pakistan ve Afganistan) hepsi de ABD'nin "stratejik enerji kaynaklarının ve ulaştırma hatlarının denetim altında tutulmasına yönelik" ulusal çıkarları ile örtüşen ülkeler olması dikkat çekicidir.
Bunca hedef, Ortadoğu'yu gerdi. Bölge, Rusya ve ABD tarafından silahlandırılıyor. Nitekim Savaş gemilerini Akdeniz'e göndererek, ABD'ye cephe açan Rusya, şimdi de Suriye'ye sesten hızlı füze sevkiyatına başladı. Afrika, Kafkaslar ve Orta Doğu'daki enerji kaynaklarına el koymak isteyen ABD'nin, yürüttüğü harekat genişliyor. İran'a yönelik baskıyı artıran ABD, bu ülke ile sınırı bulunan Birleşik Arap Emirlikleri'ne, yeraltı sığınaklarını havaya uçuracak güçte, 600 bomba satmaya hazırlanıyormuş.
ÇİN 'in, desteğini arkasına alan Rusya ise Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi'ni kırmaya çalışırken, Birleşmiş Milletler' deki "veto" hakkını, kıskaca alınmak istenen İran ve Suriye'den yana kullanıyor. İki müttefik, AB'nin ataklarına karşı Avrasya Birliği Projesi'ni devreye soktu. İngiltere'den sonra Norveç, Portekiz ve İtalya'nın da elçilerini geri çağırması, Almanya'nın, "Tahran yönetiminin ülkesindeki Amerikan üslerine saldıracağı" şüphesiyle soruşturma açarak, ABD yanında yer alması, safları, netleştirdi.
ABD'nin, Suriye ve İran ile yaşadığı kriz, dünyayı ikiye böldü. ABD ve Batılı müttefikleri, bu iki ülkeye sadece yaptırım uygulamakla kalmıyor, aynı zamanda çevresindeki ülkeleri silahlandırarak, olası bir savaştaki cephelerini şimdiden oluşturmayı tasarlıyor. Bu konuda, Türkiye'ye yerleştirilmesi kesinleşen füze rampalarının yanı sıra, Arap ülkelerine de silah desteği yapılıyor.
Türkiye'ye, konuşlandırılacak NATO füze kalkanı projesini tehdit olarak gören Rusya, ilk karşı hamlesini yaptı. Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, ABD'nin kurmakta olduğu füze kalkanına yanıt olarak Kalinangdar bölgesinde inşa edilen "Voronej" radarını devreye soktu. İran ise kendilerine karşı bir saldırı olması halinde ilk adım olarak füze kalkanı sistemlerini vuracağını açıkladı.
Hülasa Türkiye, bu gerginliği tam ortasındadır.. Wall Street Journal, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Irak sonrası gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinin, Ankara'nın özellikle Suriye ve İran'a yönelik ABD'nin, bölgedeki dış politikasına "ayak uydurduğu" anda gerçekleştiğini belirtmesi, hiçte hayra alamet değildir.
New York Times gazetesi de ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın, Türkiye'de İran ve Suriye hakkında konuştuğuna dikkat çekerek, bazı farklılıklardan sonra, şimdi Türkiye ve ABD'nin, Suriye'ye yönelik tepkilerde aynı hizaya geldiğini vurguladı.
AB, Türkiye ve Arap Birliği'nin Suriye'ye yaptırım kararlarına rağmen, Rusya'nın bu ülkeye füze satışına onay vererek, sevkiyatı başlattığı belirtildi. Haberlerde, İsrail'in, Suriye ile silah anlaşması yapan Rusya'ya, çok kızgın olduğu ve bu anlaşmayı kınadığı da vurgulandı. Bir Rus askeri yetkili, "Yakhont süpersonik gemisavar füzelerinin Suriye'ye sevkiyatı yapıldı" dedi
Ayrıca Rusya'nın, askeri kaynakları, ABD'nin desteklediği İsrail'in İran'daki nükleer tesisleri vurmaya hazırlandığı ve Moskova'nın da bu olasılığa karşı hazırlık yaptığı ileri sürüldü. Nitekim Rusya'nın saygın gazetelerinden Nezavisimaya, İsrail'in, İran'ın nükleer tesislerini vurmaya hazırlandığı, "Tahran'ın, bu ani saldırıya karşılığı sonuçları tahmin bile edilemeyecek geniş ölçekli bir savaşa yol açabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Gerginlik karşısında, kimyasal silah kozunu kullanmaya hazırlanan ESAD rejimi, 600 ton kimyasal silahı füze başlıklarına monte etti, 21 fırlatma rampasını, Türkiye sınıra konuşlandırdığı söyleniyor. Hülasa önümüzdeki aylarda Ortadoğu, pek çok gelişmeye gebedir. Bekleyip göreceğiz.
SİLAHLANMA HAYRA ALAMET DEĞİL
ABD’de, aylık "The Atlantic Monthly" dergisi, Ocak-Şubat sayısında, parçalanmış Ortadoğu’nun, nasıl bir hal alacağını kapak konusu yaparak tartışmaya açtı. "Irak’tan Sonra" başlığını atan derginin, kapağındaki Kürdistan...