İnsanların ve diğer canlıların, yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları, fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam, her zaman dikkat çeker. Ancak insanın, bu ortamları, en iyi şekilde değerlendirdiğini veya kıymetini bildiğini, söylemek çok zordur.
Elbette kültürel ve doğal varlıklar, yaşam açısından önemli unsurlardır. Ne var ki insanlar, doğal ve kültürel zenginliklere, yeteri kadar sahip çıkmazlar. Kaybettikleri zaman, hatırlarlar, üzülürler ama iş işten geçmiştir. Kaybedilen değerleri de geri getirmek çok güçtür. Ayrıca ülkemizde, öyle yerleşim yerlerimiz var ki Kültürel ve doğal varlıkları, karşısında hayran kalmamak da mümkün değildir. Sivrihisar, bu yerleşim yerlerimizden biridir.
İlçe, Hamamlar, Bedestenler, Camiler, Kümbetler, Türbeler, sarnıçlar, Şadırvanlar, Mozaikler, hatlar, Minyatürler, Ağaç Oyma, Kalem işleri, Tezhipler, Halı ve kilimler, Giysiler, el işleri, işleme ve Oyalar gibi pek çok kültürel ve tarihi mirasa sahiptir. Bu miras, aynı zamanda, turizm açısından da büyük zenginliktir.
Ayıca Sivrihisar' da, yetişen, Kepen lahana ve pırasası, Koçaş patlıcanı, Dümrek nohudu, Okçu fasulyesi, İstiklâlbağı mercimeği, üzüm bağları, mülk soğanı ve diğer ürünlerin, kendilerine has özellikleri ve damak zevkleri ile aranan ürünlerdir.
Sivrihisar' ın, yemek kültürü de, her beldeye nasip olmayacak kadar zengindir. İlçe, bazlama, mayalı, yufka, bamya çorbası, kelem ve yaprak dolması, su böreği, arabaşı, altın sarısı un helvası, etli pilav, yarma aşı, dene aşı, keşkek aşı, düğ köftesi, göce aşı gibi daha pek çok yemek, özellikle de baklavası ile meşhurdur.
Son yıllarda Sivrihisar, "AKBAŞ ÇOBAN KÖPEĞİ" ile de gündemdedir. İri cüsseli, atletik yapılı, cesur, zeki, sahibine bağlı, dururken ve hareket halinde iken son derece, güzel ve zariftir. Bu özellikleri yanında, koyun, inek gibi çiftlik hayvanlarına karşı, iyi bir koruyucudur. Kurt, ayı, çakal gibi yabani hayvanlara karşı, çok saldırgan olması nedeniyle de çok tutulan bir köpektir. Özellikle de bulunduğu evin veya bahçenin, çevresi ve dış ortamını çok iyi takip eder, hareket eden her şeye havlayabilir. Geceleri, gündüz vaktine göre daha fazla dikkatli ve bekçidir. Bu nedenle de yerel, ulusal ve uluslararası alanda revaçtadır.
3000 yıl önce üretildiği ve atalarının, diğer çoban köpekleri olabileceği sanılmakla birlikte, ana vatanının Sivrihisar olduğunda, herkes hem fikirdir. Bugün Sivrihisar Emirdağ ve Polatlı Haymana ilçeleri arasında da rastlanmaktadır.
Haziran- 2008' de, "Akbaş Çoban Köpeği" günü yapıldı. Sivrihisar kaymakamlığı ve belediyesi tarafından yapılan bu etkinlik, belki de Akbaş Köpekleri için bir dönüm noktası oldu. Hatta o gün, Akbaş Köpekleri ile bir panel yapıldı Panelde Akbaş köpekleri, her yönü ile alındı ve izleyicilere tanıtıldı. Bu panele, izleyici olarak, şahsında katılmıştı. Bu etkinlik sayesindedir ki bugün Akbaş Köpeği, sıkça sohbetlere, konu yapılmaktadır.
Akbaş Köpeği, son yıllarda hak ettiği ilgiyi de göremeye başladı. Ancak Akbaş Köpeği için, pek çok tehlike kapıdadır. Kırsal kesimde yaşayan, Akbaş Köpeklerinin, büyük çoğunluğunun kimlik, kontrol ve aşı işlemleri ile ilgili ciddi bir çalışma yok. Köpeklerin, dişi yavruları genellikle katledilmekte veya sahip çıkılmamaktadır. Bölgede akbaş köpeklerinin, kendi aralarında, kavga ettirilmesi ise başka bir sorundur. Bu boğuşturmalar yaralanmalara sebep olunmakta, yaralara kurt düşmesiyle de hayvanlar ölüme terk edilmektedir.
En büyük tehlike ise üremelerinde yaşanmaktadır. Kontrollü yapılmayan üremelerde, Akbaş melezleşmektedir. Bölge halkının, akbaşla ilgili yeterli bilgi sahibi olmaması, bu alandaki eğitim noksanlığı, işi daha da zorlaştırmaktadır. Bölge halkı ellerinde bulunan Akbaş köpeklerini satarak, damızlıklarını kaybetmekte ve neslinin de tükenmesine de zemin hazırlamaktadır.
Akbaş Köpeklerinin, neslinin yok olmaması için yerel, ulusal ve uluslararası alanda mutlaka tedbir alınmalıdır. Gerçi 2008 yılında, Akbaş Köpeği ile ilgili, bir dernek kurulmuştur. İlk kararı da, Köpek Bilimleri Federasyonuna katılmak oldu. Böylece de Akbaş ve diğer köpek ırklarımızın, dünyaya tanıtmak için de önemli bir adım atılmış oldu. Ancak, Akbaş Köpeklerinin, neslinin devamı için, bütün bunlar yeterli değildir. Bölge halkı, Akbaş Köpeği ile ilgili olarak daha çok bilgilendirilmeli, Bölge ekonomisine kazandırmak için de ciddi gayret sarf edilmelidir. Öte yandan ülkemizde, nesli tükenmek üzere olan 1350 hayvanın hücre, sperm ve embriyo gibi canlıya dönüşebilecek materyallerinin kurulan, iki gen bankasında, muhafaza altına alınmaya başlanmıştır. Akbaş Köpeği ile ilgili de bu yönde bir girişim yapılmalıdır.
Hülasa kültürel ve doğal zenginliklerimize sahip çıkalım, değerlerini de bilelim.
SİVRİHİSAR KÜLTÜR VE DOĞA ZENGİNİDİR
İnsanların ve diğer canlıların, yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları, fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam, her zaman dikkat çeker. Ancak insanın,...