Genelkurmay Başkanı Org. İlker BAŞBUĞ, bayramın ikinci gününde, bölücü terör örgütünün en fazla katliam yaptığı il olan Mardin'in, Nusaybin ilçesine bağlı Sınırtepe Karakolu'nu ve Sınırtepe Köyü'nde, " İnsanlarımız ağalardan çok çekti. Şimdi de siyaset ve terör ağalarından muzdarip" sözleri, bayrama damgasını vurdu.
Sayın Org. İlker BAŞBUĞ haklı. Toplum olarak, hala çağımızın liderini tanımlamaktan çok uzağız. Sürekli kişisel kriterleri gündeme getiriyor, lider konumunda olan insanlardan adeta mucize bekliyoruz. Oysa çağımızda lider dönemi bitti. Liderin tanımı da değişti. Karizmatik bir kadronun temsilcisi insanların üzerinde odaklanan reklam kampanyalar, ulusal bazda hala pirim yapıyor ama Lider "EKİBİ" ve "PROĞRAMI" ile liderdir. Oysa Türkiye, yıllardır bilinen siyasi parti liderlerine mahkûm oldu. Hal böyle olunca da, İnsanlarımız aynı senaryoları nakarat gibi seyretme ve izlemek zorunda bırakıldı. Gerginlik yaratmada da, kimse liderlerin ellerine su dökemedi.
Hülasa yıllarca partiler ve ülke,"CUMHURİYET PATİŞAHLARI" ile yönetildi. Partilere, "TEK ADAM" felsefesi hakim oldu. " SE-BEN " kavgası ise gündemden düşmedi. Parti iç demokrasi lafta kaldı. Gerginlikler ise gündemi sürekli işgal etti. Bunun toplum ve insanımız için, bir "EĞITIM" olduğu da, sürekli liderler tarafından göz ardı edildi
Dikkat ediyoruz. Yılardır liderler, toplumu gerdi. Karşılıklı olarak da, halkı tedirgin eden, hiçte hoş olmayan sözler söylediler. Suçlamalarda bulundular. En kötüsü ise, geleceğimiz olan çocuk ve gençlerimize kötü örnek oldular. Bir türlü de kalıplaşmış alışkanlıklarından kurtulamadılar.
Dün öyle idi bugünde öyle...
Son günlerde, AKP ile CHP ve MHP Genel Başkanları arasındaki gerginlik, kalıcı hale geldi. Maalesef her üç liderde, "GERGİNLİK" stratejilerinden medet ummakta kararlı gibidir. DTP ise Terör Örgüt PKK' nın adeta sözcüsüdür. Hâlbuki Siyasi parti liderlerinin, özellikle de iktidar partisinin görevi, ülkede gerginlik yaratmak değil, mevcut ve oluşması muteber gerginlikleri ortadan kaldırmaktır. Hatta fırsat vermemektir.
Yine parti liderleri, hala çağın gerisinde ve geçmişteki yöntemlerini tesiri altındalar. Hâlbuki XXI. Yüzyılda bırakın liderliği, İçinde bulunduğumuz çağda dünyada lider dönemi de bitti. Liderin tanımı da değişti. XXI. yüzyılda, bir kadro hareketi öne çıktı. Ama liderlerimiz hala dünyadaki bu gelişmenin ya farkında değiller, ya da geçmişteki alışkanlıklarının ve özlemlerinin tutsağı halindeler.
Muhalefet partileri ile siyasal iktidar temsilcilerinin, "demokrasi", "insan hakları" ve "hukuk devleti" ilkeleriyle asla bağdaşmayan, üstelik ülkeye de bir yarar sağlamayan tartışma içindeler. Ülkenin en hayatı sorunları çözüm beklerken, İktidar ve muhalefet bu sorunları halka unutturmak veya gündemden düşürmek için sürekli gündem yaratıyorlar. Son bir yılda "ÜMRANİYE DAVASI" gündemden düşmeden "AKP VE FETULLAH GÜLEN DARBE BELGESİ" arkasından , "KÜRT AÇILIMI" veya " DEMOKRATİK AÇILIM" gündeme geldi. Bugün ise "ERMENİ AÇILIMI" gündemdedir. Maalesef siyasi iktidarın bu stratejileri ve senaryolarının arkasına muhalefette takılıyor. Ülkede istihdam, sağlık eğitim, ekonomik gibi alanlarda hayati sorunları bu gündemlerle unutturuyorlar
Türkiye' de, siyasi parti liderleri, Yönetirken yenilik yapmıyor, geçmişteki liderlerin misyon vizyonlarını adeta tekrar ediyor. Uzun vadeli düşünmüyorlar, günü kurtarmayı da büyük bir başarı olarak görüyor veya gösterme çaba ve gayreti içinde oluyorlar. Eleştirinin de dozunu kaçırıyorlar.
Nitekim bu durumu Rahmetli Uğur Mumcu, " TARTIŞMA YERİNE KAVGA, DİNLEME YERİNE SUÇLAMA, YANITLAMA YERİNE SALDIRI... BİZİM YATIĞIMIZ BU İŞTE " diyerek, bu durumu en güzel şekilde ifade etmiştir.
Ayrıca Türkiye' de siyasetçiler, düşüncede saplandıkları kalıplaşmadan çok zor kurtuluyorlar. Bir zaman fertçi bir görüşe, bir zaman toplumcu görüşe, sonra tekrar fertçi, arkasından da toplumcu bir görüşe kaymak suretiyle bir fasit daire içinde dönüp duruyorlar. Oysa bir toplum ve siyasetçiler, böyle bir fasit daireye girdi mi sonuç hüsrandır.
Şu bir gerçek ki çağdaş parti liderleri, yönetirken yenilik yapar. Kısır çekişmelerden uzak durur ve gerginlik yaratmaktan da kaçınır. Kısa vadeli değil, uzun vadeli düşünür. Kendine özgü bir kişiliği vardır. Karşılaştığı olay, fikir ve mevcut koşulları oturtabilir ve onlara yeni bir bakış açısı kazandırabilir. Pozitif olur, geleceği görür, stratejik ortaklıklar ve güç birlikleri oluştururlar. Zamanı iyi kullanırlar. Baskı altında bile kontrolü kaybetmezler. Kendi kedilerini de disipline ederler. Hatalarını, tekrar etmezler. Tutarlı bir kişilik yapısı vardır. Örnektir. Herkese aynı oranda saygılıdır. Ufku geniştir. Biz de öyle mi?
SİYASET AĞALARI
Genelkurmay Başkanı Org. İlker BAŞBUĞ, bayramın ikinci gününde, bölücü terör örgütünün en fazla katliam yaptığı il olan Mardinin, Nusaybin ilçesine bağlı Sınırtepe Karakolunu ve Sınırtepe Köyünde, " İnsanlarımız...