Günlerden bir gün gazeteciler çağrıldı Vilayete.
-"Vali, büyükşehir Belediye Başkanı ve Eskişehirspor Başkanı ortak Basın toplantısı düzenleyecek" denildi.
-"Üçü de önemli isim. Dolayısıyla konu da önemlidir" düşüncesiyle gitti tüm gazeteciler Vilayet binasına.
Biraz sonra Vali'nin makamına alındılar.
Sonradan herkes öğrendi ki:
Her üç ismin de orada olmasının nedeni, imzalanacak olan bir protokol muş...
Hatırlayan olacaktır...
Türkiye, 2016 yılında yapılacak olan Avrupa Futbol Turnuvasına ev sahibi olmak istemişti.
Sonuçta da bu turnuvanın ya Türkiye ya da Fransa'da yapılması söz konusu hale gelmişti.
Eğer turnuvanın yapılacağı yer Türkiye olması halinde maçların oynanacağı 4 il bile belli olmuş, Eskişehir de bu 4 ilden biri olarak belirlenmişti.
Fakat, turnuvanın Türkiye'de olmasına karar verilmesi halinde maçların oynanacağı Eskişehir Stadyumu yetersiz durumdaydı ve acil yeni bir Stadyum gerekiyordu.
İşte protokol de bunun içindi.
Yani...
Eskişehir'e, Avrupa kupası maçlarının oynanacağı yeni bir stadyum yapılması protokolüydü.
Yeni Stadyum için imzalar atıldı ancak...
2016 Avrupa Kupalarının oynanacağı ülke son anda Fransa oldu.
Bütün hayaller ve hazırlıklar böylece suya düştü.
Sonra siyasiler girdi devreye.
Eskişehirlilere hitaben "Hiç merak etmeyin. Avrupa Kupaları olmadı ama sizin stadyumunuz olacak. Bunun sözünü veriyoruz" dediler.
Ardından, yeni stadyumun yer arama çalışmaları başladı.
İşte tam da bu sırada Eskişehirlilerin büyük çoğunluğu, yeni stadyumun mevcut Atatürk Stadyumunun olduğu yere yapılması isteği ön plana çıktı.
Bu isteğin her geçen gün artması üzerine dönemin Valisi çıkıp;
-"Eskişehirlilerin isteği doğrultusunda yeni Stadyumu mevcut Atatürk Stadyumunun yerine yapacağız. Bu konuda karar alınmıştır" açıklaması yaptı.
Bu sevindirici bir açıklamaydı. Zira, neticede Eskişehirlilerin isteği yerine getirilirmiş olunuyordu.
Dahası...
Sözü de veren Devletin koskoca valisiydi. Ve koskoca valinin böylesine hassas bir konuda yalan söylemesi düşünülemezdi.
Ancak...
Vali bu sözü verirken, siyasiler yeni Stadyumun yerini Sazova olarak çoktan belirlemişti bile.
Ve sonuçta siyasilerin dediği oldu.
Yeni Stadyum yeri için Eskişehirlilerin düşüncesinin aksine Sazova belirlendi.
Bir anlamda...
Eskişehirlilerin tercihi de, Vali'nin verdiği söz de görmezden gelindi ve "biz istiyoruz böyle olacak" denildi.
Şimdi bu konuyu neden mi yazdık?
Eskişehir'in yeni Valisi Güngör Azim Tuna, hemen herkesin gözünün olduğu vilayet Fidanlığı ile ilgili açıklama yapmış ve;
-"burası kesinlikle park olacak. Yapılaşma olmayacak" demiş.
Bir anlamda, Eskişehirlilerin de tercihi doğrultusunda "Vali sözü" vermiş.
Ne diyelim?
Umarız siyaset buraya da girmez.
Daha doğrusu...
Stadyum meselesine benzemez.
Zira...
Siyaset ne Eskişehirlilerin tercihini dinliyor ne de Valinin verdiği sözü...
--------------------------
Unutulan mahalle ruhu...
Tepebaşı Belediyesi'nden gelen bir haber vardı önceki gün.
Belediye'nin her akşam değişik mahallelerde verdiği iftar yemeği ile ilgiliydi bu haber. Söz konusu haberin üzerine şu başlık atılmış:
-"Unutulan mahalle ruhu iftar programlarıyla yeniden canlanıyor"
Doğrusunu söylemek gerekirse iftar programlarına hiç bu gözle bakmamıştık.
Hâlbuki...
Unutulan mahalle ruhu, verilen iftar yemeğinden de önemli.
Buna, bizzat katıldığımız Söğütönü konutlarında ki Tepebaşı Belediyesinin iftar programında bizzat tanık olduk.
Uzak ve yakın komşular, belki de ilk kez bu kadar çok sayıda ve bir arada olmuşlardı.
Mahallede çocuklar belki de ilk kez bu kadar büyük bir grup oluşturmuşlardı.
Birbirlerini gönlerdir görmeyen aileler belki de ilk kez gece boyunca sohbet etme imkanı bulmuşlardı.
Binlerce mahalleli belki de ilk kez böyle bir gecede buluşma keyfi yaşamışlardı.
Belki ilk kez topyekûn yemek yeme, eğlenme olanağı bulunmuştu bu programda.
Kısacası...
Tepebaşı Belediyesi'nden gelen haberin başlığını kim bulduysa tebrik etmek lazım.
Zira...
Gerçekten de unutulan mahalle ruhu bir geceliğine olsa da yeniden canlanmıştı katıldığımız iftar programında...
---------------------
Film platosu meselemiz vardı bizim...
Bir zamanlar "Eskişehir Film Platosu oluyor" furyası vardı.
Öyle suni yaratılmış bir furya değildi bu.
Gerçekten, Eskişehir'in Cadde ve sokaklarında yürürken bile bir ünlü sima ile karşılaşıyordunuz.
Pek çok film çekildi bu furya sırasında.
Yine.
Pek çok film çekilmesi için girişimde bulunuldu.
Çekilen filmlerin bir bölümü vizyona girdi.
Diziler Televizyon kanallarında yayınlanmaya başlandı.
Eskişehir'de çekilen bazı filmler de önümüzde ki süreçte vizyona girecek.
Bunları yaşadık.
Ancak...
Bir anda bıçak gibi kesildi Eskişehir'in film platosu olma meselesi.
Film şirketleri ya plato olarak başka yerler buldular.
Ya da...
Eskişehir'den pek memnun kalmadılar.
Dedik ya...
Aslında fena da gitmiyordu işler ama...
----------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Rahip özenle bakımını yaptığı, büyüttüğü tavuklarını kilise bahçesindeki kümesine kapatır. Lakin üzerine titrediği, horozu tavukların arasında göremez, ortada yoktur. Ayinden sonra aklına horoz gelir, cemaatine sorar:
Kimin horozu var?
Bütün erkekler ayağa kalkınca, sorunun yanlış anlaşıldığını anlar:
Hayır onu demedim, horozu kim gördü?
Bu kez tüm kadınlar ayağa kalkar...
Hayır, efendim!! Başkalarının horozunu kim gördü demek istiyorum.
Kadınların yarısı ayağa kalkınca, ortamı iyice karıştırdığını düşünür, düzeltir:
Allah, Allaaah! Benim horozumu kim gördü yahu?
Bütün rahibeler ayağa kalkar.. .
Siyaset ne kent halkının tercihini dinler ne de Vali'nin sözünü...
Günlerden bir gün gazeteciler çağrıldı Vilayete.-"Vali, büyükşehir Belediye Başkanı ve Eskişehirspor Başkanı ortak Basın toplantısı düzenleyecek" denildi.-"Üçü de önemli isim. Dolayısıyla konu da önemlidir" düşüncesiyle...