Millet olarak siyaset anlayışımız oldukça tuhaf...
Ya Babadan solcuyuz, ya da sülaleden Sağcı.
O yüzden...
Aramızda siyasi düşüncesini okuyup, değerlendirme yaparak belirleyenlerin sayısı çok az.
Daha küçük yaşlarda, evde konuşulanlar çerçevesinde başlayan etkileşim, yıllar itibarıyla sürüp gidiyor.
Çoğunlukla da, Baba hangi partiyi tutuyorsa(ki o da babasından etkilenmiş oluyor), çocuk da ister istemez o siyasi görüşü benimsiyor.
O yüzden;
-"Ben hayatımda Sol'a oy vermedim" diyene çokça rastlarsınız çevrenizde...
Yine...
-"Bu yaşıma kadar hiçbir Sağ partiye oyum nasip olmadı" diyen de çoktur.
Halbuki...
Seçimde bir partiye oy veren, ya da oy verdiği partiyi canı gönülden destekleyen bir çok insan, o partinin ne düşüncesini tam olarak biliyordur, ne de o partinin tüzük ve programını okumuştur.
Sadece, Atadan gelen bir miras gibidir bu iş.
Bir de bunun yanı sıra, parti falan bilmeyen, sadece belirli özelliklere bakarak oy verenler vardır içimizde.
En çok dikkat ettikleri özellik ise, partinin başında ki isimdir.
Genel başkanın;
Ya yürüyüşünü ve karizmasını beğenip oy verir...
Ya da...
Genel başkanın bir tarafı kendisine gıcık gelir, oy vermez.
Neticede...
Ülkemizde Genel başkanlara endeksli bir siyaset anlayışı yıllardır hüküm sürer.
Benzetme belki abartılı olacak ama, puta tapar gibi Genel başkana tapar çoğu insan...
Öyle ilginç bir durum söz konusudur ki...
Seçimlerde yüzde 50 oy almış bir partinin genel başkanını çekip alın, o parti yüzde 5 oy bile alamaz hale gelir.
Tam tersi düşünüldüğünde ise...
Yüzde 20 nin üzerine çıkamamış bir partinin Genel Başkanı gittiğinde, adeta sihirli bir el değmiş gibi oyları birden yüzde 30 ların üzerine çıkıverir.
İşte bu gün ülkemizin siyaset anlayışı aynen budur.
Yani...
Genel başkan siyasetidir.
Hâlbuki partilerin siyasetini Genel başkanlar değil, parti programları, parti tüzükleri belirler.
Ama yukarıda da söylediğimiz gibi buna kimse bakmaz.
Herkesin gözü, Genel Başkanın yakışıklılığında, karizmasında ve yürüyüşündedir...
Eğer bu özellikler yoksa, siyasetin daniskasını da yapsa, partisine oy kazandıramaz Genel başkan...
Tüzük ve Program istediği kadar mükemmel olsun...
Oy falan çıkmaz o partiye...
.......
Araç parklarına izin vermeyin bari...
Eskişehir'de zaten Trafik altyapısı yok.
Bir de Okullar açıldı.
Bu da yetmezmiş gibi aynı anda Odunpazarı'nı Tepebaşı'na bağlayan İstasyon köprüsü trafiğe kapatıldı.
Ve tahmin edeceğiniz gibi Eskişehir Trafiği saç baş yoldurmaya başladı.
Tüm bunların da etkisiyle önceki gün Kırım caddesi üzerinde karşılıklı park eden araçlar yüzünden sıkışıp kalan ve çarşıya aracıyla bir türlü ulaşamayan Emin Ayan isyan etmiş.
Bir de dünkü gazetelerde kenti yönetenlerin birbirlerini ziyaret ettiğine dair haberleri okuyunca iyice çileden çıkmış...
Aradı ve telefonda bağıra bağıra konuşmaya başladı:
-"Artık kenti yönetenler ziyareti bir tarafa bıraksınlar da Eskişehir'in şu trafiğini düzeltmek için bir şeyler yapsınlar" dedi .
Trafiğin geldiği noktada yapılan yakınmalar son derece yerinde.
Elbette İstasyon köprüsünün kapalı olmasının bu işte rolü fazla.
Ama...
Buna rağmen insanların sıklıkla kullandığı Kırım caddesi gibi pek çok cadde üzerinde karşılıklı ve çift sıra parka izin veriliyor olması da son derece ilginç...
Hiç olmazsa...
İstasyon köprüsünün yıkımı ve yolun tekrar açılmasına kadar çok kullanılan Cadde üzerlerinde araç parkı yaptırılmasa iyi olacak.
.....
Muhacir Federasyonu
etkinliğinde ne oldu?
Muhacir Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen bir etkinlik yapılmış Yunusemre Kültür Merkezinde.
Özcan Pehlivanoğlu'nun vereceği bir konferans ve Resim sergisi varmış etkinlik kapsamında.
Konferans başlamış.
Özcan Pehlivanoğlu Balkanlarda Türklere yapılanları başlamış anlatmaya.
5,5 milyon insanın nasıl katledildiğini, nasıl zulme tabi tutulduklarını örnekleriyle anlatırken ve izleyiciler de bu anlatılanların atmosferine kapılmışken salonun kapısı birden açılıvermiş.
İçeriye kalabalık bir grupla giren Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ön sıraya oturma yerine direkt konuşma kürsüsüne çıkartılmış.
Özcan Pehlivanoğlu'nun yarıya gelen konferansı bölünmüş ve başlamış Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı konuşmaya.
Bu durum izleyicilerin tepkisini çekmiş tabi.
10 kişiye yakın izleyici konferansın bu şekilde bölünmesine tepki amacıyla çıkmışlar salondan.
Pek çoğu da "Böyle bir durumla karşılaşacağımı bilseydim gelmezdim" diye geçirmiş aklından...
........
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Adamın biri Amerika ye gitmiş ve orada çok güzel bir civciv görmüş ve ülkesine götürmek
istemiş. Uçağa binmiş ve civcivi ceketinin iç cebine koymuş.
Yanına da bir rahibe oturmuş. Civciv bir sure sonra adamın gömleğinin içine girip pantolonuna doğru inmiş ve fermuar seviyelerine geldiğinde cani dışarı çıkmak istemiş.
Fermuarın azıcık acık kalan yerinden dışarı bakmış ve hemen kafasını geri çekmiş. Bu hareketi bir kaç kez tekrarlamış.
Civciv rahibenin dikkatini çekmiş. Rahibe utana sıkıla adama donmuş:
'Beyefendi, ben bu işlerden pek anlamam ama galiba yumurtalarınızdan biri çatlamış !'
Siyasetten anladığımız bu...
Millet olarak siyaset anlayışımız oldukça tuhaf
Ya Babadan solcuyuz, ya da sülaleden Sağcı.O yüzden
Aramızda siyasi düşüncesini okuyup, değerlendirme yaparak belirleyenlerin sayısı çok az.Daha küçük yaşlarda, evde konuşulanlar...