Mesleğe başlayalı 35 yıl olmuş. Bir çırpıda geçip giden 35 yıl. Eskişehir’de birçok gazetede görev yaptım. Çok önemli gazetecilerle büyük ustalarla çalışma şansına sahip oldum.
Habercilik konusunda herkesten bir şeyler öğrenmeye çalıştım.
Öğrenmeye de devam ediyorum…
En önemlisi gazeteciliği “aşkla” yapmaya çalıştım. Her insan gibi yanlışlarımız, eksikliklerimiz, hatalarımız oldu. Bilmeden, elimizde olmadan yanlış yönlendirmelerle kırdığımız kurumlar, insanlar de oldu. Bir kez daha hepsinin affına sığınıyorum…
Gazeteciliği severek yapıyorum. Yazmaya “tutku” ile bağlıyım. Çok beğendiğim yazılarım olduğu gibi, gereksiz yanlış hatalı bulduğum yazılarım da oldu, epeyce de fazla!
Sor ayrıldığım gazetem Anadolu’da ve ES TV’de yaklaşık 7 yıl görev yaptım. 5 yılında yöneticiydim 2 yılda ise sadece yazı yazdım ve TV programı yaptım. Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş, iyi habercilik yapmamız için tüm olanakları sağladı. Bir kez daha kendilerine şükranlarımı sunuyorum…
Aramızda hiçbir problem olmadı. Dostluğumuz arkadaşlığımız baki…
Şöyle geriye dönüp baktığımda hiçbir kurumda 6-7 yıldan fazla çalışmadığımı ya da çalışamadığımı fark ettim. Hepsinde kendi isteğimle ayrıldım. Sanırım uzun yıllar bir kurumda çalışmak, beni rutinleştiriyor…
Yeni bir şeyler yapmak için çoğu zaman farklı yolculuklara çıkmamız gerekiyor. Gazeteciler için “soluduğu havayı değiştirmek” üretiminin artmasına fayda sağladığına inanıyorum…
İstikbal Gazetesi’nin sahibi Vedat Alp ile dostluğumuz uzun yıllara dayanıyor. Birlikte çalıştığımız dönemlerde başarılı haberlere imza attık. Vedat Alp, sanırım ülke genelinde gazeteci-patron olan parmakla sayılı kişiler arasında yer alıyor. Basınımızın “gazeteci-patronlara” her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
Vedat abi ile geçmişte olduğu gibi bundan sonra da iyi habercilik yapma gayretinde olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın…
Ekonomi Gazetesi’nin Bölge temsilciliği görevini ve ÇGD Eskişehir Şube Başkanlığı görevlerini de yürütmeye devam ediyorum. Gazetecilik ve habercilik konusunda uzun cümleler kurmayı, nutuklar atmayı pek sevmiyorum. 35 yıl boyunca yaşadıklarım ve öğrendiklerim var. Ve elbette yazdıklarım orada duruyor…
AKSİLİK İŞTE
Bugün yeni bir başlangıç için ilk günümdü. İstikbal Gazetesi’nde yazmaya başlayacağım gazetede haber yapılmış ve Vedat abi de köşesinde yazmıştı. Günün erken saatlerinden itibaren telefonum çalmaya başladı. Ancak bir aksilik vardı. Telefonun ekranı kararmıştı! Ne açabiliyordum ne arayanları görüyordum. Çaresiz yeni bir telefon almak için marketin yolunu tuttuk…
Artık çevrimiçiyim…
Telefonlarına bakamadığım ve geri dönüş yapamadığım herkesten özürlerimi kabul etmesini diliyorum…
İlk gün aksiliği işte!
KABUL EDERSE KAHRAMAN OLUR!
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, sosyal medya hesabından kayyum olarak atanan Gürsel Tekin’e seslendi:
-Ey Gürsel Tekin, kayyum görevini kabul ederek neyi çözeceksin? Yarattığın kaos tüm ülkeyi baskıcı bir rejime sürüklüyor. Farkında olmadığını düşünmek mümkün değil. Bilerek ve isteyerek bu kaosa neden olmanı anlayabilmiş değilim.
…/…
Ve Kurt, Tekin’in ne yapması gerektiğini bir cümle ile anlattı:
-Yapman gereken şudur, “CHP ye kayyum atanamaz” demek veya On beş gün içinde İl kongresini yaparak yönetimi Özgür Çelik’ e devredeceğim demektir.
…/…
Tekin, bu formülü kabul ederse kahraman olur!
KİMLER DÜŞÜNÜYOR?
Dante ne demiş:
-Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse bir şey düşünmüyor demektir.
Çevrenize bir bakın...
Herkes sürekli bir şeyler söylüyor. Ama bu söyledikleri başka birilerinin söylediklerinin tekrarından öteye gitmiyor.
Sanırım, Türkiye'de artık düşünmeyi de unutuyoruz!