SORUNLARDA SEÇMENİNDE PAYI VAR

Eskişehir' de, belediye ve il genel meclislerinde, kısır çekişmeler, sürekli ve kalıcı hale geldi. Siyasi hesaplar nedeniyle, doğrular yanlış, yanlışlar da doğru oldu. Öneriler ise Eskişehir' in, yararına da olsa kabul görmedi. Sonuçta da Fatura Eskişehir halkına çıkartıldı.
Bu tablo karşısında, söylenecek çok söz var. Ancak istenmeyen bu tablodan Eskişehirli seçmen de sorumludur. Neden bilinmez, gerçeklere rağmen bir kısım seçmen, Eskişehir' e yararı olmayacak insanları seçmekte hep ısrarcıdır. Maalesef, ülkemizde, seçmen de ve politikacı da, düşüncede saplandıkları kalıplaşmadan çok zor kurtuluyorlar. Sonuçta da hem kendilerine, hem de mensup olduğu partilere, zarar veriyorlar.
Ülkemizde, Kayseri, Konya ve Gaziantep gibi, birçok kent, ilin yararına olan her proje, uygulama ve icraat karşısında, birlik ve beraberlik içinde hareket ediyorlar. Bugün sahip oldukları imkânlar ortadadır.
Eskişehir'de, bu tabloyu hiçbir dönem göremedik. Kentteki siyasi parti il teşkilatları, kentin sorunları ile ilgilenmediği gibi, genel merkezler gibi çalıştı. Eskişehir'i temsil eden milletvekilleri ise kendi aralarında takım ruhu yaratamadılar. Hatta aynı partinin milletvekilleri olmalarına rağmen, birlikte hareket etmediler. Daha da kötüsü, bir dönem boyu kırgın olanlar bile oldu.
Oysa Eskişehir'in, sorunlarını çözmek, kentte her alanda ivme kazandırılmak isteniyorsa, isteniyor. İldeki tüm siyasi parti il teşkilatları icraatlarına, "ORTAK PAYDA" , ORTAK AKIL" ve "TAKIM RUHU" gibi kavramları hâkim kılmak zorundadırlar.
Elbette tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de siyaset ve siyasetçi, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Demokrasi de varlıklarının nedenidir. Siyaset ise sorun çözme sanatıdır. Ancak Türkiye ve Eskişehir için, aynı şeyleri düşünmek ve söylemek biraz zor. Çünkü Türkiye'de, politikacı, gelişmesinin ve sorunlarının çözümünün önünde ciddi bir engel olduğu gibi, sorun yaratan taraftır. Ülke genelinde iktidar ve muhalefet arasında ve İl Genel ve belediye meclislerinde yaşananlar bunun en net göstergesidir.
Çok partili dönemde, parlamento, il genel ve belediye meclis üyelerinin seçimine, parti liderleri ve il parti yönetimleri, etkili oldu. Oysa seçilmişler, " Egemenlik kayıtsız şartsız milletin elindedir" dediler ama hiçbir dönem halk kendisini, temsil edecek insanları seçme şansına sahip olamadı.
Oysa Büyük Önder Atatürk' e göre, Parlamento, il genel ve belediye meclis üyelerini halk, doğrudan doğruya ve hiçbir aracı olmadan kendisi seçecektir. Üyelerin seçiminde aracılığı ne devletin yürütme kurumu olan hükümet ve ne de partiler yapabilir. Çünkü Türk halkı değer verdiği ve kendisini de Parlamento da, il genel ve belediye meclislerin en iyi şekilde temsil edecek, kişi/kişileri bizzat kendisi seçecektir. HALKI, HÜKÜMETİN VEYA PARTİLERİN, EMPOZE EDECEĞİ VE BELİRLEDİĞİ KİŞİ/KİŞİLERİ SEÇMEK ZORUNDA VE DURUMDA BIRAKMAK, TAMAMEN ANTİDEMOKRATİKTİR.
Seçmene tercih hakkı vermemek, insan hak ve hürriyetlerini de kısıtlamak ve ortadan kaldırmaktan başka bir şey değildir. Bir toplumda, hak ve hürriyetler kısıtlandı ve birlik bozuldu mu, o toplumlarda, ayrı çıkar gruplarının teşekkülü zorunlu olur. Veya kendiliğinden oluşur. Bu aynı zamanda, toplumda, sınıflaşma demektir. Böyle toplumlarda, sınıflar ve cemaatler ekonomik ve politik alanlarda, birbiriyle çarpışarak kendilerini korumak zorundadır. Bu tür toplumlarda, insanların ve toplumların hak ve hürriyetlerini korumak da mümkün değildir.
Türkiye, bugün bu tablo ile karşı karşıyadır. Ülke, hızla sınıflaşma ve kutuplaşmaya, doğru sürükleniyor. Siyasette kutuplaşma ise tehlikeli boyuta geldi. Bu nedenle de icraata, uygulamalara ve yatırımlara, "POLİTİK" ve "ELİT" güçler hâkim oldu. Sonuçta yatırımlar, ya atıl kaldı, ya da istenen verim elde edilemedi. Fatura da Türk halkına kesildi. Ülke ve Eskişehir'deki bu tablodan, siyasetçi kadar, seçmende sorunludur. Çünkü Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, sorunların çözümü seçmenin elindedir.
Eskişehirli seçmen, önümüzdeki yerel seçimlerde, tercihini, partilere göre değil de kedisine hizmet edeceğine inandığı, Belediye Başkan, il genel ve meclis adaylarının, sahip oldukları kriterlere göre yapmalıdır. Bu her seçmen için, bir görev ve ödev olduğu gibi bir haktır da.