Sosyal Yardım Vakfı parasıyla ne yapılır? Ne yapılamaz?

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı...
Devletin vatandaşına karşı sosyal sorumluluklarını yerine getirme amacıyla kurulmuş bir Devlet kurumudur...
Belli başlı iki tür faaliyet alanı vardır.
Birincisi...
Proje Destek Programları.
Yani, söz konusu Vakıf, işsizliği ve yoksulluğu önleyecek projelere destek olur.
Diğeri ise;
Sosyal Yardım Programları.
Yani...
Söz konusu Vakıf Aile, Sağlık, Eğitim, Özürlüler ve Özel amaçlı yardımlar yapar...
Kime yapar?
Tabii ki gerçek ihtiyaç sahiplerine.
Örneğin...
Hiç geliri olmayan ve insanlık dışı bir yaşam süren bir aileye, barınabilecek bir ev sağlayabilir bu Vakıf...
Ya da...
Kimsesiz ve fakir bir insanın sağlık giderlerini karşılayabilir.
İmkanı olmayan çocukların eğitim masraflarını üstlenebildiği gibi, özürlü ve fakir insanların da ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Özel amaçlı yardımlar kapsamında da, Aşevleri gibi yerlerin çalışmalarını sağlayarak, insanlara sıcak yemek imkanı sunabilir...
İşte tüm bu saydıklarımızı yapar sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı...
Sizin anlayacağınız...
Son derece önemli bir görevi üstlenmiştir.
Temel amacı, ihtiyaç sahiplerine ihtiyacı olanı ulaştırma felsefesi vardır.
Peki neyi yapamaz sözünü ettiğimiz bu Vakıf?
Mesela...
Kaza yapan bir makam aracının tamiri için gereken parayı karşılayamaz...
Çünkü...
O parada yetimin hakkı vardır...
Mesela...
Yanan bir evin tamiri, sırf sahibi kamu görevlisi diye Vakıf parasıyla yapılamaz...
Çünkü...
O parada fakir fukaranın hakkı vardır...
Hele hele bir kamu makam odasının teşrifatı hiç yapılamaz...
Çünkü...
Oraya harcanan para ile, belki de 50 çocuğun eğitim masrafı karşılanamaz hale gelebilir.
Kısacası...
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakfının parasının amacı dışında kullanılması hem yazıktır, hem günahtır hem de suçtur.
Bu paranın amaç dışı kullanılmasına izin verenler de, göz yumanlar da vicdanen rahat olamaz.
Şimdi...
-"Tüm bunları niye yazıyorsun? Bildiğin bir şey mi var?" diye bir soru aklınıza gelebilir...
Bildiğimiz bir şey yok...
Sadece içimizden geldi...
Uyaralım istedik...
O kadar...