-Darbeye karşı çıkma, demokrasiye sahip çıkma adına sokağa çıkıp, meydanlara inenleri takdir ediyorum.
-"Partisi,siyasi düşüncesi batsın. Bu özgürlüğümüze bir darbedir" diye eline aldığı Türk bayrağı ile protesto gösterilerine katılanları takdir ediyorum.
-O meydanlara sırf bir partinin propagandasını yapmak için gelenleri uyaran yine o partinin yöneticilerini kutluyor ve takdir ediyorum.
-Meydanlara getirilen parti bayraklarını, kendisinin de parti bayrağı olmasına rağmen "kaldırın onları" diye uyaran yönetici pozisyonundaki insanların doğru yaptıklarını düşünüp kutluyorum.
Ancak...
-Bu işi eğlenceye dökenleri.
-Şarkılar, türküler söyleyip, gecenin bir yarısı korna sesleriyle cadde ve sokakları düğün salonuna çevirenleri.
-Amaçları darbe ve demokrasi olmayıp, fırsattan istifade dilediği gibi bağırıp çağırma imkanı bulduklarını zannedenleri.
-O meydana sırf siyaset yapmak için gelenleri.
-"Demokrasiye en çok ben sahip çıkıyorum" havasında ve kafasında olanları.
-Aynı tepkiyi veren ama farklı siyasi görüşü olanların bu karşı çıkışını ısrarla samimi bulmadığını düşünerek,bağırıp çağıranları...
Ve...
-O meydana sırf rol kapmak, "En iyi partili benim" tiyatrosu oynayan, her gece meydanda çektirdiği fotoğrafları sosyal medya hesabından boy boy yayınlayarak, sürecin sonunda elde edeceği menfaatin şimdiden hesabını yapanları ne kutluyor ne de takdir ediyorum.
Hatta onlara kızıyorum.
Bu arada...
İlk 2 gün ortalarda görülmeyen, işin rengi aşağı yukarı belli olduğunda meydanlara çıkan, herkes tarafından ne olduğu, nasıl düşündüğü ve geçmişte neler yaptığı çok iyi bilinmesine rağmen "Bak ben bunlardan değilim. Lanet olsun bunlara" diye avazları çıktığı kadar bağıranlara da...
Sadece ama sadece gülüyorum.
.....
Düğün yapıyorsun tamam da, şu havai fişekleri atma be kardeşim!
Düğün yapıyorsun anlıyorum kardeşim.
Tarihini de aylar öncesinden belirledin biliyorum.
Hayatında yapacağın belki de son düğün olacak bu eyvallah.
Ama...
Fakat...
Lakin...
Ülke kâbus dolu günler yaşamış ve yaşıyor.
Rejim büyük bir badire atlatmış.
Ülkesini ve demokrasisini savunmak isteyen insanların üzerinden tanklar geçip, kendinin zannettiği askerinin silahlarından çıkan kurşun ve bombalarla can vermiş.
Vergileriyle alınan uçaklar üzerine ölüm yağdırmış.
Devletini seven ve koruyan Asker ve Polisler resmen şehit olmuş.
Kısacası.
Bir ülkenin yaşamaması gereken ne kadar kabus dolu olay varsa yaşamış.
Bu denli olağanüstü olayların yaşandığı bir ortamda düğün yapmanı elbette anlıyoruz.
Düğününde müziğin çalınmasını ve insanların göbek atmasını da doğal karşılıyoruz.
Bu yaptığının aslında hayatın normalleşmesine katkı sağlayacağını bile düşünüyoruz.
Ancak...
O düğün esnasında o havai fişekleri atmana kesinlikle hak vermiyorum.
Havaya atılan o havai fişeklerin çıkarttığı o patlamaların da o renkli görüntülerin de yaşanılan şu günlere yakıştığını hiç mi hiç düşünmüyoruz.
O yüzden...
Düğününü yap kardeşim.
Düğünde göbek de at gönlünce.
Ama o havai fişekleri attırıp durma.
Şu hassas günler yaşayan ve istim üzerinde olan insanların da yüreklerini ağızlarına getirme...
.....
Demokrasi nöbetleri devam edecekse...
İlk 3 gün AK Parti binası önünde, 2 gündür de Vilayet meydanında gerçekleştirilen darbe protestoları var.
Bu gösteriler aynı zamanda demokrasiye bağlılık anlamı taşıyan protestolar.
Konulan isimden de anlaşılacağı üzere "Demokrasi nöbetleri"
Son derece kalabalık oluyor bu toplanmalar.
Toplananlar içinde siyasi görüş farklılığı olanların da bulunması demokrasiye sahip çıkma açısından önemli ve sevindirici.
Toplanılan alanda herhangi siyasi bir sahiplenme oluşu memnuniyet verici.
Lakin...
Göründüğü kadarıyla, son 2 gündür vilayet meydanında gerçekleştirilen demokrasi nöbeti etkinliğinde yeterince güvenlik önlemi alınıp alınmadığı konusu insanı ister istemez endişelendiriyor.
Meydan, provokasyona da, terör örgütlerinin olası saldırılarına da sanki açık hale geliyor.
Diyeceğimiz o ki: Eğer bu demokrasi nöbeti adı altında, demokrasiye sahip çıkıp kollama adına yapılan bu etkinlikler devam edecekse...
İnsanların meydanlara çıkması devam edecekse...
Bu meydanlarda güvenlik önlemi en üst düzeye çıkartılmalı.
İnsanlar ciddi bir aramadan geçirilmek suretiyle bu meydanlara girebilmeli.
Böyle olmalı ki, demokrasinin savunulduğu söz konusu meydanlar, demokrasimizi yok etmeye yönelik provokasyonlar ve saldırılara açık hale gelmesin...
.....
Meydanın ismi "Demokrasi Meydanı" olsun...
Mevcut Atatürk Stadyumunun yerine sonunda insanların kullanabileceği meydan yapılması kararı alındı ya...
Sazodva'daki yeni Stadyum hizmete geçer geçmez mevcut Atatürk Stadyumu yıkılıp,yerine söz verildiği gibi Meydan yapılacak ya...
Bazıları bu yapılacak olan Meydan'a sadece "Meydan" ismi verilmesini, bazıları "Kent meydanı" adı verilmesini, bazıları da "Millet bahçesi" adı konulmasını istemişti ya...
15 Temmuz darbe girişimi, bu darbe girişimine karşı vatandaşların göstermiş olduğu direnç ve demokrasiye bağlılık ve tutkunluğun yaşandığı şu günler bize bir fikir verdi.
Bırakın Meydan'ı, Kent Meydanı'nı ve Millet Bahçesi'ni bir tarafa.
Eskişehir'e yapılacak olan Meydan'a, bundan sonra "Demokrasi Meydanı" ismi yakışır...
Bizden söylmesi...
Takdir ettiklerim, kızdıklarım ve hallerine güldüklerim var...
-Darbeye karşı çıkma, demokrasiye sahip çıkma adına sokağa çıkıp, meydanlara inenleri takdir ediyorum.-"Partisi,siyasi düşüncesi batsın. Bu özgürlüğümüze bir darbedir" diye eline aldığı Türk bayrağı ile protesto gösterilerine...