Bugün dünyanın hemen her yerinde aynı takvimin kullanıldığını söylemek mümkün. Oysa tarih boyunca toplumlar birbirinden değişik ölçü ve tartılar kullandıkları gibi farklı takvimler de kullandılar.
Mayalar tarafından kullanılan takvimde bir yıl 360 gündü, bundan sonra gelen 5 güne ise "şanssız ay" deniliyordu. Mayaların bir haftası 13 gün sürüyordu. Maya takvimine dayanan Aztek takviminde bir hafta 5 gündü. Her iki kültürde de bir yıl 18 ay, bir ay ise 20 gün olarak kabul ediliyordu.
Müslüman toplumların kullandıkları islami takvim Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göçüyle, yani hicretiyle başlıyor. Bu tarih günümüz takvimiyle 622 yılının Temmuz ayının 16. gününe rastlıyor. Hicri Takvim adından anlaşıldığı üzere, hicreti başlangıç alan bir takvimdir. Hicri Takvim Halife Hz. Ali'nin önerisiyle kabul edilip benimsenmişti. İslami takvimde bir yıl 354 gündür ve 29 ve 30 gün çeken 12 aydan oluşur.
Yahudilerce kullanılan Yahudi Takvimi "Yaradılış Yılı" olarak kabul edilen MÖ 7 Ekim 3761 tarihinde başlıyor.
Bir toplum tarih boyunca değişik takvimler kullanabilir. Örneğin İslam dinini kabul etmeden önce Türkler 12 hayvan isminden oluşan bir takvim kullanıyorlardı. Yıllar rakamla ifade edilmiyor, "tavşan", "koyun", "yılan", "maymun" gibi hayvan adlarıyla anılıyordu. Hayvanlı takvim bazı Türk devletlerinde Müslümanlığın kabulünden sonra da kullanılmıştı. 12 hayvanlı takvim Çin'de hala kullanılmaktadır.
Selçuklular "Hicri-Kameri Takvim" ve "Celali Takvimi" gibi takvimleri kullandılar. Daha sonra gelen Osmanlılar da Selçuklular tarafından kullanılan "Hicri-Kameri Takvim" kullanıldı; buna 1740 yılında yılbaşı Mart ayı olan "Rumi Takvim" ekleniyordu. Daha sonraları 1917 yılında ise Gregoryen Takvimi esasına dayalı "Takvim-i Garbi" kullanılmaya başlandı. Cumhuriyet ilan edildikten sonra ise 1 Ocak 1926 tarihinde yayınlanan 698 sayılı kanunla birlikte Gregoryen esasına dayanan "Miladi Takvim" kullanılmaya başlandı. Görüldüğü üzere kullanılan takvimler listesi epeyce kabarıktır.
Takvim değişikliği, tarihlerde oynamalara yol açabiliyor. Bunun en ilginç örneği Sovyet Rusya'da yaşanmıştı. Ruslar, Ekim Devrimi de denilen 1917 Devrimi'nden sonra Gregoryen esaslı takvimi kabul etmişlerdi. Bunun sonucu olarak tarihlerde 13 günlük bir kayma meydana gelmiş ve ünlü Ekim Devrimi, yeni takvime göre 7 Kasım'a kaymıştı. Bu nedenle Ekim Devrimi kutlamaları Kasım ayında yapılıyordu.
Şu anda Türkiye'de de kullanılmakta olan takvimin ay adlarının ortaya çıkışı da ilginçtir. Örneğin yılın üçüncü ayı Romalıların Tanrılarından birinin adıdır: Mart (Martius), Roma Savaş Tanrısı Mars'tan geliyor. Dördüncü ay ise bir Sümer Tanrıçasından geliyor: Ninisina. Nisan ayı Sümer Tanrıçalarından "Ağlayan Tanrıça"dan adını alıyor. Yağmur yağmasıyla ünlü Nisan ayında Tanrıçanın döktüğü gözyaşlarının toprağa karışarak bitkileri canlandırdığına inanılıyordu. Beşinci ay Mayıs (Maius), Romalıların İlkbahar Tanrıçası Maia'dan geliyor. Yedinci ay Temmuz, Sümer Çoban Tanrısı Dumuzi'de geliyor. İbranice'de 'Tammuz' deniliyor. Sekizinci ay olan Ağustos ayına bu adın verilmesi ise raslantıların ya da kaderin garip bir cilvesinin sonucudur. Roma İmparatoru Augustus imparator olmasaydı, bugün sekizinci ayın adı Ağustos değil başka bir sözcükle ifade edilecekti.
Takvim Hakkında Herşey...
Bugün dünyanın hemen her yerinde aynı takvimin kullanıldığını söylemek mümkün. Oysa tarih boyunca toplumlar birbirinden değişik ölçü ve tartılar kullandıkları gibi farklı takvimler de kullandılar.Mayalar tarafından kullanılan...