Tapanı-nefret edeni, seveni-sevmeyeni ile...

Daha önce de yazdık.Yılmaz Büyükerşen’i bu şehirde taparcasına sevenler de var, nefret edenler de…Oranları nereden bakarsanız bakın aynı.Tapma ve nefretin dışında kalan büyükçe bir kesim var.Yani…Sevenler ve sevmeyenler...

Daha önce de yazdık.
Yılmaz Büyükerşen'i bu şehirde taparcasına sevenler de var, nefret edenler de...
Oranları nereden bakarsanız bakın aynı.
Tapma ve nefretin dışında kalan büyükçe bir kesim var.
Yani...
Sevenler ve sevmeyenler var...
Son seçimlerde alınan oylara baktığınızda, bunların oranlarının da aynı olduğu görünüyor.
Kısacası...
Şu anda eldeki son seçim verilerinden yola çıkacak olursanız, Eskişehir'in yarısı Büyükerşen'i seviyor, diğer yarısı ise sevmiyor.
Kendisine tapanları ve nefret edenleri bir kenara çıkartırsanız, (Çünkü Büyükerşen'e tapan ve nefret edenlerin özel durumları ve gerekçeleri var) seçim sonuçlarını işte bu tapan ve nefret eden kesimin dışında kalan ve büyük bir oranı teşkil eden, seven ve sevmeyen kesim belirliyor.
Öncelikle şunu söyleyelim.
Bu şehirde varlıkları Büyükerşen'e bağlı insanlar var.
Büyükerşen olmadığı takdirde bir hiç olacağının bilincinde olanlar, taparcasına seviyorlar.
Taparcasına olan sevgilerini de, özellikle gösterme ihtiyacı duyuyorlar.
Öte yandan...
Bu şehirde, Büyükerşen'in bir şekilde ayağına bastığı, kararları ve uygulamalarıyla güzel giden işlerinin bozulduğu insanlar da var...
Ve bu insanlar Büyükerşen'den olabildiğince nefret ediyorlar.
Bu nefretlerini de olabildiğince gösterme ihtiyacı duyuyorlar.
İşin ilginç tarafı...
Büyükerşen'e tapan ve nefret edenlerin bu tutumları tam anlamıyla politik bir tutum değil.
Tapanlar, Büyükerşen'e tapmayı gerektirecek bir dolu neden sıralayabiliyor.
Nefret edenler ise o'na keza, aynı oranda neden üretebiliyor.
Ve...
Bu şehirde Büyükerşen kavgası belki Taparcasına sevenler ile, nefret edercesine sevmeyenler arasında yaşanıyor görünse de, sonucu hep bunların dışında ki sosyolojik ve politik düşünen "seven ve sevmeyen çoğunluk" belirliyor...
Sonuç olarak...
Büyükerşen ismi, Tapanı-nefret edeni, seveni-sevmeyeni ile şehri ortadan ayırmış vaziyette.
Ve bu ortadan ayrılmışlık, oran itibarıyla Büyükerşen'e avantaj sağlıyor...
.........
Es-Es iyi ki bu Fener'i yenerek göndermemiş arkadaş...
Eskişehirspor-Fenerbahçe karşılaşmasının üzerinden günler geçti ama...
İstanbul basını ve Fenerbahçe camiasında maçla ilgili tartışmalar hala son bulmuş değil.
İşi öyle bir hale getirdiler ki, kırmızı kart gösteren hakemin neredeyse yatak odasına girmedikleri kaldı.
Dahası...
Oldukça geniş bir çevre, maçın tekrarlanması gerektiğini bile söylemeye başladı.
Kısacası...
Fenerbahçe camiasının yapmadığı bir tek salya sümük ağlamak kaldı ki, o da yakındır sanırım.
Tüm bunları gördükten sonra kendi kendimize "İyi ki Eskişehirspor bu Fenerbahçe'yi yenerek göndermemiş" demek geliyor içimizden.
Düşünsenize...
Bir de Eskişehirspor o fırsatları değerlendirip Fenerbahçe'yi Eskişehir'den tarihi bir yenilgiyle uğurlasaydı?
Ne olurdu o kendini "Koca" zanneden camianın hali?
.......
İl Danışma Kurulu toplantısında bu eleştirileri dikkate alacağız...
CHP nin Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe danışma kurulu toplantılarına taktık ya hani...
İki gündür yapılan bu toplantıları eleştiriyoruz ya...
Birilerinin çok da tepkisini topluyoruz sırf bu yüzden.
Halbuki söylediklerimiz çok basit saptamalardı.
Demiştik ki;
-"Niye bu toplantıları 30-40 kişiyle yapıyorsunuz. Doldurun salonu hiç olmazsa gövde gösterisi yapmış olun" demiştik.
Dahası...
-"Madem 30-40 kişiyle yapacaktınız, 300 kişilik salon niye tutuyorsunuz?" da diyerek sormuştuk soruyu.
Ve hatta...
Buna rağmen 30-40 kişiyle yaptınız toplantıları, bari hiç olmazsa toplantı sonunda bir bildirge yayınlayın ki, insanlar bu danışma meclisi toplantısında önemli kararlar mı aldığınızı, yoksa sohbet mi ettiğinizi anlasın" diye bitirmiştik.
İl başkanı Erman Gölet aradı.
Öncelikle...
Tüzük gereği Danışma kurulu toplantılarına kimlerin katılması gerekiyorsa, onların çağrıldığını ifade etti.
Ardından da...
-"Bu çok kritik bir süreç. Biz bu süreci sağlıklı tartışma ortamı içinde geçirmek durumundayız. Çünkü partimizde AKP gibi biat kültürü yok" dedi.
Anladık ki CHP yöneticilerinde, toplantının üyelere açılması halinde kamuoyuna farklı yansıyabilecek tablo çıkma endişesi taşınıyor.
Erman Gölet, 30-40 kişinin katıldığı danışma kurulu toplantıları için 300 kişilik salon tutulma eleştirimizi haklı buluyor.
Danışma kurulu toplantısı sonrasında bir sonuç bildirgesi yayınlanmamış olma eleştirisinin de doğru olduğunu söylüyor.
Son olarak da...
-"İl Danışma Kurulu toplantısında bu eleştirileri dikkate alacağız ve toplantıyı bu eleştiriler ışığında yapacağız" diyor.
.......

Biraz da gülmek lazım
Adamın biri hayvanat bahçesine gitmiş. Bakmış ki bütün hayvanlar kahkahalarla gülüyor eşek yan gelmiş yatıyor. Adam bir anlam verememiş. Merakından ertesi gün tekrar gitmiş, bu seferde bütün hayvanlar yatıyor eşek kahkahalarla gülüyor. Hayvanat bahçesi müdürüne sormuş :
- Dün bütün hayvanlar gülerken eşek yatıyordu, bugün ise bütün hayvanlar yatarken eşek gülüyor bu ne biçim iştir ne oluyor...
Müdür : - Sormayın beyefendi dün zürafa bir espri yaptı eşek ancak bugün anladı...

Haberleri