Tarih iki kez tecelli eder. Birincisinde Zafer, ikincisinde Trajedi vardır...

Tarih iki kez tecelli eder. Birincisinde Zafer, ikincisinde Trajedi vardır…12 Eylül sonrası yapılan ilk seçimlerde gelmişti iktidara Anavatan Partisi.Turgut Özal’ın başkanlığında dört eğilimin bir araya getirildiği söylenilen...

Tarih iki kez tecelli eder. Birincisinde Zafer, ikincisinde Trajedi vardır...

12 Eylül sonrası yapılan ilk seçimlerde gelmişti iktidara Anavatan Partisi.
Turgut Özal'ın başkanlığında dört eğilimin bir araya getirildiği söylenilen ve toplumun büyük bir kesiminin teveccüh ettiği bir parti oldu.
6 Kasım 1983 yılı seçimlerinde tek başına iktidar oldu.
Bundan üç sene sonra, yani 28 Eylül 1986'da yapılan seçimlerde de, yine tek başına iktidar oldu Anavatan Partisi.
29 Kasım 1987 de ise, oyları düşmesine rağmen tek başına iktidar oldu.
Sonrasında...
Büyük bir gerileme başladı Anavatan Partisi'nde üçüncü dönemle birlikte.
Herkes bu gerilemeyi, Turgut Özal'ın Çankaya köşküne çıkmasına bağladı ama...
Anavatan Partisi'nde ki asıl düşüş nedeni, parti içinde artık herkesin memleket için değil, kendi şahsi menfaati için çalışmaya başlamış olmasıydı.
Partinin her yöneticisi, eğer ticaretle uğraşıyorsa Devlete mal satma çabasına girdi.
Ticaretle uğraşmayan yöneticiler ise, etraflarında ne kadar akraba, eş-dost varsa devlet kurumlarına sokmaya başladılar.
Eş-dost'ların ardından, para ile yapılan işe sokmalar, tayin ve terfiler geldi.
Her dönem, parti içinde ki bir gurubun ya da cemaatin dediği oldu.
Netice olarak...
Toplumun büyük kesimlerine hitap eden, dört eğilimi içinde barındıran Türkiye'nin en kudretli partisi, yöneticilerin kişisel çıkarları doğrultusunda eriyip, önce iktidardan sonra da Türk siyasi hayatından kayboldu.
KİŞİSEL ÇIKARLAR AKP'Yİ DE BU HALE
GETİRMESİN
Şu anda AK Parti'nin üçüncü dönemi.
Yakaladığı oy oranı ve hitap ettiği toplum kesimi, o yılların Anavatan Partisi'nin de üzerinde.
Ancak...
Duyduklarımız çok hoş şeyler değil.
Tıpkı Anavatan Partisi'nin üçüncü döneminde olduğu gibi, insanlar adeta kendi dertlerine düşmüş gibi.
Parti ve ülkeye hizmet etme duygusu, kişisel çıkarların gerisinde kalmış sanki.
Örneğin; Partide ki bir yöneticinin kamu kurumlarına birbiri ardına yüklü miktarlarda mobilya satması gibi.
Bir başka ilçe yöneticisinin çocuğunun, bir İlçe Kaymakamlığında kadrolu olarak işe başlaması gibi...
Dahası...
İlçe Başkanları dahil yöneticilerin eşleri, kızları ve çocuklarının özellikle sağlık kuruluşlarında ve diğer kurumlarda birbiri ardına işe girmeleri gibi.
Ve en önemlisi...
Partiye her gün yüzlerce işsiz müracaatta bulunurken, onlara "biraz sabredin" denilip, bir vakıf aracılığıyla partiye adımlarını dahi atmayan insanların işe yerleştirilmeleri gibi.
SADECE GÖRÜLENLER DE DEĞİL,
BİR DE SÖYLENİLENLER VAR
Seçimin hemen sonrasında yaşanan ve partide bulunanların yakından takip ettiği bu gibi olayların yaratmış olduğu büyük bir sıkıntı var.
Partide ki çoğu insan;
-"Biz mücadeleyi bunun için mi verdik?" demeye başlamış bile.
Partide görünen bu olaylar kadar, bir de konuşulanlar var.
Örneğin;
Nabi Avcı'nın Genel Merkez düzeyinde çaba harcıyor olması ve Eskişehir ile ilgilenmemesi haliyle Eskişehir parti çevresinde ki olaylara olabildiğince uzak kaldığını gösteriyor.
Diğer iki Milletvekili ile, İl ve Tepebaşı ilçe başkan ve yönetimlerinin, şu anda partide söz sahibi olduğu, içinde bulundukları vakfın da bu nedenle etkili konuma geldiği herkes tarafından konuşuluyor.
Odunpazarı ilçe başkan ve yönetiminin şu sıralar yalnızları oynadığı da konuşulanlar arasında.
Sadece bu da değil parti çevresinde konuşulanlar.
Seçim öncesi 4 ncü sıra Milletvekili adayını adeta yanından ayırmayan, birinci sıra adayına da kiralık evine varıncaya kadar düşünen Odunpazarı Belediye Başkanının, şu sıralar diğer iki milletvekiliyle yakınlaşmaları dolaşıyor kulaktan kulağa.
Yine...
Odunpazarı'nda, özellikle parti Meclis gurubu içinde çeşitli rahatsızlıkların yaşanmakta olduğu ifade ediliyor her köşe bucakta.
Netice olarak.
AK parti 12 Haziran seçimleri sonrasında muhteşem bir oy oranı yakalayıp, toplumun büyük bir kesiminin desteğini aldı.
Bu destek, ülkeye ve şehre hizmet etmek için mükemmel bir zemin oluşturuyor.
İşte bu zemin tek bir nedenle bozulur.
O da, kişisel menfaatlerin, parti aracılığıyla verilecek hizmetin önüne geçmesiyle.
Umarız böyle bir durum yaşanmaz.
Eğer yaşanırsa...
Yani kişisel menfaatler hizmetin önüne geçip, bir de parti bu menfaatler için kullanılırsa...
AK partinin sonu da, O kudretli Anavatan Partisi'nin sonu gibi olur.
Bildiğiniz üzere...
Tarih iki kez tecelli edermiş.
Birincisinde zafer, ikincisinde ise Trajedi hep olurmuş...
Bizden söylemesi...

Haberleri