TARIM ALANLARI

Okuyucumuzun, gönderdiği bir e-mail’ de, “  … Eskişehir ovası bitirildi, Sıra Alpu ovasına geldi. Anadolu Üniversitesinin, Alpu Ovasında gerçekleştireceği, Ulusal Raylı Sistemler Araştırma ve Test Merkezi Projesi ile 40...

Okuyucumuzun, gönderdiği bir e-mail’ de, “  … Eskişehir ovası bitirildi, Sıra Alpu ovasına geldi. Anadolu üniversitesinin, Alpu Ovasında gerçekleştireceği, Ulusal Raylı Sistemler Araştırma ve Test Merkezi Projesi ile 40 bin hektar arazi yok ediliyor.”  İfadeleri ile gelişmeler, hakkında, görüşümüzü öğrenmek istedi.


Okuyucumuzun, iddiası doğru ise Büyük Ova Koruma Alanı olarak, belirlenen,  Resmi Gazete’de yayınlanan, 51 bin hektarlık, Alpu Ovası’nın, yok olması demektir.  


Oysa Anadolu üniversitesi,  tarım alanlarının korunmasını savunan,  hatta öğrencilerine de önemini anlatan bir kurumdur. Neden URAYSİM’ i, Eskişehir’ de tarıma elverişli olmayan  alanlar varken, Alpu Ovası’nda gerçekleştirmek istedi, mazeretleri nedir veya Büyük Ova Koruma Alanı ilan edildikten sonra, ilgilileri, ne düşündü bilinmez ama URAYSİM, Alpu Ovası’nda, gerçekleştirilerek,  Alpu ovasına zarar verilmiştir.


Eskişehir ve Alpu ovası için, URAYSİM’ den, daha da büyük bir tehlike, bölgeye kurulacak olan termik santrallerdir.   Alpu’ ya,  kurulması düşünülen, termik santrallerin, hava, su ve toprak kirliliği yanında, canlılar üzerinde, etkiler yapacak, tarım alanlarını ve bitki örtüsünü yok edecek, İnsan sağlığına da büyük zarar verecektir.


Tarım alanları açısından, diğer bir tehlike de Büyükşehir Yasası’dır. Yasa ile yaklaşık 16 bin köyün, tüzel kişiliği kaldırılmaktadır. Dolayısıyla bu köylerin, kullanım alanları içinde bulunan, tarım toprakları, kıyı alanları, meralar büyük kent belediyelerinin, hazırladığı plan ve yatırımlar uyarınca, ya ilgili prosedür izlenerek, tarım dışı amaçlarla kullanıma açılacak, ya da Büyükşehir Belediyeleri ile ilgili kurullar, arasında ihtilaflı hale gelecektir.


Aslında tarıma elverişli durumdaki, 141 bölgenin, Büyük Ova, Koruma Alanı olarak belirlendiği karar, Resmi Gazete’de yayınlanmadan, yıllar önce, TEMA VAKFI Eskişehir İl temsilcilerinde ve ESOGü Ziraat Fakültesi, öğretim görevlilerinden olan, Sayın Halil GüNGöR, Eskişehir Ovasının korunması için, ciddi gayret sarf etti.


Nitekim Sayın Halil GüNGöR, Resmi Gazete’de yayınlanan, Bazı Ovaların Büyük Ova Koruma Alanı Olarak Belirlenmesine İlişkin Karar ve tarımsal SİT alanı olarak kabul edildikten sonra, “ 2009’dan beri uğraştığım, hülya gerçekleşti. Aynı zamanda, bu karar emekliliğimim de belgesidir” demiştir.


Eskişehir’de. 1.365.248 ha. yüzölçümüne sahip Eskişehir’de, 582.500 ha. alan, yani ili yüzölçümünün %42.7’si, tarım arazisidir. Eskişehir’de sulanabilir tarım arazisi, 350133 ha.(%59.64), sulanan arazi 83135 ha (%14.2) sulanamayan arazi ise, 226102 ha (40.46) dır.


ülkemizde ise tarım yapılabilir 28.059.000 hektar arazisi var. Devlet Su İşleri verilerine göre, bu alanlar içinde, ekonomik olarak sulanabilir tarım arazisi, 8.500.000 hektardır. Kamu yatırımları ile gerçekleştirilen sulamalar ve halk sulamalarının toplam alanı, 3,829.175 hektardır. Sulama tesisleri ile sulanabilecek tarım alanı ise, 4.670.825 hektardır.
ülkemiz ve Eskişehir’ de,  ne sanıldığı kadar tarım toprağı, ne de sulanabilecek tarım alanı bulunmaktadır. Kullanabilir tarım alanlarımızın, sınırlarına dayanmış bulunuyoruz. Bundan böyle de yeni tarım alanları bulmamız veya mevcut tarım alanlarının sınırlarını büyütmemiz, mümkün olmadığına göre, mevcut tarım alanlarımızı, gözümüz gibi korumamız gerekiyor.


Ancak Eskişehir’ in, en verimli ovası,  beton yığını haline geldi.  Son yıllarda, Anayasa ve yasalara rağmen, Büyükşehir Belediye Meclisi, merkezde, son tarım alanları olan 73 hektarlık tarım alanını, fabrikalar bölgesini, söğütönü ve batı kentteki tarım alanlarını, yok ederken, Eskişehir’ deki,  Toprak Koruma Kurulu ve diğer ilgililer, adeta seyretti


Hülasa, ülkemiz ve Eskişehir’de, valilik ve belediyeler, tarım alanlarını, iskâna açarak, hem bu alanları, hem de sulama tesislerini, yok ediyorlar. Devlet kamu kurumlarının, üst derecedeki yetkilileri, medya ve halkımız, tarım toprakları üzerine yapılan tesislerin ve konutların temel atılış ve açılışlarında, bu çelişkiye seyirci kalıyorlar.


Eskişehir’de, elde kalan tarım alanları, mutlaka korumalı ve tarım ürünlerinin sanayinin motoru olması için de projeler üreterek, hayata geçirmelidir. özellikle de Organik tarım, teşvik edilmeli, bu alanda her türlü destek de verilmelidir.


Yıllardır, ülkemiz ve Eskişehir’de, birinci sınıf sulamaya uygun, tarım arazilerinin, imara açılarak, sanayi ve yerleşim yerleri yapıldı. Şehir, ilçe ve beldelerde, tarım arazileri imara açıldı, konutlar yapıldı. Türkiye’de, kentsel yapılaşmanın, kaliteli tarım arazileri üzerinde yoğunlaşması, tarım yapılan alanlarılar, daha düşük nitelikli arazilere doğru kaymasına neden oldu.


Tarım alanları, çocuklarımızın ve torunlarımızın, bize emanetidir. ülkemiz genelinde ve Eskişehir’de, tarım alanlarını yok etmek, onları açlığa mahkûm etmek demektir. Nitekim geçmiş yıllarda, dünya da tarım ürünleri açısından, kendi kendine yeterli 7 ülkeden biri olan Türkiye, bugün tarım alanlarını, yok etmesinin bedelini, tarım ürünleri ithal ederek ödüyor.

Haberleri