1. Ulusal Ali Numan Kıraç Tarım Kongresi ve Fuarı 'nda tarım sektörü açısından önemli konular ele alınacaktır. Bütün bu çalışmalar, sektörde verimi artırmak gayesi güdüyor. Ancak üretimi artırmak yeterli değildir. Çünkü üretilen ürünlerin, mutlaka pazarlanması gerekmektedir.
Kongrede, pazarlama ile ilgili bir çalışma yapılmayacaktır. Oysa bu alanın mutlaka kongrede ele alınması gerekirdi. Çünkü tarım sektöründe en büyük sorunların biri de pazarlamadır. Çünkü üreten köylüler pazar bulmakta zorlanıyor.
Çok partili dönemde, her gelen siyasi iktidar, "Kalkınma Köyden başlayacaktır" ifadesini kullandı. Ancak hiçbir siyasi iktidar, bu vaadini yerine getiremedi. Hatta bu vaat entelektüel çevrelerce yadırgandı ama aynı çevreler,"Serbest Pazar Ekonomisini" öne sürerek, tarımın desteklenmesini söylediler.
Ayrıca Türkiye'de, köylüyü destekleme girişimleri devede kula oldu. Çünkü batı ülkelerinde çiftçinin genel nüfusa oranı %5-6 arasındadır. Bizde ise bu oran, %40'ın üstündedir. AB'de çiftçi nüfusu, aktif nüfusun %5'i olurken, AB'de bütçesinden ayrılan pay,%46'dır. Yani AB'de bütçesinin yarıya yakın kısmı, tarım kesiminin desteklenmesine ayrılmıştır. Buna rağmen de, AB bu desteklemeyi yetersiz görmektedir.
Türkiye'de ise destekleme oranları, her geçen yıl azalıyor. Girdi fiyatları yükselirken, mahsullere verilen taban fiyatlarda ciddi düşmeler var. 1980'li yıllardan itibaren, yanlış ve haksız tarım politikaları, yanında tarım ürünlerinin ithalatının serbest bırakılması da kötü gidişin tuzu biberi oldu. Bu sebepten de geçmişte, tarım ürünleri açısından kendi kendine yeterli yedi ülkeden biri olan Türkiye, Bugün siyasi otoritenin hataları nedeniyle, tarım ürünleri ithal eden bir ülke haline getirildi.
Elbette Eskişehir'de, Türkiye'deki tarım politikalarından etkilenmektedir. Özellikle de hububat ve pancara verilen taban fiyatlar, Pancara kota uygulaması, Eskişehir çiftçisini sürekli mağdur etti. Çünkü Eskişehir tarımı, iki temel ürüne dayanmaktadır. Hububat ve şeker pancarı. Bu iki temel ürün de, siyasi otoritesinin "HALKIN EKMEĞİ" bakış açısıyla sürekli fiyat baskısı altında tutulmuş, İki ürün de, uluslararası pazarlara açık olmadığı için, kaynak yaratamamıştır.
Şu bir gerçek ki, hububat ve pancara, Ankara'da taban fiyat verilmektedir. Ankara daki taban fiyatı belirleyicisi siyasi irade ise siyasi geleceğini ve çıkarını düşünerek, halka ucuz ekmek ve şeker yedirebilmek için, maliyet ve fiyat ilişkisini hiç dikkate almaksızın, Eskişehir'deki iki temel ürünün fiyatını, sürekli baskı altında tuttu ve Eskişehir çiftçisini de sürekli mağdur etti.
Eskişehir' in ekonomisine tarımın katkısı, yıllarca küçümsenmeyecek boyutlarda oldu. Bu katkı daha da artırılabilir, tarım da sanayi ve ekonominin motoru haline de getirilebilirdi. Ancak olmadı. Bugünde tarım alanları, daha verimli kullanılarak, tarıma dayalı sanayi yatırımlar teşvik edilip, destek verilerek, pekâlâ gerçekleştirilebilir.
Diğer yandan, Eskişehir' le ilgili istatistikler, revize edilmeli, güncelleştirilerek tarım sal veri tabanı oluşturulmalıdır. Eskişehir' e, uygun yetiştirilebilecek ürünlerin, tespiti için Agro- Ekolojik zonlar belirlenmeli, Ağro ekolojik zon çalışması ile de, entegre olarak üretim planlaması yapılmalıdır.
Eskişehir'de tarımsal sorunların çözümü için, çiftçilerin örgütlenmesi şarttır. İldeki kooperatifçilik, üretici birlikleri, tarımla ilgili meslek kuruluşları, harekete geçirilmelidir. Çünkü çiftçi ile ilgili alanlarda, siyasi otorite kadar, çiftçiye yönelik sivil toplum örgütlerinin, özellikle de Ziraat odalarının da sorumluluğu vardır.
AKP, Eskişehir Milletvekili Murat Mercan'la yaptığımız bir görüşmede, kendisine meslek odalarının bu durumunu aktardık ve yapılması gerekenleri, detaylı bir şekilde anlattık. Bu sorunun çözümü için de, TBMM bazında, çözüm bulunmasını istedik. Ancak bugüne kadar da önerilerimiz doğrultusunda, bir gelişme göremedik.
Yıllardır, ülkemiz ve Eskişehir'de, tarım beklentileri, sadece nüfusu doyuracak bir araç olarak değerlendirildi. Oysa tarım ürünleri ile küresel ve ulusal pazarlarda, rekabet edilmelidir. Bunu sağlamak içinde, tarımı sanayinin motoru haline getirmek, en önemlisi de yabacıların tavsiyelerini de dikkate almamak zorundayız. Çünkü Dünyanın en müdahaleci tarım politikaları, ABD ve AB'dedir. Ancak Türkiye'ye tersi tavsiyelerde bulunuyorlar. İç destek fiyatlarınızı, dünya borsalarına göre şekillendirin diyorlar ama ABD ve AB' ki ve Türkiye'deki girdi fiyatlarını mukayese etmiyorlar. Ancak her türlü olumsuzluklara ve dış müdahalelere rağmen de tarım alanında, başarılı olmak zorundayız.
TARIM SEKTÖRÜ VE PAZARLAMA
1. Ulusal Ali Numan Kıraç Tarım Kongresi ve Fuarı nda tarım sektörü açısından önemli konular ele alınacaktır. Bütün bu çalışmalar, sektörde verimi artırmak gayesi güdüyor. Ancak üretimi artırmak yeterli değildir....