TARIM VE AB PROJELERİ

Geçen hafta, Kırsal kesimde Çiftçilerle tarım sorunları hakkında görüşme fırsatı bulduk. Gerçekten de ciddi sorunları var. Özellikle de kırsal kesimin, gerek devlet gerekse Avrupa Birliği hibe diğer bir adıyla destek, fonlarından...

Geçen hafta, Kırsal kesimde Çiftçilerle tarım sorunları hakkında görüşme fırsatı bulduk. Gerçekten de ciddi sorunları var. Özellikle de kırsal kesimin, gerek devlet gerekse Avrupa Birliği hibe diğer bir adıyla destek, fonlarından haberi yok.
Oysa Avrupa Birliğinin, 2007-2013 için ayırmış olduğu hibe diğer bir adıyla destek, fon miktarı 975 Milyar Euronun üzerinde. Avrupa Birliği, istihdam dan, tarım a, sulamadan, hayvancılığa, kalkınmadan, küçük işletmelerin kapasite artırımına her alanda destek veriyor.
Türk çiftçisi gerçekleştirecekleri projelere 50, 000, 100.000 ve hatta 1 milyon euro geri ödemesiz para talep edebilir. Ancak AB gerçekleştirecek projelere hibe vermemek için haklı sebepler de bulabilir. Fakat bunlar genelde istisnai durumlarda olur.
Ayrıca Avrupa Birliği işletme projelerine, 10 Milyon Euro'ya kadar destek veriyor. İçki, silah ve tütün dışında tüm sektörler destekten faydalanabilir. Yatırım aralığı 0.5 Milyon Euro ile 10 Milyon Euro aralığında olmalı.
Eskişehir' in, küçümsenmeyecek boyutta tarım imkânları var. İlimizde toplam 669 adet Gıda Üretim Yeri ile 2766 adet Satış ve Toplu Tüketim Yeri'nde gıda güvenliğini sağlamak amacı ile 2011 yılı Mayıs ayı sonu itibarı ile 364 adet Üretim Yeri, 1.047 adet Satış ve Toplu Tüketim Yeri denetimini gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Yapılan denetimlerde şüphe, şikayet, program amaçlı Üretim Yerlerinden 78 Adet, Satış ve Toplu Tüketim Yerlerinden ise 169 adet numune alınmış ve sonuçlarına göre olumsuzluk söz konusu olanlarda gerekli yasal işlemler yürütülmektedir.
Ülkemiz topraklarının %1,8'lik kısmını kaplayan İlimiz 1.363.330 dekar sulu, 4.461.720 dekar kıraç tarım arazisine sahiptir. Sulu araziler toplam tarım arazisinin % 23,4 lik kısmını oluşturmaktadır. Tarım arazilerimizin 3.667.220 dekarlık kısmında tarla ziraatı, 56.820 dekarında sebze tarımı, 35.850 dekarlık bölümünde ise meyvecilik yapılmaktadır. İlimizde Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı yaklaşık 30.630 çiftçi mevcuttur.
İlimizde ağırlıklı olarak hububat tarımı yapılmaktadır. Yaklaşık 2.239.542 dekar buğday ve arpa alanlarında süne sürveyi yapılmış, ilaçlamaya karar verilen 150.500 dekar alanda süne zararlısına karşı ilaçlı mücadele gerçekleştirilmiştir.
Dış Karantina Çalışmalarında ise, 592.581 Kg. Bitkisel Ürün, 690.872 Kg. Orman Ürünü ve 34.600 Kg. Tohum İhracatı ile22.000 Kg. ve 18.727 adet Orman Ürünü İthalatının kontrolleri yapılmış olup 205 adet bitki sağlık sertifikası düzenlenmiştir.
Eskişehir, Hayvansal varlığımızı 101.631 büyükbaş, 472.799 küçükbaş, 5.470.750 adet tavuk ve 104.450 hindi oluşturmaktadır. Hayvan hastalık ve zararlıları ile mücadele çalışmaları kapsamında bu yıl 11.791.061 doz aşılama ve bir milyondan fazla sağlık taraması yapılmıştır. İl Müdürlüğümüzün çalışma sorumluluğunda olan 99.000 üyeli 198 kooperatif, 14 üretici ve yetiştirici birliği mevcuttur. Bu örgütler, hazırlayacakları projelerle pekalâ AB, hibe diğer bir adıyla destek, fonlarından yaralanabilirler.
TÜRKİYE ve ESKİŞEHİR, tarım açısından son derece önemli bir bölgedir. Petrol, doğal kaynaklar tükenebilir ama verimli topraklar koruma altına alınıp iyi bakıldığı takdirde hiçbir zaman bozulmaya uğramazlar. Tarım, ekonominin ve ülkenin temelini oluşturur. Ayrıca tarımın bir ülkenin üretiminde birinci sırayı almasıdır. Sanayi ancak bundan sonra ikinci sırada gelebilmektedir.
Türkiye ve Eskişehir, tarımda verimlilik ve gelir artışı sağlamak, Türkiye'yi bol, kaliteli, ucuz ve dünya ile rekabet eden ürünler yetiştiren bir tarım ülkesi haline getirir. Ancak ülkenin toprak ve su zenginliği güvence altına alınabilir; kuraklık, çölleşme ve buna benzer sorunlara karşı çözümler üretilebilir. Bu noktada arazilerin ıslah edilmesi, sulama sistemlerinin geliştirilmesi ve arazi kullanımına yönelik planlamalar, uygulanılabilecek yöntemlerin hayata geçirilmesi gerekir.
21. yüzyılda, toprak ve su en önemli stratejik maddeler olarak kabul edilmektedir. Suyun, en verimli şekilde değerlendirilmesi 2nci Dünya Savaşı'ndan sonra başlamıştır. Savaştan sonra insanların beslenme ve giyinme gibi gereksinimlerinin artışı topraktan daha fazla yararlanmayı zorunlu hale getirmiş ve bunun da etkin sulama ile sağlanabileceği sulama yatırımlarına öncelik verilmiştir. Nitekim Avrupa Birliği, Türkiye`nin Fırat ve Dicle nehirleriyle ilgili su politikasında, söz hakkı talep ediyor.
Türkiye ve Eskişehir, sahip olduğu toprakların verimliliği, madenleri, su kaynakları, girişimciliği, genç nüfusu, ülke topraklarının stratejik konumuyla, büyük bir yükselişin müjdesini vermektedir. Ancak bu imkânların, verimli kullanılabilmesi, ekonomik olarak bağımsızlığını koruyabilmesinde ve ulusal çıkarlarını gözetebilmesinde, tarım alanında istikrarlı bir stratejiler ile mümkündür. Kırsal kesim bu imkânlardan, daha da verimli faydalanmak için, AB fonlarından yararlanması da gerekiyor.

Haberleri