TCDD' DE, ALTYAPI YENİDEN ELE ALINMALIDIR

İzmir’ e, "Mavi Tren" le gittik ve geldik. Gerek hizmet, gerekse teknik açıdan DDY’ de, önemli bir değişiklik göremedik. Oysa ülkemizde ilk demiryolu, 1856 yılında bir İngiliz Şirketine verilen imtiyazla İzmir-Aydın arasında...

İzmir' e, "Mavi Tren" le gittik ve geldik. Gerek hizmet, gerekse teknik açıdan DDY' de, önemli bir değişiklik göremedik. Oysa ülkemizde ilk demiryolu, 1856 yılında bir İngiliz Şirketine verilen imtiyazla İzmir-Aydın arasında inşa edilmişti. 130 kilometre uzunluğunda olan bu hattın yapımı 1866' da tamamlanmıştı.
1923 yılında Cumhuriyet 'in kuruluşunda, Osmanlı İmparatorluğundan miras kalan demiryolu uzunluğu 3730 kilometre olup bunun 2352 kilometresi şirketlere, 1378 kilometresi ise devlete aitti. Bu hatlarında büyük bir kısmı birbirine kopuk hatlardı.
Cumhuriyetin ilanından sonra, yabancıların elindeki demiryolu şirketleri millileştirildi. 1929 büyük ekonomik krizine rağmen, 1923 –1940 yılları arasında her yıl ortalama 200 kilometre demiryolu yapılmıştı.
1948 yılında ABD Federal Karayolları Örgütü Genel Müdür Yardımcısı Hilts Başkanlığındaki bir uzmanlar heyetinin, Türkiye'de yaptığı çalışmalar sonunda hazırlanan ve "Hilts Raporu" olarak anılan çalışma sonucunda ulaştırmada karayolu ağırlığı başlamıştır. 1950'li yıllardan sonra da tren yolu yatırımları ise durma noktasına geldi.
Marshall Planı çerçevesinde, sağlanan yardımlarla başlatılan karayolu yapımı1950'li yıllardan sonra hızlı bir gelişim göstermiş, demiryolları ise dengeli bir finans dağıtımı yapılmadığı için, dünyada hızlı bir gelişim gösteren demiryolu teknolojisine paralel bir değişim gösterememişti.
1950'de demiryolunun ulaşım sistemi içindeki yük taşımacılığında payı, % 78, yolcu taşımacılığında % 42 iken, bu oranlar izlenen karayolu ağırlıklı politikalar sonucu yük taşımacılığında, % 48, yolcu taşımacılığında % 24'e geriledi.
Son yıllarda karayollarındaki trafik kazaları, demiryolu ulaşımına ilgiyi artırdı. Ancak demiryolu ulaşımında, arzu edilen standart yakalanamadı. Nitekim İzmir' e otobüsle 6 saatte gidilirken, mavi tren' le 12 saatte gittik Elbette bundan en büyük neden, demiryolu ulaşımındaki altyapıdır.
Nitekim Birleşik Taşımacılık Sendikası Başkanı Yunus Akıl, 10 bin kilometrelik demiryolu şebekesinin, yılardır bakım ve onarımının yapılmadığını ve durumun TCDD yönetiminin bilgisi dahilinde olduğunu açıkladı.
Söke Nazilli seferini yapan 2 vagonlu yolcu treninin raydan çıkması sonucu 50 metre sürüklenerek devrilmeden durması, Yine Pamukkale Ekspresi, Kütahya yakınlarında raydan çıkarak devrilmesi, devrilen trenin 5 vagonunda bulunan yaklaşık 450 yolcudan 9'unun yaşamını yitirmesi ve 30' nun yararlanması TCDD altyapı yetersizliğinin en bariz göstergesidir.
Kazalar gösteriyor ki TCDD' de, yeniden yapılanmaya acilen ihtiyaç vardır. Ülke gerçekleri ve çıkarları yanında, kamu hizmetleri ve kazalar yönünden de bu bir zorunluluktur.
Son yıllarda kazaların önlenmesi ile ilgili olarak TÜLOMSAŞ, ciddi çalışmalar yapılıyor. TÜLOMSAŞ tarafından üretilen prototip ATS cihazı, yapılan test çalışmaları sonucunda olumlu netice verdi. Lokomotiflerde kullanılmak üzere de seri üretim aşamasına geçildi. TCDD'nin, yaklaşık 500 lokomotifine Tülomsaş tarafından üretilecek ATS cihazı monte edilecektir.
Nitekim TÜLOMSAŞ Genel Müdürü, Hayri Avcı, yaptığı basın toplantısında, Türkiye demiryolu hatlarinda Ankara' nın doğusunda ayrı, batısında ayrı olmak üzere iki farklı sinyalizasyon sistemi bulunduğunu belirtti. ATS' nin, demiryoluna sabit konulan ve trene yerleştirilen, iki ayrı bölümden oluştuğunu ifade ederek, "Sabit sistem, hat boyunca döşenir ve demiryollarında mevcut lokomotifler için kullanılır. İkincisi ise lokomotiflere takılır ve sabit sistemden ikaz alır. "demişti.
Kütahya'daki tren kazasından sonra, bir TCDD yetkilisinin, kazanın iki ray arasının vidalarla birleştirildiği contaların aşırı soğuk, ya da gereken bakımın yapılmaması nedeniyle gevşemesinden kaynaklanmış olabileceğini söyledi. Yetkili, kazanın olduğu bölgede, 'TSİ' denilen, Trenlerin Sinyalle İdaresi sisteminin bulunmadığını, burada ray kontrollerinin yol görevlilerince gözle bakılarak yapıldığını, şüphe durumunda contaların sıkıldığını ya da hatalı rayların değiştirildiğini ifade ederek, "TSİ sistemi olsaydı raylardaki kırıklar ya da contadaki gevşemeler ışık alarmı sistemi ile daha önceden belirlenip kaza engellenebilirdi" dedi.
Bu tespit gösteriyor ki demiryollarında altyapı mutlaka ele alınmalı ve gereken ne ise yapılmalıdır. Aksi halde, TCDD' de kazalar kaçınılmaz olacaktır.

Haberleri