TEPEBAŞI'DA BÜYÜKŞEHİR'E DEVRETSİN!

Yıl 1993.
O zaman 49ncu hükümet görev başında.
Zamanın başbakanı Demirel.
Çiller kurulacak yeni hükümeti bekliyor, başbakanlık için...
Dönemin Kültür bakanı da Fikri Sağlar.
İçel Milletvekili.
Türkiye ise kaosta.
Uğur Mumcu katledilişi.
Adnan Kahveci'nin trafik kazası.
Turgut Özal'ın ve Eşref Bitlis Paşanın ölümü.
Bingöl baskını, 33 şehit.
Ve 2 Temmuz Sivas olayları...
HHH
Hatırlıyorsunuz...
Oldukça eski bir tarihten kalan olaylar bunlar.
Aradan tam 16 yıl geçmiş.
16 yıl öncesi Türkiye ile bugünkü türkiye arasında elbet fark var.
Ancak, o yıl gerçekten de Türkiye için hiçte iyi bir yıl olmamış.
HHH
Neden anlattık bunları?
Kütahya yolunda bulunan bir kültür merkezimiz var, bilirsiniz.
İnşaat halinde.
Burasının geçmişi ile ilgili bir araştırma yapalım istedik.
Araştırırken de, oldukça uzak bir tarihe gitmek zorunda kaldık.
Karşımıza da yukarıda aktardığımız antoloji çıktı.
Gerçekten de çok eski ama aklımızda kalan olaylar.
HHH
İşte o yıl başlanmış bizim kültür merkezinin yapımına.
Fikri Sağlar atmış temelini.
SHP koalisyona ortak olduğu için de adı 'Erdal İnönü' olacak.
Gelin görün ki;
Merhum, dünyadan göçmeden önce kendi adanı taşıyan merkezi göremedi.
Çünkü bir türlü bitirilemedi o inşaat.
Dedik ya başta; o zaman 49ncu hükümet vardı iş başında.
Bugün ise 61nci hükümet.
Arada 12 kabine birden değişmiş.
Onca yıl, vakit geçmiş,
Ancak devlet 'Erdal İnönü Kültür Merkezi'ni' nedense bir türlü tamamlayamamış.
HHH
Şimdiler de bakmış, görmüş ki bu merkez tamamlanamaz, büyük masraf!
'Belediyeye devredelim' demişler.
'Nasıl ki, valilik Yunus Emre Kültür Merkezini Odunpazarı Beledilyesi'ne devretti.
Bizde bizim partiden olan Tepebaşı Belediyesi'ne bunu devrediriz' diye düşünmüş olabilirler.
Ancak, her ne düşünceden olursa olsun, bir kültür merkezini tamamlamaktan uzak kalan devlet, en sonunda dediğini yapıp, belediyeye devretmiş burasını.
İşin 16 yıldan bu yana geçen tarihi aynen bu şekilde...
HHH
Şimdi Tepebaşı Belediyesi'ni alan Ahmet Ataç için bir önceki dönemden ikinci ağır yük bindi omzuna.
Hatırlarsınız, ilki Baksan Sanayi önündeki üst geçitler konusuydu.
Buradan yüklü bir miktar tazminat ödemeye mahkum oldu belediye.
Şimdi de çürümeye yüz tutmuş bir bina verdiler kucaklarına.
Tamamlamaya kalksan büyük para.
Bu kadar borç yükü altında da o binaya tabii ki sıra gelmez.
16 yıldır devletin sırasına gelmeyen, Tepebaşı Belediye'ne nasıl gelecek, değil mi?
HHH
Tüm bunları düşünürken, merkezin geleceği ile ilgili neler yapılır soruları geliyor aklımıza.
Şu an ortaya çıkan tabloda en yapılması gereken de, kuşkusuz Tepebaşı Belediyesi'nin bu binayı Büyükşehir belediyesi'ne devretmesi olur ancak..
Bu bunayı bitirecek bütçeye sahip olmayan Tepebaşı için yapılması en muhtemel bir çalışma sadece bu olur.
Sonuçta bu bina orada çürümeye devam ederken bu kez kamuoyu belediyeyi suçlayacaktır.
O yüzden binanın Büyükşehir'e devri oldukça akılcıdır.
Neden?
Bir defa Büyükşehir Belediyesi'nin, binanın bulunduğu yerin hemen bitişiğinde bir kültür parkı var.
Onlarca dönüm alan üzerine kurulmuş dev bir park burası.
Hergün pek çok turist ve ziyaretçiyi ağırlıyor.
Kültür merkezi binası da burasıyla bütünleştirilmesi ile birlikte çok uygun bir amaca yönelik kullanılabilir.
İçerisi hem bir kültür merkezi, hemde parka özgü donatılarla süslenebilir.
Hiç yoksa bir müze gibi dahi kullanılabilir.
Sonuçta etrafından masal şatosundan, disneyland gezilerine ve hayanat bahçesine kadar sosyal çalışmalar olacak.
İkincisi;
Büyükşehir Belediyesi kent içerisindeki kültür merkezlerini daha da çoğaltma amacında.
Bu nedenle merkez belki kaldığı yerden, belki yapılacak incelemesine göre yıkılıp sıfırdan yıkılıp, günün modern şartlarına göre yeniden dizayn edilebilir.
Bu da Eskişehir adına gerçekten güzel bir kültür katkısı olur.
HHH
1993'den bu yana 16 yıl geçti.
16 yılda bir bina bitirilemedi.
Bitirilmesi içinde şimdi bir fırsat var.
O fırsatta bölgenin Büyükşehir'e devrinden geçiyor gibi.
Bunun dışında kesin bir çözümü olan beri gelsin...
Yoksa bina hepimizin gözü önünde bir 16 yıl daha bekleyip çürümeye devam eder...