ülkemizdeki, hamamlar, bir sıcak su kaynağı üzerine kurulur, ya da ısıtılan su ile çalıştırıldığı görülür. Anadolu’nun, yer altı sıcak su kaynakları açısından, zengin bir bölge oluşu, ılıca ya da kaplıca olarak, adlandırılan, çok sayıda hamamın, inşasını da beraberinde getirmiştir. Ancak mevcut hamamlardan, yeteri kadar yaralanamıyoruz.
Eskişehir’ de, termal suları açısında, zengin bir kentimizdir. İl de küçümsemeyecek hamam var ama yeteri kadar, turizme kazandırılamadı. Bu hamamlardan, biri de Sivrihisar ilçemizde bulunan, çardak Hamamı’dır.
1175 yılında, UMURBEY, tarafından yapılan, çardak Hamamın, sıcaklığı, 36 derecedir. Suyun debisi, 45 lt/sn’dir. Kaplıcada, yer alan ve tarihsel değeri de olan iki hamamın içinde, 1.5 m derinliğinde ve 6x6 m boyutlarında, biri erkeklere biri kadınlara ayrılmış iki havuz vardır.
Kaplıcanın suyu, bikarbonatlı, kalsiyumlu, sodyumlu, bromürlü ve radyoaktif birleşime sahiptir. Suyunda, ayrıca kükürt mevcuttur. Cilt, mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına, romatizma hastalıklara, eklem kireçlenmeleri, sinir kas yorgunlukları, dolaşım sistemi, hastalıklarına yararlıdır.
çardak hamamı, adeta harap haldeydi. 27 Mayıs 2014 tarihli yazımızda, “ Valimiz, Sayın Güngör Azim Tuna, terk edilen, perişan halde, en önemlisi de ata yadigârı olan, çardak hamamı ve ülkemizde, bir benzeri, olmayan camiyi görmeli, gereğini yapmalıdır. “ demiştik.
Yazımız üzerine, Valilik, hamam ve camii ile ilgili olarak, gereğin yapılması için Vakıflar Genel Müdürlüğü, Bölge Müdürlüğü, Anıtlar kurulu, Sivrihisar Kaymakamlığı ve Belediyesi, En önemlisi de Cumhuriyet Savcılığına, hamam ve camii’ nin durur hakkında, duyuru da bulundu. Ancak beklenen, sonuç alınamadı.
Sivrihisar Belediyesi tarafında da Restorasyon! gerekçesi ile sonradan yapılan yeni iki hamam ve blok apart binalar yıkıldı. Neden yıkıldılar, bilinmez ama yalnızca 1175 yılında, UMURBEY, tarafından yapılan, kadınlar ve erkekler hamamlar kaldı.
çardak Hamamı yakınında bulunan, Vakıflara ait CAMİ ise, restorasyon yapıldığı halde, yerlerdeki tahtalar sökülmüş, sıvalar dökülmüş, Kapı önünde ve üstünde hazine aranmış, hayırsever insanımız Sayın Orhan KESKİN tarafında, takılan, avize çalınmış, kubbesi akmış, hülasa asırlık camii de güvercinlerin barındığı, mekan haline gelmiştir
1175 yılında, Umurbey tarafından yaptırılan, Selçuklu eseri hamam, yaklaşık 850 yıllık bir geçmişe sahipti. Tarihi hamama ilişkin, değerlendirmelerde bulunan, Başkan Yüzügüllü, çardak Hamamı'nın, tarihi ve kültürel miras açısında, önemli bir eser olduğunu belirtmesine rağmen, restorasyondan! sonraki hali, geçmişteki durumunu arattı.
Oysa çardak Hamamı, Turizme kazandırabilir, bölge ekonomisine ciddi katkıda bulunabilirdi. çünkü sağlık turizminin, en önemli kaynağı termal bölgelerdir. Termal turizm yatırımları, genellikle yaşlı ve gelir düzeyi yüksek, turistlere hizmet ettiği için, katma değeri de oldukça yüksektir.
Yalnız çardak Hamamı değil, ülkemizdeki bugün, mevcut, kür parkı, kür merkezi ve konaklama tesisi bütünlüğü sağlayan, tesislerin, nicelik ve nitelik yönünden yetersizdir. O nedenle de ülkemiz ve Eskişehir’ deki, termal tesislerinin, uluslararası standartlarda, termal tesislere sahip olması şarttır. Ancak o zaman, ülkemize, arzu edilen, turist gelecek, termal turizminde, Dünya ve Avrupa ülkeleri ile rekabet edebilecektir.
Eskişehir’de, çardak Kaplıcası, Kızılinler, Yenisofça, Hasırca termal kaynağı ve Sakarcılıca termal kaynağı, Türkiye’nin üçüncü derece önem ve öncelikli termal su kaynaklarındandır. Ancak yeteri kadar, yararlanıldığını söylemek çok zordur.
ülkemizde, bulunan 1500’ün üzerindeki kaynaktan, temin edilen termal suları, gerek debi ve sıcaklıkları, gerekse de çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa’daki termal sulardan, daha üstün nitelikler taşımaktadır.
Türkiye, yüksek mineralizasyon içeriği sayesinde, etkin tedavi edici özelliklere sahip termal su potansiyelinin, zengin kültürel, doğal değerleri ve iklimsel özellikleri ile birleşmesi sonucunda, benzersiz bir sağlık turizmi ortamı sunmaktadır.
Türkiye’nin, termal suları, hem debi ve sıcaklıkları, hem de çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa’daki termal sulardan, daha üstün nitelikler taşıyor. Ancak ekonomik getiri açısından, arzu edilen seviye de değildir.
Oysa Almanya’da bulunan, 200 termal kaynağı değerlendiren, 250 civarındaki tesislerde, geceleme sayısı 65 milyon, ziyaretçi sayısı ise 12 milyondur. Termal turizmin, ülke ekonomisine katkısı ise 30 milyar dolar civarında gerçekleşiyor.
ülkemiz ve Eskişehir’ de, termal bölgelerini, turizme kazandırmak için, öncelikle bir " TERMAL MASTER PLAN", yapılmalıdır. çünkü bölgedeki termalle ilgili gelişmelerin, hızını ve niteliğini doğru kavramak, bölgenin, geleceğini de doğru yönlendirmek için, plan bir zorunluluktur. ülke ve Eskişehir için, yapılacak termal mastır plan, yerli ve bölge dışından gelecek yatırımcılar için de rehber olacaktır. Termal bölgeleri de turizme kazandırılacaktır.