TEMA Anadolu'da yaşanmakta olan erozyon ve çölleşme tehlikesine, kamuoyunun dikkatini çekmek için ciddi gayret gösteriyor. Hedef, bu mücadelenin, devlet politikası haline gelmesine katkı sağlamaktır. TEMA' nın, "Türkiye Çöl Olmasın" sloganı, herkes tarafından kabul gördü. Toplumda, büyük yankı uyandırdı. Türk halkı, ilk kez, önlem alınmazsa, ülkemizin, çöl olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, TEMA vasıtası ile öğrendi.
TEMA, tespitlerinde haklı çıktı. NASA bilim adamlarının, yaptığı araştırmalara göre, Türkiye toprakları, bu şekilde kullanılmaya devam ederse, 2040'da çöl olacak. Çölleşme, Ege ve Akdeniz'den başlayacak. Karadeniz'i, öne çıkaracak. Kar yağışı, giderek azalacak. Hatta kış mevsimi ortadan kalkacak. İklim değişiklikleri, göçlere, neden olacaktır Türkiye'de yaşayanlar, kuzeye yerleşmeye çalışacaktır.
Bugünde, TEMA kömür santrallerle ilgili açıklamaları ile de dikkat çekiyor
Nitekim TEMA Vakfı ve gönüllüsü, Sayın Nadir ERDEM, 16 Ekim Dünya Gıda Günü'nde, kömürlü termik santrallerin Türkiye'nin, tarım arazilerine olan etkilerine dikkat çekti. Son 13 yılda 2,4 milyon hektar tarım arazisinin kaybedildiğine vurguladı.
Bu alanda TEMA Vakfı Genel Müdürü Doç. Dr. Barış Karapınar da "...Son dönemde benimsenen kömür odaklı enerji politikaları nedeniyle, Türkiye tarımının geleceği için tablo karanlık görünüyor. Tarımsal açıdan önemli bölgelerimiz olan Adana, Çanakkale ve Konya Havzası büyük kömür yatırımları ile karşı karşıya. Kömür ve linyitle çalışan termik santrallerin insan sağlığına, doğaya ve tarım arazilerine verdiği zararlar büyük" dedi.
Öte yandan, hava kirliliğinin, yanı sıra kömürlü termik santrallerden kaynaklanan başka bir önemli sorun ise iklim değişikliği. Kömürlü termik santraller, ürettikleri elektrik miktarına göre en fazla sera gazı salan tesisler. Kömür odaklı enerji politikalarına devam eden Türkiye, iklim değişikliğinin etkilerinden en fazla etkilenecek ülkelerden biridir.
Kömürlü termik santrallerinin sayısı artıkça, Türkiye' nin iklimi ciddi olarak değişirken çölleşmesi de hız kazanacaktır. O nedenle de TEMA' nın uyarıları dikkate alınmalı, Kömürlü termik santrallere karşı, gerekli tedbiri almalıdır.
Dünya'da, kirletici fosil yakıtların sorunları belgelendikçe ve küresel iklim değişikliği tehdidi karşısında somut önlemler alınması ,aciliyet kazanmıştır. Çünkü Termik santrallerde üretilen enerjinin sadece %3040 oranındaki bir bölümü elektrik enerjisine dönüştürülebilmekte; kalan kısmı ise "kaçak enerji" olarak adlandırılmakta ve kazanından radyasyon ile çıkmakta, ya da baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Termik santrallerin, önemli çevresel etkilerinden biri de soğutma suyuyla ilgilidir. Çünkü termik santraller, genellikle nehir, göl veya deniz gibi soğutma suyu kullanılabilecek kaynaklara yakın yerde kurulmaktadır. O nedenle de atıkları, deniz, akarsu ve gölleri kirletmektedir. Biyoloji yaşamı da zarar vermektedir.
Termik santrallerin,, bacasından çıkan ve bitki örtüsünü, en çok etkileyen gazlar, kükürt dioksit ve azot oksitleridir. Bitkilerin, bu gazlara en hassas olan ve etkilenen organı yapraklarıdır. Yapraklardaki stomalar vasıtasıyla yaprak bünyesine giren, bu gazlar yapraktaki klorofillerin yapısını bozmaktadırlar.
Bitkiler üzerinde kirletici etkisiyle, ortaya çıkan zararlar, üç ayrı boyutta görülebilmektedir. Bunlar, akut, kronik ve gizli zararlardır. Akut zararlaşmaya uğrayan bitkiler derhal ölmekte, kronik zararlanma öldürücü olmamakla birlikte, bitki kalitesini büyük oranda bozmaktadır. Görünmeyen (gizli) zarar ise zaman içinde, ortaya çıkmaktadır.
Termik santrallerin, neden olduğu kükürt dioksitin, bitkilere olan bu doğrudan etkisinden, başka, yöredeki yağışların ve bağıl nemin fazlalığı da topraktaki asitleşmeyi artırıcı, bazlarda fakirleştirici ve mikrobiyolojik etkinliği, yok edici bir etkide bulunarak, dolaylı yoldan, bitkilerin direncinin azalmasına neden olur
Termik Santrallerin, olduğu bölgelerde, meyvelerdeki polenler ve dişicik boruları zarar gördüğünden döllenme olmaz ve meyve tutmaz. Yaprak lekeleri, yaprak kurumaları, yaprak ve meyve dökülmeleri, büyümedeki gerileme, solgunluk ve ölümle sonuçlanır
Termik Santrallerin, çevreye verdiği zararlarda, TEMA gibi, bilim adamları da hemfikirdir. Nitekim Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman KARABABA, termik santralin kurulması durumunda, kül dağları oluşacağı ve gazların havaya salınacağını anlatarak, bin megavat gücündeki bir termik santralin, yılda 3 bin 500 ton uçucu partikül, 75 bin ton kükürtdioksit atık oluşturarak, insan sağlığı yok edeceğini Termik santral demek, geri dönüşü olmayan yol demektir' demiştir..
Eskişehir' de, Alpu' ya kurulması gündemde olan, Termik Santrale, kamuoyu, özellikle de sivil toplum örgütleri, tepki göstermeli ve üzerlerine düşen görevleri de yapmalıdır. Aksi halde, Afşin/Elbistan, Gökova, Yatağan, gibi termik santralarının yarattığı çevre felaketi, Eskişehir'de de yaşanacaktır.
TERMİK SANTRALLER
TEMA Anadoluda yaşanmakta olan erozyon ve çölleşme tehlikesine, kamuoyunun dikkatini çekmek için ciddi gayret gösteriyor. Hedef, bu mücadelenin, devlet politikası haline gelmesine katkı sağlamaktır. TEMA nın, "Türkiye Çöl...