TGEV PROJELERİ İLE DİKKAT ÇEKİYOR

Biz yetişkinler, serbest zamanlarımız da hoşlandığımız şeyleri yaparak, zihinsel ve bedensel rahatlığa ulaşırız. Oysa aynı ihtiyacı taşıyan çocuklarımız, serbest zamanlarını nasıl değerlendireceklerini ve değerlendirmek için nasıl bir ön hazırlık yapacaklarını bilemezler. Çocuklarımızın, zihinsel ve bedensel rahatlığa ulaşması için, serbest zamanlarının, düşünülüp planlanması gerekir. Çocuklarında, serbest zamanlarında, ilgi duydukları şeylerle uğraşabilmesi, hedeflemeli ve bu beceriyi kazandırmak için de alıştırmalar yapmalıdır.
Türk Eğitim Gönülleri Vakfı, ülkemizin çeşitli illerinde gerçekleştirdiği, "EĞİTİM PARKLARI" ile çocuklarımızın, serbest zamanlarını değerlendirmede, bu fırsatı ve imkânı, kendilerine sağlamıştır. TEGV' in, Eskişehir'deki Atatürk Eğitim Parkı da bu imkânı çocuklarımıza sunuyor.
TEGV' in, Eskişehir'deki "Atatürk Eğitim Parkı", kentteki çocuklarımızın serbest zamanlarını değerlendirmek için ciddi bir imkândır. Özellikle de çalışmalara hakim olan, "Ekip ve Takım Ruhu""Ortak akıl", "Ortak payda", "Hoşgörü", "Diyalog" ve " uzlaşma" gibi kavramlar, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği açısından önemli bir gelişmelerdir.
Bugüne kadar TEGV' in, pek çok projesine tanık olduk Bu projeler den, "Vücudumuz ve Sağlık", "Düşler Atölyesi", "Genç Mucitler", "İngilizce Oyun Saati", "Trafik Eğitimi" , "Bilgisayar Eğitimi", "Basketbol Gönüllüleri" ve "Düşler Yolunda" Projeleri, başarı ile uygulandı.
Bu projelerden biri de, "eS.O.Es 112 Acil Servis" projesi idi. Cuma Günü Projeyi, Ülkü İlköğretim Okulu öğrencileri, Emine Nur KÜREK ve İrem ERDOĞAN sundu. Sunulan proje, 2009-2010 FIRST Lego League Turnuvası'nda "AKILLI HAREKET" teması çerçevesinde, bilginin ulaşımı ile ilgili olarak sunuldu. "eS.O.Es 112 Acil Servis" projesi, 5 üye ve 2 gönüllü koç tarafından gerçekleştirildi. Ankara Yerel Turnuvası' nda, "EN İYİ PROJE" ödülünü aldı.
Projenin, TEGV ' gönüllüleri rehberliğinde, çocuklarımız tarafından gerçekleştirilmesi, ülkemiz ve gelecekleri açısından umut vericidir. Bu yaşlarda, proje üretme becerisi kazanan çocuklarımız, gelecek de daha büyük projeleri üreteceklerdir.
Ayrıca proje, geleceği düşlemektir. Dalai LAMA' nın dediği gibi "GÜZEL BAHÇE DÜŞLEMEDEN, BAHÇE SAHİBİ OLUNMAZ." Proje aynı zamanda, güzellikleri yaratmanın da ilk adımıdır. Çünkü geleceğe bakmak sözle olmaz. "PROJE" üretmek gerektirir. Ayrıca çağımızda toplumlar, zengin ve yoksul diye ayrılmıyor. Proje üretebilen veya üretmeyen diye ayrılıyor.
Dikkat ettik. Öğrenciler, proje sunarken çok rahattı. Güven ve sorumluluk duygusu içinde hareket ettiler. Özgür ve demokratik bir ortamda, çalışma yaptıkları her hareketlerinde belli oldu. Kendi başına ve ekip ile iş yapmanın, adeta hazını yaşadılar ve yaşattılar. Bireyin geleceğinin şekillenmesi açısından, bu tür çalışmalar, son derece önemli olduğunu da tescil ettiler. En önemlisi de bu tür Proje çalışmalarında, arkadaşlarıyla paylaşımları artar, kalabalık bir ortamda var olmayı öğrenirler.
TEGV' in hedefi, çocuklarımızın; Cumhuriyet temel ilke ve değerlerine bağlı, akılcı, sağduyulu, özgüven sahibi, düşünen, sorgulayan, kendi iç yaratıcılığını harekete geçirebilen, barışçı, farklı düşünce ve inançlara saygılı, insan ilişkilerinde cinsiyet, ırk, din, dil farkı gözetmeyen bireyler olarak yetişmelerine, katkıda bulunacak okul dışı eğitim programları oluşturmak ve uygulamaktır.
TEGV' de, çocuklarımız bilgi ve beceri yönlerini tanırlar, bedensel, duygusal, düşünsel ve sosyal yeteneklerini kendisi ve toplum için, en uygun şekilde geliştirir, kendisi için gerekli ve yararlı donanımları kazanır, bireysel farklılıklarını görür, güçlü, sınırlı yönlerini anlar. Eğitim parklarındaki çeşitli aktiviteler ve yaşantılar içinde kendini keşfeder.
Projeyi sunan, Atatürk Eğitim Parkına devam eden Ülkü İlköğretim Okulu öğrencilerinden, Emine Nur KÜREK ve İrem ERDOĞAN' da bu tabloyu net bir şekilde gördük.
TEGV çalışma ve projelerine katılan çocuklarımız, üzerlerine aldıkları görevleri, yapmak suretiyle sorumluluk duygusuna da sahip oluyorlar. Bu aynı zamanda ahlâk gelişmesi yönünden, ayrı bir kazançtır. Ahlâki değerler, söz ve öğütle değil, iş, yaşama ve çalışmalarla kazandırılıyor. Bunu sağlamak için de öğrencilere, sorumluluklar yükleniyor. İlgi ve yeteneklerine göre kendilerini geliştirme olanağı sağlanıyor. Öğrencilerin, zihinsel, duyuşsal, fiziksel ve sosyal açıdan, sahip oldukları potansiyeli kullanmalarına da zemin hazırlanıyor ve fırsat da veriliyor.
Sayın Didem AYDINMAKİNE ve ekibini kutluyoruz.