TEMA Vakfı, erozyonla mücadeleyi ikinci bir İstiklal Savaşı kabul edilerek, erozyon tehlikesi ile mücadele edilmesi için, her türlü fedakârlığı yapıyor. Çünkü erozyon hem verimli topraklarımızı yok ederken, Erozyonla baraj göllerinin dibine yığılan topraklar, barajların doğal ömrünü yüzde 50 oranında azaltabiliyor. Türkiye topraklarının, yüzde 80'inden fazlası erozyon tehdidi altındadır. Her saniye, 16 ton, her yıl 500 milyon ton verimli tarım toprağımızı, erozyonla kaybediyoruz
Nitekim dünya barajlarına, erozyonla getirilip depolanan topraklar, enerji ve kullanma suyu bakımından yılda 6 milyar dolarlık bir zarara neden oluyor. Türkiye'de, bunun tipik örneği Keban Barajı'nda görülüyor. Türkiye'de, 15 barajın ömürlerinin tahmin edilenden önce dolmuş, ya da dolmak üzere olduğu vurgulanıyor. Bunlara, ek olarak, ülke ve bölge için büyük önem taşıyan Keban, Karakaya ve Atatürk barajlarında da tehlike çanları çalıyor.
Tarım alanları ve meralar, torunlarımızın bize emanetidir. Türkiye, her yıl 500 milyonu tarım topraklarından olmak üzere, 1 milyar 400 milyon ton toprağını erozyona, sele, yele, ele veriyor. O nedenle de Toprak Yasası'nın, tüm maddeleri tavizsiz uygulanmalı, ovalar tarımsal sit alanı olarak ilan edilmelidir.
Kaybedilen sulak alanlar ve verimli topraklar, ekonomik açıdan büyük çapta zarara yol açarken, geri kazanımları kolay olmuyor. Sulak alanları, geri kazanmak, kuruyan gölleri, eski haline getirmek için, yüzlerce yıl gerekiyor. Ayrıca verimli toprağın, 1 santimetresi ortalama, 500 yılda oluşuyor. Tarım yapılabilmesi için de gereken minimum 40 santimetrelik toprağın oluşması ise ortalama 20 bin yılda gerçekleşiyor. O nedenle de Sayın GÜNGÖR ve TEMA gönüllüler, birer meçhul kahramandırlar,
Ayrıca Amerikan istihbaratının analiz birimi, Ulusal İstihbarat Konseyi'nin yayınladığı küresel trendler-2030 raporu, geleceğin savaşlarının," SU" ve GIDA" olacağını açıkladı. Rapor, TEMA Vakfı' nın, ülkemiz açısından, ne kadar önemli olduğu ortadadır.
Pazartesi günü, Eskişehir TEMA Vakfı Temsilcisi Halil Güngör' ü, ziyaret ettik. Hummalı bir çalışma içinde bulduk. Kendisi ile ağaçlandırma, "EROZYON" , meralar ve " "TARIM ALANLARI" üzerinde, sohbet etme fırsatı bulduk. Sohbet süresince de TEMA Vakfına, yeni bir bina kazandırmanın hazzı, hem sözlerine, hem yüzüne yansıdı.
Sayın GÖNGÜR, mera, "TOPRAK ANA" ve erozyonla ilgili olarak, önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle de torunun, resmini göstererek, torunlarımızı emaneti olan bu değerlerimize, sahip çıkılması gerektiğini sürekli vurguladı, Özellikle de NASA' ın raporundan bahsederek, erozyonun şiddetlenerek, devam etmesi ve etkili tedbirler alınmaması halinde, Türkiye'nin, büyük bir bölümünün, 2040 yılında çöl olacağını söyledi.
Sayın GÜNGÖR' e göre, TEMA Vakfı, ülkemizin, en değerli hazinelerinden birinin "TOPAK" olduğunun bilincindedir. O nedenle, orman, çayır, mera, "TOPRAK ANA, su ve bitki gen kaynaklarının, doğanın korunması ve erozyonun önlenmesi konusunda, belli bir devlet politikasının, gerekli ve zorunlu olduğuna inanmaktadır. Bu hedeflere ulaşmak ancak teknik yönden, yeterli bir kadro, teşkilat ve mali imkânlarla mümkündür.
TEMA, tarım alanlarımız açısında, önemli bir vakıftır. Çünkü ülkemizde, tarım alanları, yalnız Eskişehir'de değil, Türkiye'nin, genelinde yok ediliyor. Verimli topraklar, konut ve sanayi tesisleri yapılması suretiyle, yağmalama derecesinde, hızla yok olmaktadır. Son 15 yılda, bu şekilde, yok edilen tarım alanları, 400.000 hektar civarındadır. Bu alan, Seyhan sulamasının 4 katı, Manisa ovasının 20 katı, Eskişehir ovasının ise 25 katına eşittir.
Sayın GÜNGÖR için, gönüllülük, bir yaşam biçimidir. Toplumsal projelere karşılıksız katılmaktır. Asılında herkes, gönüllü olamaz. Çünkü gönüllüler, iyi ve doğru olduğuna inandığı, bir amaç uğruna çalışan, emeğinin karşılığını 'geleceği yakalayarak' alacağını bilen, nitelikleri olan, insanlarımızdır.
TEMA Vakfı, Sayın GÜNGÖR' ün, gayreti ve gönüllerin katkıları sonucu, bir binaya sahip oldu. Ülkemiz ve Eskişehir açısında, hayati önem taşıyan, TEMA Vakfı binasının yapımına, Anakent, Odunpazarı belediyeleri yanın da, ETO ve ESO gibi sivil toplum örgütlerinin, katkıda bulunmaması, verilen sözlerin yerine getirilmemesi, dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür.
Her türlü olumsuzluğa, kıt imkânlara rağmen, TEMA' ya, bir bina kazandıran, toprağın korunması için, insanüstü fedakârlık yapan, Sayın GÜNGÖR ve TEMA gönülleri, çocuk ve gençlerimizi için, birer örnektir. Fedakârlık, yardımseverlik, sorumluluk, vefa, sabır, azim, vatan sevgisi, onlar için birer ilkedir. Özellikle de Sayın GÜNGÖR, bilgi, deneyim, yetki ve sorumluluk trafiğini, doğru yönlendirme ve denetleme, başarı ve başarısızlıkları paylaşabilme, ekibini eğitebilme ve proje üretebilme gibi, meziyetlere sahiptir. O nedenle de genç kuşağın, ondan alacağı, çok ders vardır. Kutluyoruz...
TOPRAK ANA YAŞAMDIR
TEMA Vakfı, erozyonla mücadeleyi ikinci bir İstiklal Savaşı kabul edilerek, erozyon tehlikesi ile mücadele edilmesi için, her türlü fedakârlığı yapıyor. Çünkü erozyon hem verimli topraklarımızı yok ederken, Erozyonla baraj...