TÖRENE GÖLGE DÜŞÜRÜYOR

Anadolu Üniversitesi'nden, 2011-2012 öğretim yılında mezun olan yaklaşık 5 bin öğrenci için tören düzenlendi. Törene geniş bir katılım oldu. Anadolu Üniversitesi mezuniyet töreninde öğretim elemanları, öğrenciler ve velilerin katıldığı törende yaklaşık 30 bin kişi mezuniyet coşkusunu birlikte yaşadı. Bu tablo sevindiricidir. Kutluyoruz. Ancak gürültü kirliliği, törene gölge düşürdü.
Aslında gürültünün eğitimini de yapan, "ANADOLU ÜNİVERSİTESİ" nin, statta yapmış olduğu mezuniyet günlerinde, yüksek müzik ve geç saatlerde atılan havai fişek gürültüsü, artık gelenek haline geldi. Defalarca bu durumu, köşemizde yazdık. İlgilere ilettik ama cemaat, ne kadar çok olsa imam bildiğini okuyor.
Anadolu Üniversitesi' nin, bu yılda yaptığı etkinlikte, atılan havai fişek gürültüsü ile ilgili pek çok e-mail geldi. Hepsi de atılan havai fişek gürültüsü' nün çocukları korkuttuğunu, hatta uyuyamadıklarını ve uyuyan çocukları uyardığını, belirttikten sonra bir okuyucumuz" Anadolu Üniversitesi' nin, havai fişekleri, sanki evimizin içinde atılıyormuş gibi hissettik. Aklımız çıktı. Çocuklar korku ile uyandı " sözleri ilgiler tarafından dikkate alınarak gereği yapılır mı bilinmez ama Eskişehir' de ilgililer, çevreyi rahatsız eden bu tür etkinliklere kesinlikle izin vermemelidir.
2002 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından çıkartılan yönetmeliğe göre yasak olmasına rağmen Eskişehir Valiliği ve Eskişehir Belediyelerinin Özellikle Anadolu Üniversitesi' nin, her yıl tekrarlanan havai fişek gösterilerine kayıtsız kalması, hatta ilgililerin gözü önünde gerçekleştirilmesi, dikkat çekicidir.
Gürültüyle ilgili mevzuata baktığımızda: Türk Ceza Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyet Tüzüğü, Belediye kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Karayolları Trafik Tüzüğü, İşçi sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü gibi kanun ve Tüzükler, genel anlamda gürültüden bahsederler. Ancak,9 Ağustos 1983 tarih ve 2872 sayılı Çevre Kanunu'nda gürültü konusuna 14.madde de yer vermiş ve "kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde yönetmelikle belirlenen standartlar üzerinde gürültü çıkarılması yasaktır.
Diğer taraftan, Umumi Hıfzıhhısa Kanunu da büyük endüstri merkezlerinin, konutların yakınında kurulmasını önleyen ve sınırlayan maddeler vardır Ancak incelendiği takdirde görülür ki, kanun, tüzük ve diğer yazılı hukuk metinlerinde gürültüyle ilgili hükümler sadece, "İnsanın rahat ve huzurunun bozulacağı derecede gürültünün ve sesin olamayacağını" kabul eder. Bu ise sesin derecesini belirtmediği için denetimler objektif bir ölçü olmaksızın yapılması sonucunu doğurur.
Gürültünün, insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisinin olduğu, bilimce de kabul edilmesine ve birçok yasa ve tüzük de uygulamada olmasına rağmen, bir türlü, kentlerde "gürültü kirliliğinin" önlenememesi dikkat çekici ve düşündürücüdür de,
Fabrika, atölye, işyeri, eğlence yeri, hizmet binaları, konutlar ve ulaşım araçlarından gürültünün asgariye indirilmesi için gerekli önlemleri alır."şeklinde düzenleme getirmiştir Ayrıca, İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Tüzüğü iş yerinde gürültü derecesinin 95 DB 'i geçemeyeceğini belirtir.
İstanbul Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, özellikle yaz aylarında gürültü kirliliğine neden olan havai fişek atımına, yeni bir düzenleme getirdi. Temmuz ayından itibaren başlayacak uygulamada, vatandaşların, gerekli resmi izinleri aldığı takdirde saat 22.00'ye kadar ''sessiz tip havai fişek'' kullanmasına izin verilecek.
Ayrıca Müdürlük, İl Mahalli Çevre Kurulu Kararı ile il sınırları içerisinde resmi ve dini bayramlar, yerel milli günler, resmi kurum ve kuruluşların açılış törenleri haricinde vatandaşın dinlenmeye çekildiği saatlerde, mahalle aralarında yapılan düğün, asker uğurlaması gibi, organizasyonlarda havai fişek atımını izne tabii tutacak.
Eskişehir'de de aynı paralelde, karar alınmalı kesinlikle de halkımızı, rahatsız edecek havai Fişek gösteri ve her türlü gürültü kirliliğine müsaade edilmemelidir. Çünkü
gürültü, insan sağlığı açısında zararlı bir unsurdur. İnsanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmakta, iş verimini azaltmaktadır. Zorunlu haller dışında gürültünün haklı nedeni de yoktur. Hatta ahlaki de değildir.
Gürültüyü önleyecek makamlar, yasalarda belirlenmiştir. Bu makamlar, gürültü ile ilgili olarak kendilerine verilen görevleri, vatandaşın şikâyeti olmadan eksiksiz yerine getirmelidir. Çünkü GÜRÜLTÜ, insan sağlığını ve psikoloji olarak etkiler. İstenmeyen bu sesler sinir, saldırganlık, hipertansiyon, yüksek stres, kulak çınlaması ya da kulak uğuldaması, duyma kaybı, uyku bozuklukları gibi pek çok sonuç doğurabilir.