Trafiğin sorumluları...

Bu şehirde kime sorarsanız sorun Eskişehir’in en büyük sorununun trafik olduğunu söyleyecektir.Trafik sorununun kaynağı iki nedene bağlıdır.Bir: Yeterli altyapı yoktur.İki: Yeterli denetim yapılmıyordur.Altyapı Belediyenin,...

Bu şehirde kime sorarsanız sorun Eskişehir'in en büyük sorununun trafik olduğunu söyleyecektir.
Trafik sorununun kaynağı iki nedene bağlıdır.
Bir: Yeterli altyapı yoktur.
İki: Yeterli denetim yapılmıyordur.
Altyapı Belediyenin, denetim ise Trafik müdürlüğünün sorumluluğu altında olduğu düşünüldüğünde, var olan trafik sorununun da sorumlularının Belediye ve Trafik müdürlüğü olduğu açıktır.
Belediye, trafiği rahatlatıcı altyapı çalışmaları yapmadığı (Yeni yollar açmak, yeni otoparklar yapmak gibi) müddetçe...
Trafik Müdürlüğü de trafiği düzene sokacak tedbirler almadığı (Yasak parklara göz yummak gibi) müddetçe, o şehir trafik sorunu ile yaşamaya devam eder.
Tıpkı Eskişehir'in yıllardır bu sorunla yaşaması gibi.
İşin ilginç tarafı...
Yaşanan trafik sorununun, bu işin sorumlularına hiçbir olumsuz yansıması olmamasıdır.
Sorunun faturası hiçbir zaman sorunun sorumlularına ne siyaseten ne de bürokratik olarak fatura edilmemesidir.
Örneğin...
Mahalli seçimler Pazar günü yapılır.
Seçimden bir gün önce, yani Cumartesi günü şehir trafiği arapsaçı vaziyettedir.
Direksiyon başındaki herkes bildiği bütün küfürleri eder.
Ertesi gün mevcut belediye yönetimine oy verir.
Öte yandan...
Trafik düzenlemesini sağlayamadığı için düzenlemeden sorumlu olanlara herhangi bir işlem yapıldığı görülmemiştir.
Sonuç olarak:
Şehirde yaşanan trafik sorununun sorumluları vardır.
Fakat trafik sorunu bu sorumluların hiçbir zaman sırtında olmamıştır.
Kısacası...
Sorun halkın çektiği ve yine halkın yakındığı ama yine halk tarafından hesabı sorumlulara kesmediği bir olgudur.
......

Muzaffer Güçlü'nün ardından...
1970'li yıllarda Kayseri'den gelmişti Eskişehir'e.
Müteahhitliğe başladı.
O yıllarda Eskişehir'de yapılan prestijli binalarda hep onun ismi vardı.
İşi her geçen gün büyüdü.
Müteahhitliğin yanına başka sektörleri de ekledi.
Yaşamı mücadele ile geçti.
Dört oğlu büyüyünce, işi onlara devretti.
Köşesine çekildi ama çocuklarına her zaman deneyimleriyle yol gösterdi,yön verdi.
Köşemizin sıkı takipçilerindendi.
Her gün olmasa bile haftanın iki gününde arar, yazılarımız ile ilgili görüşünü dile getirirdi.
Zaman zaman sohbet ederdik kendisiyle.
Kayseri'den gelmişti ama Eskişehirliden daha fazla Eskişehirli olmuştu.
Bazen, şehir dışından gelip yerleşenlerle ilgili söylemlere büyük tepki gösterip "Ne yani? Biz bu şehre yaptıklarımızı sırtımıza alıp götürecek miyiz? Ne yapıyorsak bu şehir için yapıyoruz" derdi.
Nitekim öyle de yaptı.
Şehrin sorunları karşısında Eskişehirliden daha çok rahatsız olur, şehrin kazanımları karşısında Eskişehirliden daha çok sevinirdi.
Dün haberini aldık ki vefat etmiş.
Üzüldük tabii.
Eskişehir'in önemli bir ismiydi Muzaffer Güçlü.
Bu şehirde önemli bir marka yarattı.
Şehrin ekonomisine katkı sağladı.
İnsanlara iş ve aş verdi.
Huzur içinde yatsın...
.....
İyi başlamıştı aslında ama...
Eskişehir'de bizim de gönülden desteklediğimiz ve yararına inandığımız iki uygulama başlatılmıştı.
Birincisi: Bu şehirden seçilen Milletvekillerinin, belirli süre aralıklarında toplanıp bir araya gelmeleriydi.
Kemal Unakıtan'ın maliye bakanlığı döneminde başlamıştı uygulama.
Sonra ki dönemde de devam etmiş, davetin patronajlığını Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı yapmaya başlamıştı.
Diğeri ise...
Eskişehir'de seçilmiş ve atanmış yöneticilerin yine belirli aralıklarla bir araya gelmeleri uygulamasıydı.
İlk olarak giden vali başlatmış ve toplantıların ismine de "Kravatsız toplantılar" ismi takılmıştı.
Milletvekillerinden Üniversite Rektörlerine, Belediye Başkanlarından Oda Başkanlarına kadar atanmış ve seçilmiş isimler bir araya geliyor ve bu toplantılarda konu "Eskişehir" oluyordu.
Eskişehir ile ilgili pek çok mesele halledildi bu toplantılar sayesinde.
Birbirleriyle görüşme imkanı bulamayan seçilmiş ve atanmışlar görüşme imkanı bulmuştu.
Her iki toplantıyı da tüm Eskişehir sonuna kadar destekliyordu.
Hatta...
-"Hiçbir şey yapmayıp sadece çay içseler bile bu toplantılar Eskişehir için faydalı olacaktır" deniliyordu.
Ancak...
Birden kesildi toplantılar...
Ne, milletvekillerinin kendi aralarında yaptığı toplantılardan eser kaldı ne de, Eskişehir'deki seçilmiş ve atanmış isimlerin "Kravatsızlar toplantısı" ndan...
Anlaşılan o ki....
Kravat ile gömlekler öyle bir dağılmış olmalı ki, bir türlü bir araya gelemiyor.
....

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Temel, kahvehanede arkadaşlarına av maceralarını anlatmaktadır:
- Geçenlerde ormana ava gittum. Birden bi ayi ile karşulaştum. Tüfeği atıp kaçmağa başladum. O
da beni kovalamaya başladi. Tam ayinun nefesini ensemde hissettuğum anda ayi kayup yere
düşti. Bu durumu fırsat bilip arayi açmağa çaliştum. Ama ayi gene peşima düşti. Gene tam nefesini ensemde hissettuğum anda ayitekrarkayup yere düşti. Ben tekrar arayi açmağa çalıştum.
O arada Dursun, dayanamayarak sorar:
- Ula Temel, çok cesaretli adamsun. Ben senun yerinde olsam, altuma ederdum.
Temel atılmış:
- Ula sen ayinun neye basup kayduğunu zannedeysun?

Haberleri