Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt aradı.
-"İyi güzel söylüyorsun da yetki bende olsa Odunpazarı tarihi bölgesine bir tek araç bile sokmam" diye başladı anlatmaya.
Ardından da:
-"Trafikle ilgili bana ne yetki verilmiş ne de sorumluluk. Trafik polislerine park eden ve yolu kapatan araçlarla ilgili adeta yalvarıyoruz. bizim park eden aracı kaldırma yetkimiz yok. Ceza yazma yetkimiz de yok. Sadece işgaliye cezası verebiliyoruz ki, bunun için de aracın kime ait olduğunu bilmemiz lazım. Bu durumda ne yapabiliriz ki?" diyor.
Kazım Kurt'a "Trafik ile ilgili kararlara UKOME (Ulaştırma Koordinasyon Merkezi) bakmıyor mu? Siz de orada temsil edilmiyor musunuz?" diye soruyoruz?
Orada sadece bir tek oylarının olduğunu, çoğunluğun zaten kararı aldığını söylüyor.
Devamla da...
-"Geçenlerde UKOME'de Odunpazarı girişinde bulunan taksi durağının taşınması kararı alındı, taksiciler, şoförler Odası ayaklandı. Karar iptal edildi. Şimdi gel de buradan bu bölgenin trafiğe kapatılması kararını çıkart çıkartabilirsen" diye konuşuyor.
VALİLER İKTİDAR PARTİSİNİN İL BAŞKANI, KAYMAKAMLAR İLÇE BAŞKANI GİBİ DAVRANDIĞI SÜRECE...
Bu kez, bölgede otopark olmamasını söyleyip "Belediye olarak otopark da mı yapamıyorsunuz? Bu da mı elden gelmiyor?" dediğimizde ise önce gülüyor Kazım Kurt.
Devamla da:
-"Vermiyorlar ki yapalım. Odunpazarı'nda Turan İlkokulu var. Vilayetten istedik. Altını otopark, üzerini meydan yapacaktık. Önce olur dediler, sonra vaz geçtiler. Yine bir başka bölge için aynısını yaptılar. Bırakın otopark yapmamız için yer vermeyi, Türk dünyasına verilen binanın duvarını bile yıkmadılar. "Gelin şu duvarı yıkın, burada geniş ve güzel bir alan olsun" dedik, bunu bile kabul etmediler. Kasıtlı olarak vermiyorlar bu yerleri. İyi bir şey olsun bu iyi şey de belediyeye mal olsun istemiyorlar. Bu şehrin valileri iktidar partisinin il başkanı, kaymakamlar da ilçe başkanı gibi davrandığı sürece bize bu müşkülat hep çıkartıldı, galiba bundan sonra da çıkartılmaya devam edecek." Diyor.
YETKİM OLSA ODUNPAZARI'NA BİR TANE ARAÇ SOKMAM
-"Peki ne olacak? Tarihi Odunpazarı'nda bu karmaşa böyle devam mı edecek?" diye soruyoruz en son.
-"Biz bu karmaşanın olmaması için yetkimiz olmamasına rağmen çaba gösteriyoruz ancak yetki ve sorumluluğu olanlar bizim gösterdiğimiz çabanın yüzde birini göstermiyor. Daha doğrusu kasıtlı olarak göstermek istemiyor. Bana kalsa, yetki bende olsa tarihi bölgeye bir tek araç sokmam. Araçlarını nereye park ederlerse etsinler. Ben o bölgeyi gömsek isteyenleri akülü ve benzeri araçlarla bir şekilde taşırım. Ama yetki bende değil. Yetkili olanların da bu bölgedeki bu karmaşa umurunda değil" diyerek sözlerini tamamlıyor Kazım Kurt.
........
( Bakın bu çok güzel) Lider olmak fark yaratmak
Doktorlar acı haberi Alex'in ailesine söylediklerinde, Alex sadece bir yaşındaydı.
Alex, çocuk kanserine (nöroblastom) yakalanmıştı. Tümör alındı ve 4 yaşına geldiğinde kök hücre nakli yapıldı. Ama Alex yürüyemiyordu ve ölüm riski ile yaşamak zorundaydı.
Doktoruna sordu: 'Beni neden iyileştiremiyorsunuz?'
Doktor 'Daha bir tedavi yöntemi bulamadık' dedi.
'Neden bulamadınız?'
'Çünkü yeteri kadar araştırma yapamadık.'
'Neden?' diye sordu Alex.
'Bunun için fon gerekiyor' dedi doktor.
PLAN YAPILDI
Bir hafta sonra Alex hastaneden taburcu olurken annesinin kulağına fısıldadı: Anne ben kanser araştırmaları için nasıl para bulacağımı biliyorum. Limonata satacağım ve biriktirdiğim para ile bütün kanserli çocukları kurtaracağım.
Annesi Alex'in neler yapabileceğinden habersiz, bir umut ile yaşasın diye bu fikre sıcak baktı.
(Anne yıllar sonra bu hikayeyi anlatırken, 'Alex bunu söylediğinde kahkaha attığımı hatırlıyorum' diyecekti.)
HAZIRLIKLAR YAPILDI
Markete gidildi, limonlar alındı ve limonatalar yapıldı. Baba da bir tezgah satın aldı.
Bir hafta içinde evin önüne bir limonata tezgahı kuruldu. Alex bardağı 50 cente limonataları satmaya başladı.
Tezgahın üstünde 'Gelirler çocuk kanseri araştırmalarına bağışlanacaktır' yazıyordu.
DESTEK BÜYÜDÜ
İşler ilk gün inanılmaz iyi gitti.
Alex ilk gün 1200 dolar para kazanmıştı. Çünkü çoğu müşteri 50 centlik limonata için 20 veya 50 dolar vermişti.
Alex her sabah heyecanla ve inançla kalkıyor ve tezgahın başına geçiyordu.
Bütün mahalle sakinleri Alex'in limonata tezgahına akın etmişti.
Çok geçmeden gazeteler ve televizyonlar da durumdan haberdar oldu. Alex'in limonata tezgahı hakkında haberler yayınlanmaya başladı.
Hatta Oprah Winfrey bile Alex'i programına davet etti.
Artık tüm Amerika Alex'i tanıyordu.
TÜM ÜLKEDE LİMONATA TEZGAHLARI
Neredeyse tüm ülke seferber olmuştu.
Alex'in hikayesini duyan yüz binlerce yetişkin ve çocuk, mücadelesine katkıda bulunmak için limonata tezgahları açmaya başladı.
Neredeyse her mahallede bir limonata tezgahı vardı.
Alex'in annesi bu sırada bir vakıf kurmuştu ve paraları burada topluyordu.
BÜYÜK BAĞIŞ
Alex, kanser ile mücadeleyi 8 yaşında kaybetti.
Ama diğer kanserli çocuklar için bir umut kapası aralamıştı.
Alex hayatını kaybettiğinde, Vakıf tam 27 milyon dolarlık bağış topladı.
Bu bağış, 50 üniversitede 100'den fazla çocuk kanseri araştırmasında kullanıldı.
Şu anda çocuk kanseri tedavisinde bir yol kat edildiyse, bu 4 yaşındaki Alex sayesindedir.
GERÇEK LİDERLİK
Alex sadece 4 yaşında olmasına rağmen, tüm Amerika'yı inandığı ülkü uğruna birleştirdi ve fark yarattı.
Alex sadece bağış toplamadı. Aynı zamanda bir bilinç yarattı.
En önemlisi de koşullar ne olursa olsun, insanların fark yaratabileceğini gösterdi.
İşte gerçek liderlik budur.
Ve diğer insanları önemseyen ve bir ülküsü olan herkes bunu yapabilir.
TRAFİK POLİSİNE ADETA YALVARIYORUZ
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt aradı.-İyi güzel söylüyorsun da yetki bende olsa Odunpazarı tarihi bölgesine bir tek araç bile sokmam diye başladı anlatmaya.Ardından da:-Trafikle ilgili bana ne yetki verilmiş ne...