Okuyucularımızdan ayrı kaldığımız günlerde, en çok tartışılan konu referandum sonuçları idi. Dikkat ettik, referandum sonuçları sürekli siyasi partiler bazında değerlendirdi. Oysa Referandum sonuçlarında, en etkili unsurlar, TSK ve YARGI" dır .Çünkü siyasi partiler, özelliklede AKP, referandum propagandasını, bu iki kurum üzerinden yürüttü. O nedenle de Referandum sonuçlarını, siyasi partiler değil "TSK" ve "YARGI" belirlemiştir. Bunu gerçeği görmemezlikte gelmek, halkın iradesini saptırmak olur.
Ayrıca STK ve YARGI, referandum sonuçlarını kendi açılarından değerlendirmek ve icraatlarını da sorgulamak zorundadır. Yabancılar bile bunu farkındadır. Nitekim The Washington Post, "...Değiştirilen 26 madde, o kadar da çok büyük bir yenilik getirmiyor. Ancak iktidara yargı üzerinde denetim hakkı ve orduya kısıtlama getiriyor. Referandumdan çıkan 'EVET' oyu ile Türk halkı askeri dönemin kanunlarını reddetti." görüşündedir. Guardian ise " Seçmen anayasa değişikliklerine destek verdi, askerler ve hakimler kaybetti" başlığını attı.
Türk Silahlı Kuvvetleri ile 'Yüksek Yargı, referandum sonuçlarından sonra kendilerine yönelik bir değerlendirme yaparlar mı bilinmez ama Şayet TSK ve YAGI' nın saygınlığına halel geliyorsa, bunun sorumlularını bulmak için, toplumda suçlu aramaya gereke yok. Yazılı basına 'yaylım ateşi' açtırmak da şart değil. Her iki kurumun mensupları, üstelik hayli kabarık unvanlar taşıyan, mühim şahsiyetleri, kurumlarının kamuoyunda saygınlığın yitirmede, kimseye ihtiyaç bırakmayacak kadar mahirler. Maalesef bu durum, TSK ve YARGI' ya, son yıllarda kamuoyu nazarında, ciddi güven kaybettirdi.
Elbette TSK ve YARGI' nın, kamuoyu nazarında güven kaybetmesi, kurumlar kadar siyasilerinde payı büyüktür. Çünkü "YARGI REFORMU", yıllardır siyasi partilerin gündeminde olmasına rağmen, bir türlü gerçekleştirilemedi. O nedenle de Türk yargısı elindeki iş yoğunluğu sebebiyle perişan durumdadır. Mahkemelerin kararları üzerinde yıllardır tartışmalar yapılıyor. Açılan ceza, ya da diğer hukuk davaları, yıllarca sürmektedir. Kararlar çıksa da temyiz safhasında, yine yıllarca bekleniyor. Oysa geciken adaletin adalet sayılmayacağını herkes kabul etmektedir, Bu durum, ne siyasiler, ne de yargı mensupları tarafından yeteri kadar gündeme getirilmedi. Hal böyle olunca da, pek çok vatandaş, YARGI' ya karşı duyduğu tepki referandumda, sandıklara "EVET" olarak yansıdı
TSK ise Ümraniye Davası ve kozmik oda aramaları gibi nedenlerle ciddi güven kaybetti. Amerikan PEW Araştırma Şirketi, Türkiye'nin nabzını tutmak amacıyla yaptığı araştırmada, "Türkiye'de halen, en güvenilir kurum ordu iken, son 3 sene içerisinde, bu oranda yüzde 13'lük bir düşüş yaşandığı görüldü. Kürt nüfusun, yüzde 37'lik bir oranla, Türkiye'de orduya, en az güvenen topluluk olduğu açıklanırken, araştırmaya ilk defa bu sene dahil edilen polisler, güven sıralamasında ikinci sıraya yerleşti" tespitini yaptı.
Öte yandan siyasi iktidarın, dolaylı da olsa kamuoyunun tasvip etmediği bazı olayları TSK' ya mal etmesi de TSK' nın kamuoyu nazarında güven kaybetmesine neden oldu. Özellikle de Genelkurmay Başkanlarını ve bazı generallerle ilgili olumsuz söylentilerde, referandumda, tepkiye dönüştü.
Elbette Referandumda, "EVET " oylarının fazla çıkmasında, TSK ve YARGI' ya duyulan tepki yanın da din ve etnik kavramlarda etkili oldu. Nitekim Amerikan PEW Araştırma Şirketi' nin referandum öncesi yaptığı araştırmada, Başbakan Sayın Erdoğan'a güveni, günde 5 vakit namaz kılanların, AK Parti'ye ve Erdoğan'a daha fazla inandıklarını açıkladı. Hükümete güven oranları ise Erdoğan'a güven oranları ile paralellik gösterdi
Şu bir gerçek ki YARGI ve TSK üzerinden, siyaset yapmak ülkeye zarar verir. Özelliklede bu iki kurumu, siyasi çıkar için yıpratmak kimseye, yarar sağlamadığı gibi, ülkeyi her alanda riske sokar. Özellikle de halkın tercihi ile karşı karşıya getirmek, ülkede kutuplaşma ve zıtlaşmayı artırır. Nitekim Amerikan PEW Araştırma Şirketi, Türkiye'nin nabzını tutmak amacıyla yaptığı araştırma, polise en fazla güvenen kesimin yüzde 84'lük bir oranla AK Parti taraftarları olduğunu belirtti. Elbette yargı ve TSK' yı, siyasete alet etmek veya siyasi malzeme yapmak, halkın devlete olan güvenini yok ettiği gibi, dış ve iç şer odakların stratejilerine de hizmet eder.
Referandum sonuçlandı ve Anayasa Deşiklikleri de kabul gördü. Sonuçları tartışmak yerine, tüm kesimler, özellikle de YARGI ve TSK, icraatını sorgulamak zorunda. Çünkü referandumda, "EVET "oylarına her iki kurum üzerinden, yapılan stratejilerle ulaşıldı. O nedenle de halk neden, YARGI ve TSK' ya tepki duyuyor, bu mutlaka araştırılmalı, her iki kurumda, halkın tekrar güvenini kazanmak için üzerine düşeni yapmalıdır. Aksi halde yarın çok geç olabilir.
TSK VE YARGI İCRAATLARINI SORGULAMALI
Okuyucularımızdan ayrı kaldığımız günlerde, en çok tartışılan konu referandum sonuçları idi. Dikkat ettik, referandum sonuçları sürekli siyasi partiler bazında değerlendirdi. Oysa Referandum sonuçlarında, en etkili unsurlar,...