Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'ün, eski danışmanı ve Yeniçağ Gazetesi Köşe Yazar Ahmet TAKAN, TSK, sınır güvenliği için, bahar ayları planlaması ve tehdit unsurlarının güncellenmesi çerçevesinde, Hakkâri ve Şırnak Valiliklerinden yeni taleplerde bulundu. Yeni üs bölgeleri kurulması ve mevcut birliklerinde takviye edilmesi için, izin istedi. Hakkâri ve Şırnak Valileri, "bölgeye yeni birliklerin gönderilmesi ve sınıra yerleştirilmesi çatışma çıkarır. "ÇÖZÜM SÜRECİ!" zarara uğrar" gerekçeleriyle, TSK 'nın taleplerini reddetti" gelişmesini, gündeme getirdi.
Aslında bu gelişmeler, yadırganmamalıdır. Geçmişte de TSK, terörle mücadelede Part-time kullanıldı, Bugünde, aynı yöntem gündemdedir. Nitekim bir uzmanın söylediği gibi, Yasalar değişiyor, yetkililer değişiyor, karşınızdaki tehdit değişiyor... Sizin de değişmeniz lazım, ama bir değişim yaşanmıyor.
Nitekim bir terör saldırısı riski olduğunda, polis ve jandarma baş edemediği zaman, vali askeri çağırıyor. Oradaki komutandan, operasyon talebinde bulunuyor. Senede 12 ay var, askeri üç-dört defa operasyona yollayarak, bu sorunun üstesinden gelinmez. Oysa terörle mücadele, part-time yapılacak bir iş değildir.
TSK, terörle mücadelesinde ve sınırlarımızı korumasında tam yetki verilmelidir. Valilerin isteğine bırakılan TSK, sınırlarımızı koruyamadığı gibi, kendisine verilecek görevleri de arzu edilen şekilde yerine getiremez.
Ayrıca son yıllarda, TSK, pasifice edilmek için, çeşitli kumpaslar kuruldu.
Nitekim Başbakan Erdoğan'ın, eski siyasi Başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, itiraf gibi açıklama yaparak, Türk Silahlı Kuvvetlerine Kumpas kurulduğunu kamuoyu ile paylaşmıştı.
Kumpas kurulan, TSK mensuplarına, Balyoz Davası'nda mahkeme, emekli Orgeneral Çetin Doğan, MHP milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Oramiral Özden Örnek, emekli Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 236 sanık hakkında beraat kararı verdi.
Öte yandan bir Albay Erkan ve bir binbaşının, 19 Aralık 2009 tarihinde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, evinin çevresinde şüpheli davranışları nedeniyle yakalandı. Olay sonrası Ankara 'daki, Özel Harp Dairesi'ne, bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı'nda arama yapıldı. Önce zorluk çıkarılsa da bir hafta sonra 'kozmik oda'ya girildi. 11 ve 16 No'lu kozmik odalarda aramalar, 'devlet sırrı' gerekçesiyle Hâkim Kadir Kayan tarafından yapıldı. Bu arada, Arınç'ın evinin etrafında yakalanan 2 subay, tutuklanma talebiyle çıkarıldığı mahkeme tarafından, serbest bırakıldı.
Balyoz Davası gibi, kozmik oda'nın sırı da perdesi aralandı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiası ile başlayan soruşturma, yakın tarihle yüzleşme davasına dönüşüyor. Tarihte ilk kez aranan, 'Kozmik Oda'dan çuvallar dolusu evrak ve 38 klasör belge çıkmıştı. 60 yıllık devlet sırlarını, barındıran belgeleri inceleyen Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, 3.5 yıl aradan sonra, dava açmaya hazırlanıyor.
Hülasa TSK' ya, karşı, dış ve iç şer odakları ve bazı çevreler, tarafından, yürütülmekte olan yıpratma kampanyaları, Özellikle de son yıllardaki, internet dahil sözel ve yazılı basın organları vasıtası ile yapılan maksatlı, karalama kampanyaları, ve benzer gelişmeleri kamuoyu dikkatle takip ediliyor.
Dış ve iç şer odakların amaçları, net ve açıktır. Türk vatanı, milleti, rejimi ve Atatürkçülüğün, teminatı olan TSK' yı yıpratmak, iç hiyerarşik yapısını, ülke genelinde ve bünyesin var olan güveni, ortadan kaldırarak, TSK' yı, etkisiz hale getirmektir. Oysa TSK' yı, pasifize etmek, vatana ve Türk Milleti'ne ihanettir.
Diğer yandan değişen dünya dengeleri içerisinde, Türkiye, Ortadoğu, Balkanlar ve Orta Asya ekseninde, kilit ülke durumuna gelmiş ve jeostratejik önemi de artmıştır. Ortadoğu, Kafkaslar, özellikle de Orta Asya'nın, zengin enerji kaynaklarının, Batı tarafından kontrol altında tutulup, kullanılması hayati önem kazanmıştır O nedenle de batı ülkeleri güçlü Türkiye ve TSK İstemiyor.
Türk halkı, Türk Ordusu'na, rejime, vatana, devlete ve milli değerlerimize sahip çıkmalı, dış ve iç şer odaklarla, özellikle de terörle mücadelede, elini de taşın altına koymalıdır. TSK' yı, etkisiz hale getirmek isteyen kesimlere karşı da tavır almalı, türbinden sahaya inerek rejime, cumhuriyetin temel ilkelerine, ülke bütünlüğüne ve TSK 'ya sahip çıkmalı, üzerine düşen görevleri de eksiksiz yerine getirmelidir.
Ayrıca "GÜÇLÜ ORDU, GÜÇLÜ TÜRKİYE" demektir. Çünkü ülkemizin bütünlüğü, bağımsızlığı, Türkiye Cumhuriyeti' nin korunması, güçlü ordu ile mümkündür. Güçlü ordu, halkımız, güven verirken, düşmanlarımıza karşı da caydırıcıdır.
TSK'YI PASİFİZE ETMEK
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün, eski danışmanı ve Yeniçağ Gazetesi Köşe Yazar Ahmet TAKAN, TSK, sınır güvenliği için, bahar ayları planlaması ve tehdit unsurlarının güncellenmesi çerçevesinde, Hakkâri ve Şırnak...