TSK'YI YIPRATMAK ÜLKEYE İHANETTİR

Genel Kurmay Başkanı Sayın Orgeneral BAŞBUĞ’ un, karakol baskını ile ilgili açıklamaları tartışma konusu oldu. TSK’ yı, yıpratanlar isim, isim açıklanmadığı için de, pek çok medya ve kişi zan altında kaldı. Hain, ya...

Genel Kurmay Başkanı Sayın Orgeneral BAŞBUĞ' un, karakol baskını ile ilgili açıklamaları tartışma konusu oldu. TSK' yı, yıpratanlar isim, isim açıklanmadığı için de, pek çok medya ve kişi zan altında kaldı. Hain, ya da mütareke basını olarak suçlanan çevrelere karşı, TSK, nasıl bir hukuk savaşı sürdürüyor veya sürdürecek mi bilinmez ama kaç dava açıldığını belirtilmediği içinde, bu belirsizlik, TSK' ya zarar veriyor. Ayrıca TSK, 25 Ekim 1985 Serin Karakolu baskınında bugüne kadar, 28 karakola yapılan baskında, 316 şehit verilmesi, insanların zihninde soru işaret yaratıyor. O nedenle, TSK, kendi icraatını da sorgulamak, sorunlara göre de yenide yapılanmak zorundadır. Ayrıca İhmaller varsa, mutlaka araştırılmalı, ortaya çıkarılmalıdır.
Teröre, çözüm bulması gereken iktidar ise " Anayasa değişikliği", "Başkanlık " , "Hitler ","Referandum" ve Ergenekon Davası " gibi tartışmalarla meşgul. Terör ise
Asker havale edilmiş durumda. "AÇILIM" belirsizliği ise teröre, özellikle de etnik gerginliğe ivme kazandırdı.
Öte yandan ülke içinde, karakollar taranıyor askerlerimiz şehit oluyor ama Türkiye' de siyasi otorite, uluslararası anlaşmaların gereğini yapmıyor. Oysa uluslararası alanda, başka ülke sınırlarından terör sızmaları olduğu durumlarda, o ülkeye karşı meşru müdafaa hakkı ve savaş ve sınır ötesi takip hakkı vardır. Meşru müdafaa, hakkı doğuyor. Ama Siyasi iktidardan, bu alanda ciddi bir girişim yok. Üstelik bazı odaklarca, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı, Asimetrik ve psikolojik savaş sürdürülüyor.
Elbette sınır ötesi harekâtın, belli şartları vardır; örneğin sınır ötesi takipte takibin kendi ülkenizde başlayıp, sınır ötesinde devam etmesi lazım. Oradan saldırı yapıldığı, iyice kanıtlanması ve Birleşmiş Milletlere de bildirilmesi gerekir. Bu da Türk Silahlı Kuvvetleri' nin, değil, bugünkü siyasi iktidarın görevidir. Bugüne kadar, siyasi iktidarın, bu yönde BM' den, tek isteği olmadığı gibi, Üstelik Kuzey Irka' ta, bir Kürt devleti' nin kurulması için, bilerek veya bilmeyerek adeta destek veriliyor.
Siyasi iktidar, "KÜRT AÇILIMI ve "KUZEY IRAK KÜRT YÖNETİMİNE" gösterdiği ilgiyi, TSK' dan esirgiyor. TSK' ya, yapılan asimetrik ve psikolojik savaşta tarafsız kaldı. TSK' yı savunmak ise Genelkurmay Başkanı Sayın BAŞBUĞ' a kaldı.
TOKİ ise her yere gereksiz konut yaparken, aynı duyarlılığı gündeme geldiği halde, karakolların yapımında göstermiyor.
Bazı basın ise PKK ile mücadele yerine, "TSK ile mücadele" ediyor. Daha da kötüsü, PKK' yı masum, Türk Silahlı Kuvvetlerini de, "TERÖR ÖRGÜTÜ" gibi gösteriyor. Bu haksız itham karşısında, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Sayın BAŞBUĞ' un, " ...Bugün maalesef Türkiye'de basının bir bölümü, çok açık söylüyorum, İstiklal Savaşı'ndaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede" diye konuştu. Orgeneral Başbuğ, "Ben inanıyorum ki, mütareke basını dahi bu kadar hain bu kadar önyargılı değildi" sözleri karşısında, malum medya ve kişi/kişiler, tavır alıyor, konuşmasını da tasvip etmiyor.
Ayrıca her terör örgütünün, politik hedef ve amacı vardır. Buna uygun strateji ve taktikler geliştirir. Propaganda, bu amaca ulaşmanın en etkili araçlarından biridir. Bazı basın, TSK' yı eleştirerek, PKK' nın, bu stratejisine destek veriyor. Bu durum karşısında, Tarih tekerrür mü ediyor bilinmez ama Türk toplumu, bugünkü tabloyu, balkan harbi ve Kurtuluş Savaşı'nda yaşadı. Balkan harbi sırasında katliam edilen "Türk Halkı" gerçeğini, tamamen tersyüz ederek, "TÜRKLER KATLİAM EDİYORLAR" çığlıklarıyla, dünyayı ayağa kaldıran Avrupa basınının, yersiz davranışlarını, İngilizler de Kurtuluş Savaşımız sırasında, tekrar etmişlerdir. Bugünde bazı basın organları, PKK' nın, istediği gibi davranıyor. Asılsız ve gerçek dışı haberlerle, TSK' yı yıpratmaya çalışıyorlar.
Şu bir gerçek ki " TERÖRLE MÜCADELE, ASKERİN İŞİ DEĞİLDİR. Hele erbaş ve erin hiç değildir." Çünkü teröristlerle mücadele, onların yöntemi ve iyi eğitilmiş, bu alanda tecrübe kazanmış, terörle mücadele edilen coğrafyayı çok iyi bilen, 1993 yılındaki özel harekât timleri ile olur. O nedenle de ya! Emniyet Genel Müdürlüğü, bünyesinde yeteri kadar Özel Tim birimi teşekkül ettirilerek, ya da TSK, terörle mücadele edecekse, erbaş ve erlerin dışında oluşturacağı, kadrolu özel timlerle, terörle mücadele edilmelidir.
Türk halkı, artık gerçekleri görmelidir. Ülkemizin, bütünlüğü, bağımsızlığı, rejimi ve varlığının teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri, şer odaklarının hedefindedir. Dış ve iç şer odakları, 30 yıldır yaşanan, PKK terörü aklamak, ülkemizdeki etnik nefreti körükleyerek, yıllardır, kız almış, kız vermiş, komşu olmuş, iyi ve kötü gününde birlikte hareket etmiş, Türkler ve Kürtleri, düşman ederek, "KAOS" a, sürüklemek istiyorlar.

Haberleri