TÜRK MİLLETİ ONLARA MİNNETTARDIR...

İstiklal Savaşı Gazimiz, Yakup Satar, Perşembe günü ’nde öğle namazının ardından düzenlenen cenaze töreninden sonra toprağa verildi. Bu tür törenlere, devletin katılımı, şehit ve gazilerimizin yakınları ve Türk Milleti...

İstiklal Savaşı Gazimiz, Yakup Satar, Perşembe günü 'nde öğle namazının ardından düzenlenen cenaze töreninden sonra toprağa verildi. Bu tür törenlere, devletin katılımı, şehit ve gazilerimizin yakınları ve Türk Milleti için, büyük kıymet ifade eder. Ancak Türkiye, son gazisini sadece bir bakan ve sade bir törenle uğurlarken, Fransa 12 Mart'ta 110 yaşında ölen ve Birinci Dünya Savaşı'ndan kalan son gazisi, Lazare Ponticelli'yi eski ve yeni cumhurbaşkanları Jacques Chirac ile Nicolas Sarkozy' nin katıldığı muhteşem bir devlet töreniyle uğurladı. İsterdik ki Türkiye'de de aynı tablo yaşansın. Çünkü bir milletin değeri ve geleceği, şehit ve gazilerine verdiği önemle ölçülür. Ayrıca da Türk milletine göre, en büyük makam ve rütbelerin başında, hiç şüphe yok ki, şehitlik ve gazilik gelir. Çünkü bu rütbeler, hayat karşılığında elde edilmekte ve inanç sayesinde kazanılmaktadır. Hem Hak katında, hem de halk yanında, şahadet mertebesine yükselmek, her insana da nasip olmaz. Bu rütbelerde, insanın canını feda etme karşılığında elde edilir.
Törende, İl Müftüsü Ahmet Akın'ın , " "Bu aziz vatanı hür, bağımsız, dirlik ve birlik içinde gelecek nesillere devrederken ecdadın, aziz şehitlerin ve gazilerin taşıdığı ruhu iyi anlatmak gerek. Vatan, alelade bir toprak parçası değildir. Birliğimizi, dirliğimizi muhafaza ettiğimiz ölçüde hiçbir güç bizi, bu güzel yurdumuza sahip çıkmak konusunda yıldıramayacaktır. Türk milleti, merhum gazi Yakup Satar' dan aldığı şereflerle dolu bayrağı kıyamete kadar taşıyacaktır." Sözleri, Türk milletinin hislerine de tercümanlık oldu
Türk milletinin her ferdi, bugün sahip olduğu her şeyin, geçmişte canlarını bu vatan için siper eden şehit ve gazilerimizin, eseri olduğunu bilir. Şehit ve gazilerimize, Türk Milleti olarak çok şey borçluyuz.
Nitekim Mustafa Kemal ATATÜRK' e de, Sakarya Meydan Savaşından sonra, 19 Eylül 1921 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce "Gazilik" unvanı verilmişti. Atatürk' e gazilik unvanının verildiği 19 Eylül tarihinin, ülkemizde, "GAZİLER GÜNÜ", 2002 tarihinde 4768 sayılı kanuna göre de Çanakkale Zaferi' nin yıldönümü olan 18 Mart da "ŞEHİTLER GÜNÜ" olarak kutlanmaktadır. Bu karar, devletimizin ve milletimizin, şehit ve gazilerimize verdiği önemin, onlara duyulan minnet ve şükran duygularının da bir ifadesidir Türk Milleti, tarih boyunca, canından aziz bildiği kutsal vatan topraklarını hedef alan her saldırıyı, binlerce şehit verme ve gazi olma pahasına korumasını bilmiştir. Geçmişte Balkanlar'da, Çanakkale' de Kurtuluş Savaşı' nda, Kıbrıs'ta ve PKK teröründe, vatanın müdafaası ve dünya barışı için şahadete ulaşan ve gazi olarak dönen, kahraman evlatlarımızla ne kadar gurur duysak azdır. Ayrıca, Türk Milleti, her zaman esaret kaydına karşı, evladını ayaklanmaya davet eden, ecdat sesi kalplerinin içinde yükselir. Bedeli ne olursa olsun, esaret zincirini de ortadan kaldırır. Tarihi, buna şahittir.
Yine şartlar ne olursa olsun, dün ve bugün olduğu gibi, gelecekte de, vatanımızın bütünlüğünü hedef alan emperyalist güçler, dış ve iç şer odakları, kahraman Türk askeri ve güvenlik güçlerimiz ve vatansever Türk insanının, mücadele azmi ve kararlılığı karşısında yok olmaya mahkûmdurlar.
Nitekim Büyük Önder Atatürk, "Türk halkı kayıtsız şartsız hür ve müstakil yaşamaya karar vermiştir. Bu meşru kararı bozmaya yönelen her kuvvet, Türkiye' nin ebedi düşmanı kalır. " demiştir.
Bugün de dün olduğu gibi, ülkemizin birlik ve beraberliği bozmak için fırsat arayan dış ve iç şer odakların taşeronu, PKK terör örgütüne karşı, ülkemizin Güneydoğu bölgesinde mücadele yürütmektedir. Bu mücadelede, yüzlerce evladımız şehit olurken, yüzlercesi de gazilik mertebesine ulaşmaktadır.
Kurtuluş Savaşı' nın, son gazisini de ebediyete uğurladık. Ancak O' nun, "Kurtuluş Savaşı çok zor şartlar altında kazanıldı. İşgale karşı direnen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bir mucizeyi gerçekleştirdi. Atatürk'ün askeri imkânı yoktu. Ordu, harp tecrübesi olmayan, çocuk denecek yaşta insanlardan kuruluydu. Vatanı zor şartlar altında kurtarıp tertemiz size emanet ettik. Kıymetini bilin. Atatürk bize 'Herkesle dost olun. Herkese merhaba deyin' derdi. Bunu size iletiyorum. Düşmanlar dost gibi görünüp sürekli Türkiye'yi bölmeye çalıştı. Özellikle gençler düşmanın oyununa gelip birbirine düşmemelidir. Bizler gibi, gençler de ülkeye dört elle sarılmalıdır. Bu vatan elden giderse bir daha geri getirilemez. Gençler, bu vatanı sonuna kadar korumalıdır." düşünceleri ve yaşamı ile de hep aramızda yaşayacaktır.
Kurtuluş Savaşı' nın, son gazisini ve diğer gazi ve şehitlerimizi, rahmetle anıyoruz...

Haberleri