Türkler, doğuştan askerdir. Türk askeri cesur, fedakâr ve itaatkârdır. Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin, temeli düzenli bir askeri teşkilata dayanmıştır. Askerlik, Türk insanı için kutsal ve milli bir görev olmuştur. Türk toplumunu da, bugünlere iki unsur taşımıştır. Biri “ASKER”, diğeri ise “çİFTçİ” dir.
Nitekim Büyük önder Atatürk, “ İyi çiftçi yetiştirdik; çünkü topraklarımız çoktu. İyi asker yetiştirdik; çünkü o topraklara göz diken düşmanlar fazladır.” demiştir.
ATATüRK’ ün, tespitleri bugün gündemedir. Avrupa Birliği ve ABD, Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya’daki çıkarları için, bölgede güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Etnik veya dinsel yapıyı körükleyerek, “ ULUS” ve “üNİTER” devleti, ortadan kaldırmak için, ciddi gayret ve caba gösteriyorlar.
Ayrıca Ordu karşıtlığını, siyaseti ve ekonomiyi rant aracı yapan veya hedeflerinin önünde engel olarak gören, bazı çevreler, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, seviyesiz, bir şekilde saldırmak için, olayları saptırıyorlar, kendi amaçları doğrultusunda kullanmayı da adeta alışkanlık haline getirmişlerdir.
öte yandan, çok partili dönemde,, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, siyasi otoritenin emrine verme gayret ve çabaları oldu.
Oysa Atatürk, “ Bir ordunun cevheri ne olursa olsun, siyasete karışırsa, birlikte hareket ve savaşma kabiliyetini kaybeder. Ve vatanın müdafaa gücünü hiçe indirir. Siyasete karışmış bir ordunun karışmadan önceki disiplini ve savaşma kabiliyetini, yeniden kazanabilmesi için çok zaman ister. “ diyerek, TSK’ nın, siyaset dışı kalması gerektiğini söylemiştir.
Nitekim Osmanlı Devleti, son yıllarında bile Balkanlar’da Adriyatik’e, kadar uzanan toprakları elinde tutabilmişti. Ancak, İttihat ve Terakki’nin iktidara geldikten sonra partizanlık yapması ve orduyu siyasetin içine çekmesi sonucunda, Rumeli’deki son topraklar da elimizden çıkmıştı. Orduya siyaset karışmasının, acı örneği Balkan Savaşları’nda yaşanmıştı.
Türk Milleti, Atatürk’ün bu vasiyetine uyarak, Türk Silahlı Kuvvetlerini, siyaset dışı tutmuş, kışlaya da siyaseti sokmamıştır. Bu güne kadar da, Cumhuriyetimizin, temel politikası ve ilkelerden biri olmuştur.
Türk Silahlı Kuvvetleri milli varlığımızın en temel kurumlarından biri olup, ulusal güvenliğimizin de yegâne teminatıdır. Bu özelliğiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, her türlü siyasi mülhazanın dışında ve üstünde tutulması gerekir
Türk Silahlı Kuvvetleri’ ne karşı, asimetrik ve psikolojik savaş açanlara karşı, halkımız tepki göstermek ve vatanın, güvenliğini, bütünlüğünü ve bağımsızlığını teslim ettiğimiz, TSK’ ya da sahip çıkmak zorundadır
CİA Başkanlarında, George J. TENET, Amerikan üniversitelerinde gençlere, ” ülkenin, çıkarlarını savunanlara ve bu uğurda kendisini feda etmiş olanlara, hrt fırsatta saygı göster,Bunu kendi öz cabalarında onlatınkine sklsyerek, ortaya koy.Ordunun, güvenlik güçlerinin kamunun esenliği için çalışanlara, destek olmak, en kutsal görevdir” demiştir.
Türkiye, “Yurtta Barış Dünyada Barış” misyonuyla, soğuk savaş döneminin ardından barışa katkı sağlamak üzere TSK, binlerce askeriyle dünyanın dört bir yanında varlık gösteriyor.
Türk halkı, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve cumhuriyet dğerlerine sahip çıkmak zorundadır çünkü , ülkemizi, ayakta tutacak olan üç temel güç,. Güçlü bir ekonomi, güçlü bir silahlı kuvvetleri ve güçlü bir demokrasidir.
TSK, terörle mücadelede olduğu gibi, rejimi ve ülkemizin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, koruma ve kollamada sarsılmaz bir kararlılığa sahiptir. TSK, hukuka da saygılıdır. özellikle de hiyerarşisi ile bu alanda örnek bir kurumdur. TSK’ ya göre, Laiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan, tüm değerlerin, temel taşıdır. Aynı zamanda, TSK ulus, üniter ve laik devletten yana taraftır.
Ancak darbeler bahane edilerek, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi “Silahlı kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti?ni kollamak ve korumaktır" ifadesi, "Silahlı kuvvetlerin vazifesi; yurtdışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, TBMM kararıyla yurtdışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır" şeklinde,değiştirildi. .
Bu değişikliğin, yasallaşması ile de TSK, artık yurt içinden gelecek tehditlerin muhatabı olmayacaktır!
Ancak Orta Asya'dan, Anadolu’ya, kadar, Türk toplumunu, bugünlere taşıyan, 2228 yıllık ordu geleneğini sürüdüren, yüce Türk Milletinin, desteğin de alan, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, Cuhuriyetin kazandırdığı değerleri, özellikle de laik ve demokratik, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güvenliğini, geçmişte olduğu gibi, bugün ve gelecekte de iç ve dış şer odakları karşı korıyacaktır.