Yıllardır, bir tarafta, bazı siyasiler, diğer tarafta, geçmişin hazımsızlığını yaşayan azınlıklar, Avrupa Birliği ülkeleri ve bazı etnik gruplar, "TÜRKLERİ" v e " ULUSAL MİLLİYETÇİLİĞİ" hedef aldı.
Batılılar ise yıllardan beri, Türkiye' de, etnik milliyetçiliği körükleyerek, hatta kullanarak, menfaatlerini korumayı ve kollamayı, temel politika olarak benimsemişlerdir. Türkiye'yi, bir çatışma içerisine sokmayı da, her zaman menfaatlerine uygun görmektedirler.
Bazı çevreler ve siyasiler, "Hepimiz Türk'üz" sözünü etnik, kafatasçı, ırkçı olarak tanımlarken, "hepimiz Ermeni'yiz", sözünü ise göz ardı etiler. Hatta ülke içinde, ermeni iddialarını savunan, kesimlere de tanık oluyoruz.
Londra' da yaşayan Şair Yazar Roni Margulies, Hrank Dink cinayetinden sonra, "Yüz binlerce Türk'ün, "Ben Ermeni'yim" diyen pankartlar taşıması, resmi ideolojiye, milliyetçiliğe vurulan, ölümcül bir darbedir" sözleri dikkat çekici ve düşündürücüdür de.
Diğer taraftan, AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrank Dink'in, uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirmesi karşısında, "Türk" ve Türkiye Cumhuriyeti", aleyhtarı olan kesimleri, tek bir noktada birleştirdi. TCK' nın, 301.maddesi kaldırılsın...
Peki, Türk Ceza Kanunu' nun, 301 maddesi ne diyordu?
Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede, bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları, suç oluşturmaz.
TCK' nın, bu maddelerinin, hangisi "demokrasi", "insan hakları" en önemlisi de "çağdaş hukuk" gibi, kavramlara aykırıdır?
Maalesef üç yıla yakın tartışmalar sonucu, Türk Ceza Kanunu'nun,, 'Türklüğü aşağılama'yı suç sayan, 301. maddesi siyasi otorite tarafından değiştirildi.
Bugünde, Anayasa'daki milletvekili yemininden, "Devletin varlığı" , "Vatanın ve milletin Bölünmez bütünlüğü" ,-"Laik Cumhuriyet, Atatürk ilke ve inkılâpları" ve -"Büyük Türk milleti" ifadesi de çıkartılmak isteniyor.
Oysa Türk milliyetçiliği, sosyolojik ve psikolojik esaslara dayanır. Kan değil, ruh ve eşit değerler arar. Eşitlik prensibine dayanır. Türk Milliyetçiliği, ırkçılık, mukaddesatçılık, şovenizim, totaliter milliyetçilik gibi akımlara karşıdır. Çünkü bu unsurları içeren veya hedefleyen, milliyetçilik, antidemokratiktir
Türk milliyetçiliği, başka milletlerin haklarına riayet eder. Emperyalizm ve sömürgeciliğe karşıdır. Hümanist bir nitelik taşır. Irkçı değildir. Yapıcı ve yaratıcıdır. Sağduyu ve adalete dayanır. Beşeri dayanışmaya değer verir.
Atatürk' e, göre, ulusumuz, insanlık ailesinin yüksek onurlu bir üyesidir. Bu bakımdan, Türk insanı, bütün insanlığı sever; ulusal onur ve çıkarlarına dokunulmadıkça başka uluslara karşı düşmanlık beslemez.
Türk Milliyetçiliği ile ilgili gerçekler orta iken, son yıllarda, milliyetçilik üzerine çok şey söylendi. Hatta senaryolar çizildi ama olaylara hep sağduyu hakim oldu. Nitekim ülke genelinde, evlere ve işyerlerine bayrak asılması, bile bazı çevrelerce, milliyetçiliğin yükselişi olarak görüldü. Hata, Türk sözcüğünün, anayasa da yer almasını istemeyen, partiler ve siyasiler var. Oysa azanlıklar bile "TÜRK" olduklarını söylüyorlar
Nitekim bir programa katılan Dikran Kevorkyan'ın , "Türk vatandaşı değil, Türk'üm.... Ben Hıristiyan'ım. Hıristiyanlığım başka bir şey, bu bayrağın altında yaşamaktan duyduğum gurur başka bir şey..." demiştir.
Ayrıca "TÜRK" kavramının, anayasadan tamamen çıkarılması için, örtülü, açık ve planlı bir şekilde mücadele başladı. Özellikle de TESEV raporunda sonra, bazı siyasiler ve partiler,'Türk Milleti', 'Türk Devleti' 'Türk Vatandaşı' ve Türk Kültürü' gibi ifadelerin kullanılmamasını istiyor! Türk Milleti yerine, 'millet' kelimesinin kullanılması öneriyorlar.
Oysa A.B.D, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İsveç gibi ülkelere, çağın en ileri ülkeleridir. Bunların, ortak yanı, milliyetçiliği temel yaşama ilkesi yapmalarıdır. Bu ülkeler, "milliyetçilik" sözünü çok kullanmazlar. Çünkü yaşarlar. Devlet "milliyetçiliği" kitlelere yayar. Bütün uygulamaları, milliyetçi doğrultudadır. Halkta, milliyetçilik, bir yaşama biçimdir. Hatta ABD' de, milliyetçilik yok oluyor diye kaygı duyuluyor.
Dış ve iç şer odakları bilmelidir ki Türkiye' nin, üst kimliği "TÜRK" tür.Türk kalacaktır. Nitekim Büyük Önder Atatürk 1923' de, " " Bu memleket tarihte Türk 'tü; bugün Türk 'tür ve Türk kalacaktır. "demiştir.
TÜRK ULUSAL KİMLİĞİ
Yıllardır, bir tarafta, bazı siyasiler, diğer tarafta, geçmişin hazımsızlığını yaşayan azınlıklar, Avrupa Birliği ülkeleri ve bazı etnik gruplar, TÜRKLERİ v e ULUSAL MİLLİYETÇİLİĞİ hedef aldı. Batılılar...