Türkiye, PKK terörüne, 2002'deki saldırılarında 6 güvenlik mensubunun şehit verdi. Bu rakam 2003'te 21, 2004'te 73, 2005'te 97 ve 2006'nın ilk yedi ayında 91 şehit verdik 2007 yılını 11 ayında verilen şehit sayısı ise 240' a yaklaştı.
Türkiye'ye yönelik bu saldırıların ve şehitlerimizin sorumlusu, PKK kadar o ne destek veren, ABD, AB ülkeleri ve Irak Hükümeti olduğu ve PKK ile mücadele de, Türkiye' nin, sınır ötesi operasyon yapma zorunluluğu da doğduğu, bunu gerçekleştirilebilmesi için de Hükümet ve TSK' ya, yetki verilmesinin, şart olduğu sürekli ifade edildi.
Bu yetki, 20 Mart 2003 günü de, Meclis tarafından silahlı kuvvetlerimizin, etkili bir caydırıcılığın sürdürülmesi ve kullanılması amacıyla, bölgeye gönderilmesine altı ay süreyle izin verildi. Ancak, Hükümet, Amerika Birleşik Devletleri'nin ve Barzani, Talabani gruplarının muhalefeti nedeniyle, bu yetkiyi kullanmadı.
Yine Ekim ayı içinde, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, terör örgütü PKK'nın yuvalandığı Irak'ın kuzey bölgesi ile mücavir alanlara gönderilmesi için, Hükümete 1 yıl süreyle izin verilmesini öngören, Başbakanlık Tezkeresi, 19'a karşı 507 oyla TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Ancak verilen bu yetkinin de gereği uzun süre yapılamadı.
Ve nihayet!
Bu yetki, TSK tarafından kullanıldı. Genel Kurmaya Başkanlığı'nın, dün sabaha doğru resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, Irak'ın kuzeyindeki Zap, Avaşin, Hakurk bölgeleri ile derinlikteki Kandil Dağı'nın tarafında kalan kesimlerinde, tespit edilen PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne ait hedefler, Türk Hava Kuvvetleri savaş uçaklarının 16 Aralık 2007 günü saat 01:00' dan itibaren uyguladığı, geniş kapsamlı bir hava harekatı ile vurulduğu, Uçakların operasyon bölgesini terk etmelerini müteakip, Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı uzun menzilli silahlarla, Irak'ın kuzeyinde belirlenmiş hedeflerin ateş altına alınmasına devam edildiği açıklandı.
Ayrıca aynı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, verilen yetki çerçevesinde icra edilen operasyonlar, askeri ihtiyacın gereklerine göre kararlılıkla devam edeceği ve operasyonların tamamen PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne yönelik olduğu, Irak'ın kuzeyinde yaşayan halka ve düşmanca harekette bulunmayan, yerel gruplara karşı olmadığı da açıklamada yer aldı.
Türk Hava Kuvvetleri tarafından, gerçekleştirilen hava operasyonu sonunda, ne elde edildi veya edilemedi, önümüzdeki günlerde, hem resmi, hem de gayri resmi olarak ortaya çıkacak, hatta aleyhte ve lehte eleştiri ve yorumlarda, gündemi işgal edecektir.
Operasyondan, hemen kesin sonuç alınamayacağını görenler ile TSK' nın başarısız olunmasını bekleyenler ise felaket tellallığına soyunarak, yine ordumuzu karalamak için, "biz söylemiştik işte bakın, kesin sonuç alınamadı" gibi karalama kampanyaları başlatacaklardır.
Oysa teröre karşı, hava ve karar operasyonları ile sonuç almak çok zor. İşte ABD' nin, Irak ve Afganistan' daki durumu ortada. Ayrıca operasyon yapılsa bile, bir anda kesin sonuç alınamayacağını, bunun bir süreç gerektirdiğini, Genel Kurmay Başkanı Sayın Orgeneral Büyükanıt' da açıklamıştı. Çünkü siyasi iktidarında, siyasi, sosyal, psikolojik ve ekonomik olarak yapması gereken görevler vardır. Askeri operasyon yürürken, bu görevlerin de yürütülmesi zorunludur.
Kim ne derse desin, "Hava Operasyonu", Türkiye' ye çok şey kazandırmıştır. Her şeyden önemlisi de hem PKK, hem de yandaşlarını, psikolojik açıdan etkilemiştir. TSK, istediği an, sınır ötesi gece operasyonları yapabileceği de tüm dünyaya göstermiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde, hesap yapanlara da, etkili cevap teşkil etmiştir
Diğer yandan bazı kesimlerin, "askeri mücadele ile sonuç alınamıyor, o halde, askeri mücadele bir tarafa bırakılıp, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi alana bakalım."demeleri de yanlıştır. Terör devam ettiği sürece, askeri mücadele de sürecektir. Yeter ki TSK' ya, sahip çıkalım, maddi ve manevi destekte bulunalım.
Öte yandan bugüne kadar da gerek siyasiler, gerekse askerler, terörle mücadelenin sadece askerin işi olmadığını sık sık söylediler.
Ayrıca son olaylar göstermiştir ki, Terör, artık hükümeti de aşmıştır. Hükümetin, terörle mücadele konusundaki politikaları da yeterli değildir. Bu nedenle, Türkiye'nin, yeni kapsamlı, milli bir terör politikasına acilen, ihtiyacı olduğu gibi, İstiklal Savaşı'nda olduğu gibi, teröre, dış ve iç şer odaklara karşı, milletçe, topyekûn mücadele de şarttır. Çünkü Türkiye, "ÖRTÜLÜ VE ADI KONMAMIŞ, BİR SAVAŞLA KARŞI KARŞIYADIR."
TÜRKİYE ÖRTÜLÜ BİR SAVAŞLA KARŞI KARŞIYA
Türkiye, PKK terörüne, 2002’deki saldırılarında 6 güvenlik mensubunun şehit verdi. Bu rakam 2003’te 21, 2004’te 73, 2005’te 97 ve 2006nın ilk yedi ayında 91 şehit verdik 2007 yılını 11 ayında verilen şehit sayısı...