TÜRKİYE VE TORYUM

, Toryum yatağı ihale ediliyor. İhale için, 29 yerli ve yabancı firma, dosya almıştı. Ancak 4 firma teklif verdi. Sivrihisar, Toryum yatağı, belli başlı toryum yatakları açısından, dünyada 3. sıradadır. Sivrihisar cevherinin, şu ana kadar, sığ sondajlarla yapılan rezerv tespitlerine göre, 30.4 milyon ton cevher içermektedir.
Dünyanın, tespit edilebilen, "TORYUM" miktarı, bir milyon iki yüz bin tondur, bunun ise Yedi yüz seksen dokuz bin tonu, Türkiye de bulunmaktadır. Türkiye de, bulunan toryum rezervleri, Sivrihisar, Beypazarı, Kızılcaören, Malatya ve Sivas'tadır.
Toryum, Bor gibi stratejik bir madendir. O nedenle de yabancı şirketlere ihale edilmemelidir. Ancak Kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili, mücadelemizde gördük ki, Türkiye'de, girişicilerimiz, madenleri işletmekte, istekli değiller.
Nitekim Kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili mücadelemizde, TUPRAĞ Şirketi Yöneticilerine, neden Türk ortaklarla, bu işi yapmadıklarını sormuştuk. Bizleri dikkatle dinledikten sonra, "Biz, madenin işletilmesi için, Koç ve Eczacıbaşı' na teklif götürdük. Ancak, kabul görmedi. Mecburen yabancı ortakla, iş yapmak zorunda kaldık" demişti.
Ayrıca yabancı ortaklı, Türk şirketlerinin, durumu değerlendirildikten sonra ihale verilmelidir. Çünkü Türk şirketleri ile ortaklaşa maden çıkaran, yabancı ortaklı şirketlerin, büyük bölümünde, yerli sermaye payı, yok denecek kadar azdır.
Yeşil nükleer enerji olarak adlandırılan, Toryum, dünyanın, enerji problemini çözebilecek, en önemli kaynaklardan biridir. Türkiye, Toryumu, enerjide kullanmaya başladığında, dünyanın, önde gelen ülkeleri arasında yer alacaktır.
Dünya, bugün, özellikle de gelecekte, enerjide, "BOR" ve "TORYUM" a muhtaçtır. O nedenle de BOR ve TORYUM, ihraç edilmemelidir. Ayrıca Nükleer Enerji Santralleri'nde uranyum yerine kullanılabilecek olan toryumun, 21. yüzyılın en stratejik maddesi olacaktır. O nedenle de ülkemizdeki bilim adamları, özellikle de üniversitelerimiz, TORYUM üzerinde mutlaka Ar-Ge çalışmaları yapmalı, her türlü imkânda kendilerine sağlanmalıdır.
Japonya, elinde hiç toryum bulunmamasına rağmen, toryumla çalışacak nükleer enerji santrallerine yönelik, çalışma yapan üç ülkeden biri. Türkiye'de ise bu alandaki bilimsel araştırmalar desteklenmiyor.
Ayrıca 1 ton toryum, 1 milyon varil petrol petrole eşdeğerdir. Eğer toryum kullanıma sokulabilirse, Türkiye elektrik üretmek için, petrol, ya da doğalgaz satın almak zorunda kalmayacaktır. O nedenle de TORYUM ihraç edilmemeli ve özelleştirilmemelidir.
Toryum, nükleer enerji üretiminde, daha temiz, daha çevreci, daha barışçı, daha ucuz ve daha yeşil bir yakıttır. Toryumlu nükleer reaktörlerde, uranyumlu reaktörler gibi patlama riski yoktur. Yani daha güvenlidir.
Türkiye, TORYUM ve BOR gibi, madenlerine sahip çıkmak ve ülke ekonomisine kazandırmak zorundadır. Çünkü sanayinin gelişmesinde, lokomotif bir sektör olan madencilik, ülkelerin kalkınmasında sürükleyici bir rol oynar. Madencilik, sanayinin itici gücü, katma değeri en yüksek olan ve kaynak yaratan önemli bir sektördür. Ayrıca madencilik sektörü, istihdam ağırlıklı bir sanayi dalıdır. Bu yönden kısmen de olsa, işsizliği giderme özelliği taşımaktadır.
Öte yandan Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası yetkilileri, AKP Hükümeti tarafından 5 Haziran 2004 tarihinde, TBMM'den geçirilen, 5177 sayılı değişiklik ve 5213 sayılı Maden Kanunu'na dikkat çekerek, bu yasalarla yabancı sermaye maden işletme ruhsatı alma konusunda, büyük kolaylıklar sağlandığını ifade ettiler.
Yasayla birlikte, Türkiye'nin, birçok maden sahasında yabancı şirketlerin maden arama ve işletme konusunda önünün açıldığını vurgulayan yetkililer, özellikle Karadeniz bölgesinde altın, gümüş, bakır, çinko madenlerinin, yabancıların işlettiğine dikkat çektiler.
Bugün, yeraltı kaynaklarımızın üzerinde, büyük bir yabancı hâkimiyeti var. Sadece yüzde 2 vergi karşılığı, 40 bini aşkın ruhsat verildiği, yerli şirketlerin ise uluslararası devler karşısında şansının olmadığı söyleniyor.Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası yetkilileri, TBMM'den geçirilen, maden yasasından sonra, yabancı şirketlerin, büyük ölçüde, maden arama ve işletme ruhsatını ele geçirdiğini açıkladı.
Çevre ve Orman Bakanı Sayın Eroğlu' nun, verdiği bilgiye göre de Türkiye' de, halen 82 yabancı ortaklı şirketin, maden arama ruhsatı bulunuyor. Her geçen günde sayıları artıyor. O nedenle de, madenlerimize ve Toryum madenine, Türk şirkleri, sahip çıkmalıdır.
Madencilik sektöründe, üretim arttırılmalıdır. Ancak, söz konusu üretimin, özellikle de BOR ve TORYUM' da, hedef ihracat değil, ülke sanayisi olmalıdır. Madencilik sektörünün, ülke kalkınmasındaki kritik önemi, fazla miktarlarda üretilip, yurt dışına satılarak döviz elde edilmesinde değil, yerli sanayiye, düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlamasındadır.