TÜRKİYE VE TÜRKMENLER

Türkiye, yurtdışına yapılan yardımların, milli gelire oranında, Almanya, Japonya ve ABD’yi geçti. Fakat bu insani yardımlardan, Türkmenlere, pek ulaşan yok. Bu arada iktidar, sürekli Türkmenler’ e, silah yardımı yapıldığını...

Türkiye, yurtdışına yapılan yardımların, milli gelire oranında, Almanya, Japonya ve ABD'yi geçti. Fakat bu insani yardımlardan, Türkmenlere, pek ulaşan yok. Bu arada iktidar, sürekli Türkmenler' e, silah yardımı yapıldığını vurguluyor ama ellerinde kendilerini savunacak yeterli silah olmadığı söyleniyor.
Ayrıca İktidar, Pakistan'a 154 milyon dolar, Somali'ye 78 milyon dolar, Irak'a 77 milyon dolar, Libya'ya 51 milyon dolar, Suriye'ye 21 milyon dolar, Batı Şeria ve Gazze'ye 17 milyon dolar, Sudan'a 11 milyon dolar, Haiti'ye 7 milyon dolar, Afganistan'a 5 milyon dolar, Libya' ya, 100 milyon dolar, insani yardım yaptı.
Türkmenlerden ise bu tür yardımlar esirgenmektedir. Ancak iktidar çevreleri, sürekli Iraklı Türkmenlere, yardım yapıldığı nakarat gibi, kamuoyu ile paylaşılıyor.. Hâlbuki. 200 bin Türkmen, IŞİD' in katliamından kaçarak, çoluk çocuk perişan vaziyette, Kerkük kapısında bekletiliyorlar.
Öte yandan IŞİD' in, önlenemez ilerleyişini, birileri Saddam taraftarlarının intikamı olarak yorumlasa da bölgede, güçlü olan ABD, İngiltere ve İsrail gibi devletlerin, IŞİD hakkında, doğru düzgün açıklama yapmamaları dikkat çekiyor.
Mağdur olan, yalnız Irak'taki Türkmenler değildir. Suriye'deki savaş artık bir dünya sorunu haline gelmiştir. Ancak, AKP'nin, yanlış müdahaleleri ile dünyadan, bu soruna sahip çıkması yönünde, beklenen karşılık gelmemiştir. Bu durumdan dolayı, Suriye Türkmenleri de, Irak'taki Türkmenler gibi, mağdur durumundadır.
AKP iktidarı, Suriyelileri, hatta Afrikalıları, mülteci olarak kabul ederken Türkmenlerin, Türkiye'ye gelmesini engelliyor. Oysa 1988'de Saddam'ın Enfal Katliamından kaçan, bir milyondan fazla Iraklı Kürt'e, Turgut Özal, "Alevi misin, Şii misin, Sünni misin" diye hiç sormadan, Türkiye sınırlarını açtı. Hatta Saddam'ın katliamından kaçan Kürt liderler Barzani ve Talabani'yi aylarca, Ankara'da ağırladı. Hatta onlara, Özal, Türkiye Cumhuriyeti diplomatik pasaportu vererek, dünyada serbestçe seyahat etmelerini sağladı.
Yine 1989'da, Bulgaristan Başbakanı Todor Jivkov'un işkencesinden kaçan 300 bin Bulgaristanlı Türk, Turgut Özal tarafından hemen sınır kapıları açılarak, Türkiye'ye alındı. Ve hepsine, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilip, eşit koşullar sağlandı. Yine dönemin başbakanı Turgut Özal göçmenlere, hızla 23 bin 495 konut tahsis etti. Hem bütçeden hem de kamu fonlarından, Saddam'ın katliamında kaçan Iraklı Kürtlerin ve Todor Jivkov'un işkencesinden kaçan Bulgaristan Türklerinin, geçimleri için ödenek tahsis etti.
Türk insanı, her zaman Türkiye'nin, bir üniter devleti olduğunu düşünmek, bünyesindeki tüm etnik kökenli insanlarla birlikte, bir millet olduğunu bilmek ve Türk milliyetçiliğine de bu perspektiften bakmak zorundadır. Türk Milliyetçiliği, tarihi kaderimizin ortaya koyduğu, geliştirdiği bir şuurdur. Türk devleti, tamamıyla de Milliyetçilik temelleri üzerine kurulmuştur. Türk Milliyetçiliği, emperyalizme, enternasyolizme karşı bir isyan ve reaksiyon olarak doğmuştur. Hürriyet ve insan şahsiyetine, değer verir, hedefi de demokrasidir.
Aslında Türkmenlerin, bu duruma düşmesinde, AK Parti iktidarının da payı olduğu söyleniyor. Nitekim Washington Post Berlin Büro Şefi Anthony Faiola ve Souad Mekhennet imzasıyla yayınlanan haberde, Batılı diplomatlar, yerel yetkililer ve güvenlik uzmanlarına göre, Türkiye'nin kime bağlı olduklarının kestirilmesinin zorluğundan dolayı, sınırdan, silah ve savaşçıların ayrım yapmaksızın geçişlerine izin verdiği ifade ediliyor.
Washington Post Berlin Büro Şefi Anthony Faiola ve Souad Mekhennet ise Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın, her tür düşmanına yardım etmeye hevesli, Türkiye'nin, IŞİD' e kırmızı halı serdiği belirtilerek, "Bir zamanlar Ortadoğu'da yeni-Osmanlı etki alanı inşa etme hevesiyle yanıp tutuşan, karizmatik otokrat Erdoğan açısından, Suriye muhalefetinin, geniş bir kesiminin, taktiksel olarak desteklenmesi girişimi geri tepti." görüşündedir.
Öte yandan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, "Türk hükümeti IŞİD çetelerinin sınırdan, Suriye'ye, geçişine yakın zamana kadar izin verdi. Suriye'de çatışmalarda yaralanan, IŞİD militanlarının, Türkiye'de tedavi edildi" dedi.
Hükümet, pek çok ülkeye, insani yardım yaparken, neden bilinmez, Türkmenlere, yeterli yardım yapmaktan kaçınıyor. Hatta Eskişehir' de bile, Gazzeye yardım toplanıp, kermes düzenlenirken, Türkmenler, göz ardı ediliyor. Oysa Irak ve Suriye'deki Türkmenlerin zor durumda kalmasında, AKP iktidarının da sorumluluğu var.
Aslında Mısak-ı Milli sınırları içinde kalan, Kerkük ve Musul, 1926 yılında yapılan İstanbul Antlaşması ile birlikte, toprak bütünlüğü sağlanması şartıyla, terk edilmişti. O nedenle de Irak'ın toprak bütünlüğü esas alınarak, yapılan anlaşmalara göre, bugün bölünmüş yapısı ve bölgenin illegal örgütlerin kontrolüne geçmesi, Türkiye'nin haklarını gündeme getirdi. Buna göre, otorite boşluğundan kaynaklanan kaos ortamı, Türkiye'nin Kerkük ve Musul'a girebilmesi için, uluslararası hukukta meşru zemini hazırlıyor.
O nedenle de Türkiye eğer isterse, Kerkük ve Musul'daki haklarını gündeme getirerek bu iki şehri kontrol altına alabilir.

Haberleri