ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ

Ülkemizde, "sanayi – üniversite" , "kurum/kuruluşlar- üniversite", işbirliğini, iki açıdan gereklidir. İlki, teknik anlamda gelişme ve desteği sağlamak için, üniversitelerden yararlanmak. Diğer ise danışmanlık almak ve üniversitelerde...

Ülkemizde, "sanayi – üniversite" , "kurum/kuruluşlar- üniversite", işbirliğini, iki açıdan gereklidir. İlki, teknik anlamda gelişme ve desteği sağlamak için, üniversitelerden yararlanmak. Diğer ise danışmanlık almak ve üniversitelerde kaliteyi, en önemlisi de mezunlarının, istihdam edilebilirliğini artırmaktır.
Yıllardır, köşemizde, üniversitelerle-kurum/kuruluşlar, özellikle de "Üniversite –Sanayi" işbirliğine, sıkça yer verdik. Rektörler ile yaptığımız sohbetlerde, konu yaptık. Çünkü Üniversite –Sanayi işbirliği, her iki kesim, özellikle de gençlerimiz açısından, zorunluluktur.
Ve nihayet! Bursa' da, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen, "Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı yapıldı. Toplantıya, Eskişehir, Bursa ve Bilecik milletvekilleri, valileri, üniversite rektörleri, öğretim üyeleri ve oda başkanları ile sanayicilerin katılımı ile gerçekleşti ve üniversite sanayi bölgesel işbirliğinde yapılacaklar ele alındı.
Toplantıda, neler konuşuldu bilinmez ama ülkemizde ve Eskişehir'de, Üniversite-Sanayi işbirliği, istenen boyutta değildir. Nitekim toplantıda bir konuşma yapan, ESO Başkanı, Sayın SAVAŞ göre, üniversitelerimiz, ekonominin ve sanayimizin beklentilerinden uzaktır. Ayrıca sadece akademik yükselme için, adı araştırma olan ama içeriği tartışmalı çalışmaların üniversitelerde yapılmasına ve bunlara kaynak aktarılmasına, engel olunmalıdır.
Sayın SAVAŞ, üniversitelerde, artık kendini üniversite duvarlarının içine kapatmayan, sanayi ile ticaret dünyasıyla, çalışmaya arzulu, bu konuda fikirler üreten, fabrika ortamına girmekten çekinmeyen, bir öğretim üyesi, profilinin oluşturulmasına, özel önem verilmelidir görüşündedir.
Elbette Sayın SAVAŞ' ın, söylediği gibi, üniversitelerin idari yapılarında, sanayicilerin, odaların ve meslek örgütü yöneticilerinin de belli kıstaslar altında, yönetimde yer alması, kurum/kuruluşlar ve üniversite işbirliğine, katkıda bulunacaktır.
Öte yandan Eskişehir' de, üniversite- sanayi işbirliği için, girişimler oldu. Nitekim Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgesinin yönetici şirketi olan, Anadolu Teknoloji Araştırma Parkı ATAP A.Ş. Eskişehir Sanayi Odası tarafından üniversite-sanayi işbirliğinin bir sonucu olarak, il sanayinde, teknolojik yatırımları arttırmak amacıyla kuruldu. Ancak bu kuruluşa rağmen, arzu edilen işbirliğini sağlanamadı.
ESO olarak, her türlü olumsuzluklara rağmen, işbirliği alanında, üniversitelerle birlikte, bazı projelere, imza atmaları, memnuniyet vericidir. Ancak üniversite- sanayi işbirliğini, birkaç üniversite ile sınırlı tutmak, yeterli değildir. Eskişehir sanayisi, ulusal, hatta dünyadaki üniversitelerle, her alanda işbirliği yapmalıdır.
ESO' nun, 2023 ekonomik hedeflerine ulaşabilmek için, Ar-Ge çalışmalarına daha fazla ağırlık vermesi, üretim metotlarında yenilikçi yaklaşımlar ortaya koyması, yeni ürünler ve teknolojiler geliştirmek arzusunda olması, memnuniyet vericidir.
Bursa' da, yapılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen "Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı, ülke ve bölge açısından geç kalmış, ancak olumlu bir gelişmedir. Çünkü tüm dünyada, bilimle teknoloji arasındaki bu etkileşim, sanayileşme ve ekonomik gelişmenin, motoru olmuştur.
Ülkemizdeki, üniversitelerimiz, teknoloji üretecek yeterli imkân ve olanaklara sahip değildir. AR-GE çalışmaları, yok denecek kadar azdır. Bugün Ar-Ge faaliyetleri içinde, en önemli iki sorun olan, insan gücü ve parasal kaynak yetersizliği, kısa sürede çözülecek sorunlar da değildir. Bu sorunların çözümü için, ciddi bir planlama, kararlı ve uzun vadede sabırlı bir uygulama gerektirmektedir.
Yalnız üniversitelerde değil, ülke olarak da Ar-Ge faaliyetlerine ayrılan imkânlar, gelişmiş ülkelerin çok gerisindedir. Nitekim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından gerçekleştirilen, Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması sonuçlarına göre, Türkiye'de Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payının binde 7.9 olduğu tespit edildi. Oysa gelişmiş ülkelerde Araştırma ve Geliştirme çalışmalarına ayrılan pay, yüzde 5'in üzerindedir.
Gelişmiş ülkelerde, bilim teknoloji ve inovasyon politikaları, ağırlıkla yer alır. Türkiye' de, bu politika ve stratejilere, ağırlık vermek mecburiyetindedir. O nedenle de ülkemiz, çok hızlı değişen bilim ve teknoloji dünyasında, sanayi, teknolojik rekabet üstünlüğünü sürdürmek için, üniversitelerden nasıl yaralanacağını tespit etmelidir.
Ayrıca ülkemizde, üniversiteler, hem ülke ekonomisine, hem de sanayiye, nasıl destek olmalıdır? Özellikle de Devlet, üniversite ile sanayi arasında, her iki tarafa da fayda sağlayacak şekilde, nasıl bir yönetim ve rol üstlenmelidir? sorularına da cevap aranmalıdır. Çünkü dünyada, üniversite ile sanayi arasında, vazgeçilmez işbirliği gereksinimi, çok karmaşık ve çok aktörlü, üniversite-sanayi işbirliği modellerini ortaya çıkarmıştır.

Haberleri