Yeniden ESOGÜ rektörü olan, Sayın Prof. Dr. Hasan Gönen, 2015-2019 yılları arası eğitim öğretim yılı için, planlanan çalışmaları ve hedefleri arsındaki, alt yapı projeleri, eğitim öğretim binalarının tamamlanması. Özellikle de yeni laboratuarlar oluşturularak, modern cihazlarla donatılması ve Eskişehir'in, ihtiyaçlarına şekil verecek, şekilde oluşturmak için gayret göstereceklerini söylemesi umut vericidir.
Ayrıca Sayın Prof. Dr Hasan Gönen'in, atanması ile demokratik bir sonuç da hayata geçmiş oldu. Çünkü ESOGÜ' de ve diğer üniversitelerde, yıllardır, çok oy alan rektör adayları atanmadığı için, rektör atamaları, sürekli tartışma konusu oldu.
Öte yandan ülkemizde, rektör seçimleri sözde demokratiktir. Çünkü devlet, üniversitelerinde, rektör, öğretim görevlileri tarafından yapılan oylama ve YÖK tarafından yapılacak değerlendirme ve yapılacak sıralamanın, Cumhurbaşkanı'na sunulmasından sonra, Cumhurbaşkanı tarafından da değerlendirilip, adaylardan birinin atanması sonucu, göreve başlar. Görev süresi, dört yıldır ve en fazla iki dönem, bu görevde kalabilir.
Vakıf üniversitelerinde ise rektör, öğretim görevlileri tarafından değil de mütevelli heyeti tarafından seçilir ve YÖK'ün onayıyla, göreve başlar. Görev dönem süresi dört yıldır, ancak dönem sınırlaması yoktur.
O nedenle de ülkemizde, rektörlük seçimlerinin, demokratikliği, sürekli tartışma konusu olmuştur. Çünkü çok oy alan adaylar atanmamış, hatta birkaç oy alabilmiş kişiler, rektör olarak atanmışlardır. Bu nedenle seçimlerin, gerçek anlamda, seçim olmadığı ve göstermelik olarak yapıldığı da iddia edildi.
Üniversitelerde, her türlü seçimde, demokrasinin işleyebilmesi ve yerleşmesi için özgür irade kullanımı en çok oy almaktan çok, daha önemli bir kavramdır. Özgür irade, öğretim üyesinin herhangi bir zorlama, dayatma ve zorunluluk olmadan, oy kullanabilmesidir. Bu bir zorunluluktur. Çünkü Üniversiteler, Demokrasi eğitimi yapan kurumlardır.
Bazende, ülkemizde, rektörlük seçimleri, siyasi çekişmelerin, kayırmacı güçlerin ve çevrelerin, bir uzantısı olarak kabul görmüştür. Oysa gelişmiş ülkelerde, rektörlük makamı, daha profesyonel, bir konuma sahiptir ve ortak mutabakatı temsil eder. Rektörler, bu ülkelerde daha çok üniversitenin bilimsel ve finansal gelişmesine odaklanmışlardır ve başarıları da, bu konulardaki katkıları ile ölçülür
Aslında çağımızda, rektör dönemi bitti. Rektörün tanımı da değişti. Gerçi karizmatik bir kadronun temsilcisi rektörler üzerinde odaklanan seçimler, üniversiteler bazında, hala pirim yapıyor ama rektör, " EKİBİ " ve "PROĞRAMI" ile rektördür. Çünkü içinde yaşadığımız çağımızda, "EKİP", "PROĞRAM" ve " "PROJE" hareketi, ön plana çıktı.
Öte yandan seçilecek rektör, üniversiteyi, bilgi üretiminde, bilim ve teknoloji sistemi içinde, eğitim verilen ve bilginin ticarileştirildiği, bir kurum haline getirmeli, özellikle de AR-GE faaliyetlerinin, evresel boyut kazanabilmesi bakımından, önemli bir girdi olan kitap ve süreli yayını, sağlamada, gayret gösterilmelidir.
ESOGÜ' nün, yeni laboratuarlar oluşturularak, modern cihazlarla donatılması bilim ve teknoloji açısından olduğu kadar ülke ve Eskişehir açısından da ciddi kazançtır. Çünkü Çağımız da, bilim ve teknoloji sistemi içinde, eğitim veren ve bilginin ticarileştirildiği, bir kurum haline gelen üniversiteler, ulusal ve küresel alanda, kendisine yer bulmaktadır. Üniversitelerin, bu konuma ulaşması için, "Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme" ve "Stratejik Planlama" çalışmaları yanında, nitelikli ekibe sahip olması gerekir.
Yine çağımızda, üniversiteler arasından, iyi öğrenci almak için rekabet, her geçen gün artmaktadır. Bu seçimde, en önemli kriterler, nitelikli ve kaliteli eğitim yanında, Ar.Ge çalışmalarıdır.Toplum, ve iş dünyası üniversiteleri, bilgi ve teknoloji üreten ve ülke sorunlarına da çözüm bulan, kurumlar olarak görmektedir
Günümüzde, kurum/kuruluşlar, üniversitelerden danışmanlık almak istemektedir. Bu nedenle de İşletmeler ve kurum/kuruluşlar, üniversitelerle işbirliğine gitmektedirler. Hatta dünyada, üniversiteler, temelleri teknolojiye dayanan, firmaların beşiği haline geldi.
Üniversitelerde, kim rektör olursa olsun, üniversiteler, endüstri kuruluşları ile ortak araştırma ve geliştirme projeleri başlatmalıdır. Çünkü ülkelerin kalkınmasın da bu işbirliği şattır. Bu alanda işbirliği yapan üniversiteler ve sektörler, çokta başarılı sonuçlar alıyorlar.
Ayrıca toplumsal değişim ve gelişim kurumları olan üniversitelerde, rektörler, kendi yapılarını sorgulamalı ve toplumun tüm katmanlarıyla, bütünleşebilmenin yollarını aramalıdırlar. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşlarıyla, koordineli bir ilişki içinde, işbirliği yaparak, gelişmelere öncülük etmelidirler
Bilimin, doğrudan bir üretici güç haline dönüştüğü, her alanda teknoloji içeriğinin arttığı çağımızda, Eskişehir' in, bu gelişmelere ayak uydurması ve global pazarlarda rekabet edebilmesi, bünyesindeki kullandığı ve ürettiği teknoloji ile de orantılı olacaktır.
ÜNİVERSİTE VE REKTÖR SEÇİMİ
Yeniden ESOGÜ rektörü olan, Sayın Prof. Dr. Hasan Gönen, 2015-2019 yılları arası eğitim öğretim yılı için, planlanan çalışmaları ve hedefleri arsındaki, alt yapı projeleri, eğitim öğretim binalarının tamamlanması. Özellikle...