Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, göreve geldiği günden bu yana geçen 100 gününü değerlendirdiği bir toplantıda; umut verici açıklamalarda bulundu. Toplantıdan, haberimiz olmadığı için, detayı hakkında yeterli bilgi sahibi değiliz. Basından öğrendiğimiz kadarıyla, Anadolu Üniversitesi'nden alınan diplomaların geçerliliğinin, Avrupa ülkelerinde tanınması konusunda, Üniversite bünyesinde, yoğun bir çalışma yürütülmesi, Ders programlarının ve kredi sisteminin, Avrupa üniversiteleriyle eşgüdüm içinde olması hususunda, üniversitede arama konferansları düzenlenmesi, Üniversitede işin ciddi tutulduğunun da işaretidir.
Basın toplantısında, dikkat çeken bir açıklamada, araştırma projeleridir. Üniversitenin, bilimsel araştırma fonundan yararlanmak üzere, geçen yıl 40 proje başvurusu olurken, 100 gün içinde, 72 proje başvurusu olması sevindiricidir. Bu gelişme, Anadolu üniversitesi açısından önemli bir aşamadır. Çünkü geleceğe bakmak veya hedeflemek, sözle olmaz. "PROJE ÜRETİMİ" gerektirir. Bugün, üniversitelerdeki kalite, bünyelerindeki projelerle eşdeğerdir. Ayrıca proje, geleceği düşlemektir.
Üniversitelerin, görevi bilimin çekirdeğini oluşturmak, öğrencileri ezberci değil, araştırmacı bir yapıda yetiştirmektir. Özellikle de bilimsel ve düşünce özgürlüğünü sağlamak, ülkeyi yönetenlere örnek teşkil edecek veya örnek olacak çalışma ve araştırmaları yapmaktır.
Ayrıca Üniversiteler, ülke sorunlarına çözüm bulan kurumlardır. O nedenle de mevcut bilgi ve deneyimlerin ülkenin bilimsel, kültürel teknolojik ve sanatsal alt yapısının güçlendirilmesine katkı sağlarlar. Kaynak yaratırlar. Ar-Ge çalışmalarına, önem verirler. Yeni teknolojiler üretir ve geliştirirler.
Adalet İlkokulu'nda görevli iken, Japonya' dan "Takezono Higashi Elementary School" ve "" Kukuzaki Daiini Shogakko School" adlı iki kardeş okulumuz vardı. Bu nedenle de Japon eğitim sistemi hakkında geniş bilgi sahibi olduk. Japonya 'da, üniversiteler, öğrencilerine rehberlik ederek, akademik disiplin ve geniş bir dünya görüşü kazandırırlar. Japonya da üniversiteler, aynı zamanda "BİRER ARAŞTIRMA MERKEZİ" dir.
Bugün ülkemizdeki üniversitelerin büyük çoğunluğu, bu tanımdan uzaktır. Genellikle de bilgi öğreten, yani ortaöğretimin işlevini veya tekrarını yapan kurumlardır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından gerçekleştirilen, 2005 yılı Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması sonuçlarına göre, Türkiye'de Ar-Ge harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içindeki payının binde 7.9 olduğu tespit edildi. Oysa gelişmiş ülkelerde Araştırma ve Geliştirme çalışmalarına ayrılan pay, yüzde 5'in üzerindedir.
Elbette Anadolu Üniversitesi' nin, eğitim-öğretimde, mükemmeliyete ulaşmayı hedeflemesi, insanımızı memnun eder. Ancak Açık Öğretim Fakültesinde bu mükemmeliyeti yakalaması çok zordur. Ancak açık öğretimden, örgün öğretime geçiş bu imkânı öğrencilere sağlayabilir. Bu konun, YÖK ile yapılan görüşmelerde, karara bağlanması ise sevindiricidir.
YÖK tarafında düşünülen Taslakla, açıköğretim veya uzaktan öğretim programları ile üniversitelerin örgün öğretim (normal öğretim) yapan programları arasında yatay geçiş hakkı tanınıyor. Üniversitelerin açık veya uzaktan öğretim diploma programları arasında da yatay geçiş izni veriliyor. Açık ve uzaktan öğretimden örgün öğretim programlarına geçiş yapılabilmesi için öğrencinin öğrenim görmekte olduğu programdaki genel not ortalamasının, 100 üzerinden en az 80 olması gerekiyor.
Sayın Prof. Dr. AYDIN; üniversitenin ayrılarak, yeni üniversiteler oluşturulacağı yönündeki söylentilere de iddialı biçimde, " Biz göreve gelmeseydik, üniversite ayrılabilirdi, ancak böyle bir şey artık asla söz konusu olamaz" sözlerine açıklık getirmesini isterdik. Çünkü bu sözler, her çeşit yoruma açıktır. Şayet Açıköğetim kastediliyorsa, Pekâlâ Eskişehir' de "Yunus Emre veya Nasreddin Hoca" adlarında bir Açıköğretim Üniversitesi kurulabilir. Bu üniversitenin, kurulması içinde yeterli altyapı ve bilgi bikrimi de vardır. Hiç şüphesiz ki Anadolu Üniversitesi, mevcut imkânları ve personeli ile ülkemizin önde gelen üniversitelerinden biridir. Sayın AYDIN' ın, Eğitim-öğretimde kalitenin artırılmasına yönelik olarak, "Bologna Süreci" ile 140 üniversitenin, rektör/yardımcılarının katıldığı toplantıda üniversitenin kat ettiği yolda olumlu mesajlar vermesi ise umutları artırdı. Öğretmenlik için gerekli olan "Formasyon Eğitimi" ile ilgili "Pedagojik Formasyon Yönergesi"nin hazırlanması. Öğretim elemanlarının, yurtiçi ve yurtdışındaki etkinliklere katılımları performans kriterlerine bağlanması, Anadolu üniversitede verimi artıracaktır. Şu bir gerçek ki Anadolu Üniversitesi'nde, eğitimde fırsat eşitliği, yaparak ve yaşayarak öğrenme, bilimsel, eleştirirsel, bilgi, bulgu ve gelişmelere açık, Ar-Ge ve özgür eğim-öğretin ortamı yaratıldıkça, herkese yeteneğine uygun veya eşit bir eğitimi imkânı sağlandıkça da kalite daha da artacak, Anadolu Üniversitesi de ulusal ve global alanda hak ettiği yeri alacaktır.
ÜNİVERSİTELER AR-GE MERKEZİ OLMALI
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, göreve geldiği günden bu yana geçen 100 gününü değerlendirdiği bir toplantıda; umut verici açıklamalarda bulundu. Toplantıdan, haberimiz olmadığı için, detayı...