ÖSS, ülkemizde ciddi bir sorun. Geleceğimiz olan, gençlerimiz açısından da hayati önem taşır. Ancak yıllardır, bir türlü rayına oturtulamadı. Her yıl yapılan değişiklikler, öğrencileri, özellikle de kamuoyunu tedirgin etti. Nitekim ÖSS ile ilgili yazımızdan sonra, e-mail gönderen bir okuyucumuz " ... Yıllarca, maddi ve manevi sıkıntı çektik. Üniversite' yi bitirdik. Ancak iş bulamadık. İnancımı ve umutlarımı kaybettim. " diyerek, içinde düştüğü sıkıntıyı anlatmış.
Diğer bir okuyucu da, üniversitelerdeki sorunları dile getirerek, Üniversitelerin tamamına yakınında altyapı, özellikle de öğretim görevlisi eksikliği olduğunu belirtmiş. Ve "Üniversiteye girmek, bir sorun, Üniversiteden mezun olduktan sonra iş bulmak ayrı bir sorun. " diyerek de binlerce gence tercüman olmuş.
Şu bir gerçek ki Türkiye' de, işgücü planlaması yok. Siyasi çıkar için, her kente bir üniversite açılıyor ama bu üniversiteleri bitiren gençlerimizin, nerelerde istihdam edileceği düşünülmüyor. Üniversitelerin, üretken olmaması ise işin tuzu biberi oluyor. Sonuçta da ülkemizde, işsizlik oranı arttıkça, üniversite işsiz sayısı da artıyor. Üniversite için harcanan onca emek ve paranın karşılığı, yüksek yaşam standardı değil, işsizlik. Önümüzdeki yıllarda, bu tablonun değişmesi de mümkün gözükmüyor.
Türkiye, Yüksek Öğretimle ilgili sorunlarını çözmek, süratle reorganizasyona gidilerek, üniversiteleri yeniden yapılandırmak zorundadır. Üniversitelerin, öğretim elemanı sıkıntısı için ciddi projeler hazırlanmalı, öğrencilerin, yurt ve burs problemlerine kalıcı çözümler üretilmelidir. Üniversiteler, bilgi ve teknoloji, üreten kurumlar haline getirilmeli, Bunun içinde, üniversitelerin bünyesinde, Ar-GE çalışmalarına ivme kazandırılmalıdır.
Küreselleşmenin kızıştığı, rekabet ve teknoloji üretmenin ve Ar-Ge çalışmalarının ön plana çıktığı dünyamızda, üniversitelerin, kurum/kuruluşlarla, özellikle de Üniversite-sanayi işbirliği, mutlaka sağlanmalı, hatta yasal zorunluluk haline getirilmelidir. Çünkü sanayide kullanılan teknolojiyi, geliştirmek ve nitelikli üniversite öğrencisi yetiştirmek için, bu işbirliği şarttır.
Üniversite- sanayi işbirliği, iki açıdan gereklidir. İlki, teknik anlamda gelişme ve desteği sağlamak için, üniversitelerden yararlanmak, ikincisi de üniversitelerden danışmalık almak ve üniversite mezunlarının istihdam edilebilirliğini artırmaktır. Bu yönde dünyada çok güzel örnekler mevcuttur.
Nitekim Amerikan üniversite modeli "Market Model University" = "Pazar Temelli Üniversite" olarak kavramsallaştırılır. Çağdaş şirket modeline göre tasarlanan modelin, amacı "karı maksimize etme" kuralına uygun işlemektedir. Bu kapsamda "öğrenci-üniversite", "üniversite-toplum" ilişkisi ve en önemlisi akademik içerik, bu kurala göre yapılandırılmıştır (Karatepe,2007).
Bu üniversite modeli, Amerika'nın sürekli büyüyen sanayisinin, her türlü ihtiyacını karşılamış, özellikle savaşlar sırasında kritik misyonlar yüklenmiştir. 2. Dünya Savaşı sırasında atom bombasının ve Vietnam Savaşı' ında kullanılan napalm bombalarının yapımı bu üniversite eliyle gerçekleştirilmiştir.
Türkiye' de, üniversitelerde, bu modeli benimsemiş ama icraatına yansıtamamıştır. Çağdaş bir şirket modeline göre tasarlanan, Market Model üniversite ( MMU) modelinin amacı, 'karı maksimize etme' kuralına uygundur. Ne var ki Türkiye ve Eskişehir' deki üniversitelerimizde, "Üniversite- toplum" ve "öğrenci- üniversite" ilişkisi, arzu edilen boyutlarda değildir. Oysa üniversiteler, bilgi öğreten değil, bilgi üreten, en öenlisi de ülke sorunlarının çözümüne ciddi katkıda bulunan kurumlardır.
Ülkemizde üniversitelerin, üretkenlik teşvik edilmeli, tekelcilik ortadan kaldırılmalı, çalışmak isteyen kişilerin önü açılmalıdır. Özellikle de Araştırma ve geliştirme çalışmaları, "eğitim-öğretim", hastane hizmetleri ve diğer hizmetler, olanaklar çerçevesinde maddî olarak değerlendirilmeli, ek kaynaklar yaratılmalıdır. Üniversiteler, üreterek varlıklarını sürdürmelidir. Nitekim Başkent Üniversitesi Rektörü, Sayın Prof. Dr HABERAL' ın, " ...Başka bir deyişle, üretken Türkiye'de, üretken insan olmanın vazgeçilmezliğine inanıyoruz. Üretkenlik, ülkemiz ve insanlık için en büyük hizmettir. Çünkü üretilen ülkemizin yaşamıdır. Bu yaşam, ülkemizin gücü ve zindeliğidir. Eskiye karşı yeninin, karanlığa karşı aydınlığın zaferidir; başka bir deyişle, Üretken Türkiye, uygarlığın zafer alanıdır. Bütün bunlar ışığında biz Başkent Üniversiteliler, diyoruz ki: Üretken Türkiye için üretken üniversite olmak, Cumhuriyetin kurucuları, Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimize bir borç ödeme biçimidir." sözlerine, katılmamak mümkün mü?
ÜNİVERSİTELER ÜRETKEN OLMALIDIR
ÖSS, ülkemizde ciddi bir sorun. Geleceğimiz olan, gençlerimiz açısından da hayati önem taşır. Ancak yıllardır, bir türlü rayına oturtulamadı. Her yıl yapılan değişiklikler, öğrencileri, özellikle de kamuoyunu tedirgin...