Zaman, kullanımında en ‘hovarda’ olduğumuz değerli kaynaklarımızın başında geliyor. Eğitim yaşamımız boyunca pek çok konuda bilgi ve deneyim aldığımız halde zaman kullanımını öğrenmek için özel çaba göstermemiz gerekiyor. Hatta bu kaynağın, okulun bir parçası olmayan eğitimi için “zaman yönetimi” adı verilen seminerlere –kimi zaman ücret de ödeyerek– gitmek zorunda kalıyoruz.
Sıklıkla; bir faaliyet söz konusu ise bu konuda planlama ve bütçeleme yapmak gerektiğinden söz ediyorum. Bu iki konuya ihtiyacımız, sınırlı kaynaklarımızı akıllıca kullanma gereğinden doğuyor. Diğer yandan asla geriye dönüşü ve geri dönüşümü olmayan bir kaynak olan zamanı düşündüğümüzde, gerçek anlamda planlama ve bütçelemeye ihtiyaç duyulan unsurun zaman olduğu ortaya çıkıyor. Özetle; zamanı bütçelemek zorundayız.
Üretim süreci hammadde, enerji ve iş gücü gibi üretim kaynaklarının kullanılarak bir çıktı üretilmesi esasına dayanıyor. Üretkenliği veya verimliliği sonuçta elde ettiğimiz çıktının sürece beslediğimiz kaynağa olan oranı ile ifade ediyoruz. Çıktıya dönüşmeyen kaynakları ise fire, israf veya atık diye isimlendiriyor ve süreçte yitirdiğimiz değerler olarak görüyoruz.
Zamanı da böyle düşünmek gerekir. Onun kötü, verimsiz ve üretken olmayan kullanımı atık anlamına geliyor. Dolayısıyla yaşamımızın ciddi bir bölümünü kötü zaman kullanımı sayesinde çöpe atmış oluyoruz.
Yukarıda sözünü ettiğim kitap da dâhil olmak üzere zaman yönetimi kitaplarının tamamı bir dizi zaman engellerinden ve yok edicilerinden söz eder. Her işe atılmak, kişisel düzensizlik, “Hayır” diyememek, öz disiplin eksikliği, kararsızlık ve aşırı sosyalleşme ilk elde sayabileceklerim arasında…
Son yıllarda bunlara akıllı telefon çılgınlığı ile İnternet ve sosyal medya eklendi. İnsanlar farkında olmaksızın saatlerini telefonla ‘oynayarak’ veya sosyal medyada ‘güya sohbet yaparak’ tüketiyorlar. Yaşamın değerli dilimlerinin daha yararlı ve üretken amaçlarla kullanılması hızla unutuluyor. Bir bağımlılığa dönüşmeye başlayan bu durumu anlayışla karşılamak mümkün değil.
Zamanı olumlu değerlendirmenin yollarından biri aktif öğrenmeden geçiyor. Yaşamı daha renkli ve zengin hale getirecek sayısız seçenek var. Zamanımızı boşuna tüketerek el becerilerimizin, sanatsal yeteneklerimizin veya gerçek anlamda sosyalleşme imkânlarımızın da tüketilmesine vesile oluyoruz. Hâlbuki geri gelmeyecek olanı çok daha dolu, içerikli ve zengin yaşamak mümkün…
Yaşamınızla ilgili şikâyetleriniz varsa zamanı nasıl kullandığınıza dikkat edin. Zaman yönetiminde yaptığınız hataların mutsuzluğunuzun kaynaklarından biri olması şiddetle muhtemeldir. Zamanı tüketmek yerine zamanı üretmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Zaman insanın en değerli kaynağıdır; onu biriktiremezsiniz, geri kazanamazsınız ve asla yeniden yaşayamazsınız.