VATAN TOPRAĞI, TORUNLARIMIZIN EMANETİ

18 Mart 1915’te askerlerimiz, "Çanakkale geçilmez" diyerek, Atatürk önderliğinde bu güzel yurdu Türk gençliğine bıraktı. Bu vesile ile yapılan törenlerde yaşananlar, son yıllarda hız kazanan yabancılara toprak satışını...

18 Mart 1915'te askerlerimiz, "Çanakkale geçilmez" diyerek, Atatürk önderliğinde bu güzel yurdu Türk gençliğine bıraktı. Bu vesile ile yapılan törenlerde yaşananlar, son yıllarda hız kazanan yabancılara toprak satışını hatırlattı. Kanla aldığımız vatan toprakları, para karşılığı yabacılara satılıyor.
Yabancılara mülk satışı, 2005 yılına kıyasla yüzde 59 artarak 2.9 milyar dolara ulaştı. Satış ortalaması 243.5 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Şubatta 211 milyon dolar, Martta 263 milyon dolar, Nisanda 251 milyon dolar gelir elde edilen gayrimenkul satışları, Mayısta 274 milyon dolar, Haziranda 296 milyon dolar, Temmuzda 187 milyon dolar, Ağustosta 284 milyon dolar, Eylülde 241 milyon dolar, Ekimde 222 milyon dolar, Kasımda 185 milyon dolar ve Aralıkta ise 186 milyon dolar tutarında oldu.
Türkiye'ye, 2003 yılından bu yana geçen dört yıllık süreçte, gayrimenkul satışından 7.2 milyar dolarlık gelir sağlandı. Söz konusu satışlar, 2003 yılında yürürlüğe konan yasayla düzenlenmişti. Yabancılara satılan gayrimenkulden sağlanan gelir, bu dönemdeki sanayi, finans gibi diğer yabancı sermayeyle kıyaslandığında, yüzde 25'i aştı. Bu kapsamda, 2005 ve 2006'nın yüksek görünen yabancı sermaye girişinin ağırlıkla özelleştirmeler ve banka satışlarından gelen yabancı sermaye olduğu dikkate alındığında, gayrimenkul satışı önemli bir yer tuttu. Geçen yıl, Cumhuriyet tarihinin en yüksek gayrimenkul satış yapıldı. Cumhuriyet öncesi de dahil olmak üzere, yaklaşık 66 bin mülk yabancılara satıldı ve bunun yüzde 51'i son 4 yılda gerçekleşti. Türkiye genelinde 2003 yılında, Tapu Kanunu'nda yapılan değişiklikten sonra (4916 sayılı yasa yürürlüğe girdikten sonra) taşınmaz mal edinen yabancı ticaret şirketlerinin sayısı da arttı. Türkiye genelinde 10 adet yabancı ticaret şirketi, Çanakkale, İstanbul, Muğla'da 13 adet taşınmaz mal ediniminde bulunuyor. Bunların dışında İzmir'in Bornova İlçesi'nde, 127 adet mesken üzerinde bir adet yabancı ticaret şirketi 49 yıllığına üst hakkı kurdu.
Türkiye Maden Mühendisleri Odası'na göre de uluslararası firmaların, Türkiye'ye ilgisi artarak devam ediyor. Son yıllarda Rio-Tinto isimli ABD- İngiliz sermayeli uluslararası bir şirketin tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de faaliyetlerini arttırdığına dikkat çeken oda yetkilileri, şirketin, Türkiye'deki yerli bir uzantısı aracılığıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaklaşık 1.4 milyar hektar, yani Doğu Anadolu Bölgesi büyüklüğünde bir alanda maden arama ruhsatını, eline geçirdiğine vurgu yaptılar.
Hülasa yabancılar tarafından, vatan toprağının ele geçirilmesi, siyasi ve kültürel bağımsızlığımızın da elden çıkartılmasıdır. Her Türk vatandaşı, atalarımızın canı pahasına alınan toprağın, kısa dönemli ekonomik çıkarlar için yabancılara peşkeş çekilmesine karşı çıkmalıdır. Bu bir görev ve ödev olduğu kadar, bir haktır.
Ayrıca vatan toprakları, Şehit, gazi ve torunlarımızın bize emanetidir.
Tarhan Aykut isimli bir vatandaşın, elektronik mesajındaki şu haykırışı, hepimize ders olmalıdır." Unutmayınız ki, Filistin halkı, babalarının sattığı toprakları geri alabilmek için, taşla mücadele ederken, dirsekleri ve dizleri İsrail askerleri tarafından taşla kırılan insanların dramını yaşıyordu. Kıbrıs ta narinciye topraklarını, yüksek fiyatla veriyor, gerekçesiyle satanların çocukları, torunları, babalarını sattığı toprakları nasıl geri alacaklarını acı acı düşünmekte ve doğa sonuç olarak da çaresiz kalmaktadır. Dünün toprak sahipleri, yarının o topraklarda çalışan işçileri olacaklardır." demiştir.
Ayrıca AKP kurmayları, Filistin' le ilgili sorunlarla, yakından ilgileniyorlar ama toprak satışı ile ilgili gelişmelerin, Filistinlilere nelere mal olduğunu da göz ardı ediyorlar. Aynı yanlışlıkları da, ülkemizde yapıyorlar.
Oysa Filistinlilerin, toprak satışından, alınacak çok ders var.
Ayrıca hükümet ve AKP Kurmayları, ABD ve İngiliz sermayeli Rio-Tinto şirketinin, 1.4 milyar hektarlık maden arama ruhsatını ve toprak satışı ile oluşacak tehlikeleri görmemezlikten geliyorlar.
Gelecekte madenler, çıkartılmaya başlandığı zaman, Türkiye, kendi vatandaşına reva gördüğü yöntemi uygulayamayacaktır. Her türlü toprak anlaşmazlıkların da, "Uluslararası Tahkim Kurulu" Türkiye' nin aleyhine karar verecektir. Belki de Türkiye, çok uluslu gücün müdahalesi ile karşı karşıya kalacak, Siyasi otoritenin, yaptığı hataların bedelini de çok ağır bir şekilde ödeyecektir.
Hala ülkemizde, gelecekteki bu tehlikeyi göremeyen veya görmek istemeyen politikacılar varsa, ne denebilir ki?

Haberleri