Vatandaş seçim günü geldiğinde biten ve bitmeyen işlere zaten şöyle bir bakacak...

Büyükşehir Belediye Meclisi'nde bütçe görüşülünce, iktidar partisi il Başkanı, yanına Büyükşehir Belediye Meclis üyelerini de alıp açıklama yaptı.
-"Büyükşehir Belediyesi Eskişehir'in büyük sorunlarını ıskalamıştır" dedi.
İki gün sonra...
CHP il Başkanı, kendi partisinin Büyükşehir Meclis üyeleri de yanına alarak açıklama yaptı.
-"İktidar Partisi il Başkanı ağızdan dolma Cezayir tüfeği gibi konuşuyor" cevabını verdi.
Önceki gün Eskişehir'deymiş AKP Milletvekili Salih Koca.
Çamlıca'ya gitmiş.
Burada, Tramvay hat uzatma çalışmalarından gelen yakınmaları dinlemiş ve;
-"Tramvay başlamadan inşaatı bıktırdı" demiş.
Şimdi muhtemelen...
CHP Milletvekillerinden biri, 6 yıldır bitirilemeyen Demiryolunun yer altına alınma çalışmalarının olduğu Bağlar geçidi önüne gidecek ve;
-"Bu Demiryolunun yer altına girdiğini göremeyeceğiz. Çünkü bu gidişle bu Demiryolu yer altına girmeden, bizim nesil ölüp yer altına girecek" diye cevap verecek.
AKP'liler, mahkeme kararı ile durdurulan gölet inşaatını söyleyecekler ileriki süreçte.
CHP'liler ise, stadyum ihalesine yapılan itirazlar nedeniyle yaşanacak gecikmeyi.
AKP'liler, bir türlü bitirilemeyen Büyükşehir belediye inşaatlarını dile getirecekler sık sık...
Buna karşılık CHP liler de, bir türlü bitirilemeyen çevre yolunu söyleyecekler ikide bir.
AKP'liler, Eskişehir'de çekilmez bir trafik sorunu olduğundan yakınacak sürekli.
CHP'liler ise anında "Çevre yollarını yaptınız mı ki?" diye soracak.
Ve...
Seçimlere kadar bu böyle karşılıklı devam edecek.
AKP, Büyükşehir'in yapmadıklarını bir bir ortaya koyup, bununla propaganda yapacak, CHP liler ise, hükümet tarafından yapılmayanları aynı şekilde ifşa edecek.
Bunun sonunda ne mi olacak?
Seçim günü geldiğinde vatandaş şöyle bir bakacak etrafına...
Uzayan hatlarda Tramvay çalışıyor mu?
Stadyum inşaatı başlamış mı?
Şu anda yarım kalan binalar tamamlanmış mı?
Demiryolu yer altına inmiş, yeni Gar yapılmış mı?
O nedenle...
Hem AKP nin hem de CHP nin bu gün için yarım kalan işleri dile getirip, seçime yönelik propaganda yapması biraz havada kalıyor.
Seçim günü geldiğinde biten ve bitmeyen işler, vatandaş için zaten en güzel propaganda olacak...
........
Bu ayıp da
size yeter...
Uluslararası Havaalanına sahip olan şehrimizden uçak seferleri kaldırıldı ya...
Arada sırada yapılan Brüksel uçuşları da Eskişehir'den alınıp, Zafer Havaalanına kaydırılacakmış ya...
İşte size yeni bir bilgi daha...
Açılmışı yapılan Kütahya'daki Zafer Havaalanından İstanbul'a seferler başlatmış THY.
Hem de direkt İstanbul Atatürk Havaalanına.
Eskişehir'den uçuşları ısrarla Sabiha Gökçen'e indiren THY, Kütahya Zafer havaalanından uçakları Atatürk Havaalanına indirip kaldırmaya başlamış bile.
Ne diyelim?
Bu ayıp da birilerine yeter de artar bile...
.....
İki ayrı CHP
Cumhuriyet Halk Partisi şu sıramlar çok da huzur içinde değil.
Bunun nedeni, parti içinde yaşanan "Sen mi? Ben mi?" kavgası.
Daha doğrusu...
Parti içinde ki iki grubun birbirine karşı güç gösterisi.
CHP içinde mevcut bir yönetim grubu var.
İl ve İlçe Başkanları ile yöneticilerin ve Kadın ile Gençlik kollarının olduğu bir grup.
Diğer taraftan...
Gücü Büyükşehir Belediye Başkanından alan ve Belediye çevresinde konuşlanıp, çoğunluğunu da meclis üyelerinin oluşturduğu bir grup, partiye hakim olma niyetini her ortamda belli ediyor.
Dolayısıyla...
CHP de, partiye egemen olmayı isteyen ve diğerini dışlamaya çalışan iki ayrı grup var.
Ve bu iki grubun birbirlerine güç gösterisinde bulunmaya yönelik çabaları, dışarıdan bakıldığında da açıkça görülebiliyor.
Mevcut bu tablo, parti açısından tabii ki hoş bir durum değil.
Ve bu mevcut durum, mahalli seçimler öncesinde parti açısından sıkıntı yaratacak da bir ortam hazırlıyor.
Eğer, CHP mahalli seçimlere şimdi olduğu gibi "iki ayrı CHP" olarak girerse, bu durumda CHP de taş üstünde taş kalmayacağını şimdiden kestirmek zor olmayacaktır.
Ama diğer taraftan baktığınızda da...
Var olan "İki ayrı CHP" nin de tek'e düşmesi mümkün görünmüyor.
Çünkü...
"İki ayrı CHP" görüntüsünü ortadan kaldırabilecek nitelikte ki insanlar, bunu adeta görmezden geliyor...
.......
Biraz da gülmek lazım
İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir. Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar; "Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir!... Bak; dikkat et şimdi..."
Berber çocuğa seslenir:
"Ali, buraya gel!".
Bunun üzerine çocuk sakince dükkâna girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, "bak şimdi" diye fısıldar ve bir elinde beş yüz bin, diğer elinde beş milyonluk bir banknot olduğu halde çocuğa sorar:
"Hangisini istiyorsan alabilirsin?"
Çocuk dalgın dalgın bir beş yüz bine bir de beş milyona bakar ve sonunda beş yüz binlik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır. Berber işadamına döner ve gülerek:
"Gördün mü? Sana söylemiştim." der.
Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür. Yanına giderek, neden beş milyonluk değil de, beş yüz binlik banknotu aldığını sorar.
Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir :
- Eğer beş milyonluğu alırsam oyun biter!"