Yakında kavga edecek koltuk da kalmayacak...

Eskişehir’de 200 bini aşkın CHP’li var.Nereden anlıyoruz bunu?Son yapılan Milletvekili Genel seçimlerinde 200 bini aşkın insan, Eskişehir’de oyunu CHP ye vermiş de, oradan anlıyoruz…CHP ye oy veren bu 200 bin kişinin iddiaya...

Eskişehir’de 200 bini aşkın CHP’li var.


Nereden anlıyoruz bunu?


Son yapılan Milletvekili Genel seçimlerinde 200 bini aşkın insan, Eskişehir’de oyunu CHP ye vermiş de, oradan anlıyoruz…


CHP ye oy veren bu 200 bin kişinin iddiaya gireriz ki 195 bin kişisi, parti binasının nerede olduğunu dahi bilmiyordur…
Yine iddiaya gireriz ki…
Bu 195 Bin kişi il ve ilçe başkanlarının kimler olduğunu da bilmiyordur.
Niçin bilmiyordur?
çünkü bunu bilmesine gerek yok.
Bu CHP ye oy veren 200 bin kişi…
CHP’nin Atatürk tarafından kurulmuş, onun ilkeleriyle hareket eden, rejime sahip çıkıp, Misak-ı milli sınırlarından asla taviz vermeyen, Cumhuriyeti ve Demokrasiyi ne pahasına olursa olsun korumak için var olan bir parti olduğunu bildiği için oy veriyor…
Yukarıda saydığımız bilinmesi gerekenler dururken…
Oy veren 195 bin kişinin parti binasını, il ve ilçe başkanlarını, yönetimde kimlerin olduğunu, kimin kayırılıp, kime haksızlık yapıldığını bilmesine gerek var mı?
Elbette ki yok…
Zaten kimse bilmiyor da…
Dahası, ilgilenmiyor da…
işin ilginç tarafı…
CHP ye oy verenler, bilinmesi gerekenleri biliyor da…
CHP de siyaset yapanlar bilmeleri gerekenleri neden bilmiyor?
İşte buna da akıl sır ermiyor…
Neden bu partinin yöneticileri 200 bini aşkın insanın oyunu almış bir parti yöneticisi gibi davranamıyor?
Niçin bu partinin yöneticileri bir şeyler söylerken 200 bin kişiyi temsil ettiğini unutuyor?
Demokratik olması gereken bir mücadeleyi…
Neden koltuk kavgasına dönüştürüp, 200 bin kişinin moralini ve hevesini kırıyor.
Oy veren 200 bin kişi, yöneticiler kavga edip, birbirine girsin diye oy vermedi ki…
200 Bin kişi, ‘bu parti ülkeye ve kente sahip çıksın’ düşüncesiyle oy verdi…
O halde 5 bin kişiyi ilgilendiren bir kavgadan, 195 bin kişiye ne?
Anlayacağınız…
CHP içinde sayısı 100’ü bile bulmayan insanlar, bitmez bir kavga ve çekişmenin içine düşüp, kendisine oy veren 200 Bin kişiyi unutmuş…
Oturup dua etsinler de, o 200 bin kişi CHP’yi unutmasın…
O zaman ortada kavga çıkartacak koltukları da olmayacak…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Bu oyunu oynayan çocuklar bu şehirleri daha düzenli yönetir…
Bilgisayar üzerinde oynanan ve küçük-büyük herkesin ilgisini çeken bir oyun var…
İsmi: Sim City…
Bu strateji-simulasyon oyunuyla, kendi kentinizi bilgisayar ortamında kurabiliyor ve yönetebiliyorsunuz.
önce Yolları yapmakla başlıyorsunuz işe…
Ardından, şehri yönetecek Belediye binasını…
Sonrasında, kendiniz için ayrılmış sınırlar içine konutlar yerleştiriyorsunuz ki, insanlar şehrinize gelebilsin.
Sistem sizi uyarıyor "Sanayi Kuruluşları lazım" diye… 
Bölgenin maden rezervleri ve rüzgarın estiği yönü hesaplayarak, Sanayi kuruluşlarını yerleştiriyorsunuz alan içine.
Sistem yine uyarıda bulunup "Bu Sanayi kuruluşlarının ürettiklerini satmak için Ticarethaneler lazım" diyor.
Bu kez ticarethaneleri yapıyorsunuz.
İnsanlar gelip, yaptığınız konutlara yerleşmeye başlıyorlar.
Sanayi kuruluşlarında çalışıp, ticarethanelerden alışveriş yapıyorlar.
Bir döngü başlıyor kurduğunuz şehirde…
Bu arada ihtiyaçlar ön plana çıkıyor…
Elektrik, Su, Kanalizasyon gibi…
Bunların hepsini para ile, yani belediyenin parasıyla yapıyorsunuz.
örneğin: Bir Yeşil alan yaptığınızda, insanlar mutlu oluyor…
Stadyum, Kütüphane, Tiyatro ve benzeri Kültür merkezleri açtığınızda da…
Sonrasında sistem, artan nüfusa göre size yol haritası çıkartıyor.
-"yolları genişlet", "Eğitim ve kültür hizmetlerini arttır", "Vatandaşın çöp sorununu çöz" gibi…
Oyunda ki insan, araç ve işyeri sayısı arttıkça sorunlar da ortaya çıkmaya başlıyor.
Oyunda bir noktaya geldiğinizde tıkanıyorsunuz…
Başta yaptığınız yollar yetersiz gelmeye başlıyor.
Su, kanalizasyon ve elektrik ihtiyacı artan nüfusa yetmez oluyor.
Yeşil alanlar, eğitim ve kültür hizmetleri karşılanamaz hale geliyor.
Aslında her şey oyunun başlangıcında gizli…
İyi planlama yapmadan işe başlarsanız, yarattığınız şehir önceleri çok güzel ve düzenli görünse de, sonraları yaşanmaz ve işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Ve insanların mutsuzluğu belirgin olarak çıkıyor ortaya…
Oyuna iyi planlanmayarak başlarsanız, şehriniz sorunsuz büyüyor ve gelişiyor.
Siz de, Bilgisayar üzerinde de olsa yaratmış olduğunuz şehrinizle gurur duyuyorsunuz…
Tıpkı, yarattığınız şehirde yaşayan insanların ekrana yansıyan mutlulukları gibi…
Sözünü ettiğimiz Sim Citiy oyunu, adı üzerinde neticede bir oyun…
Kimilerine göre "çocuk işi" 
Ama şu bir gerçek ki, tüm belediyeciler, belediye başkanları, yatırımcı kurumların yöneticileri bu oyunu oynamalı…
Söz konusu oyunun hiçbir yararı olmasa bile…
Her şeyin "düzenli planlama" dan geçtiğini anlatıyor olması bile yeter de artar sanki…
Böylece…
Birinin yaptığı işi diğer bir kurum gelip bozmaz belki!
Böylece…
İnsanların yaşadığı şehirler içinde yaşayanlar için kabus mekanlar haline gelmez belki!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Siyaseti başkaları için yapanlar

Siyaset, ülkeye ve şehre hizmet etmenin en iyi yolu…
Tabi anlayış, yukarıda söylediğimiz gibi hizmet etmek ise…
Ancak, günümüzde çoğu kişi siyaseti ülkeye ve şehre hizmet için değil de…
Kendisine ve çevresine hizmet için yapıyor…
Durum böyle olunca da…
Siyasetin anlamı da, yolu da değişiyor.
Netice itibarıyla…
Siyaset çoğu kişi tarafından resmen menfaat için yapılıyor.
Menfaati bir kenara koyacak olursak…
Yine siyasetin ülkeye ve şehre hizmet için yapıldığını da ayırırsak…
Günümüzde siyaseti bir kendisi için yapanlar var…
Bir de başkaları için…
Kendisi için siyaset yapanlara diyecek bir şey yok…
Neticede…
Para da onların, zaman da…
çekeceği çile de…
Ama siyaseti başkaları için yapanlar, hiç hesapta olmayan, ama neticeyi değiştirebilecek kişiler…
Bunlar…
Ya çok sevdikleri ve menfaat sağlayabileceklerini düşündükleri birilerinin bir yerlere gelmesi için, en az o kişi kadar uğraşıyorlar…
Diğer taraftan…
Yine bu tipte ki kişiler…
Birilerinin bir yerlere gelmemesi için gayret sarf ediyorlar.
Genelde de seçim öncesi ortaya çıkan bu tip insanlar…
Varını yoğunu bir kişinin seçilmesi için harcarken…
Yine bir kişinin seçilmemesini sağlamak için servetlerini ortaya dökebiliyorlar…
Bu da bir siyasi hastalık olsa gerek…


****


BİRAZ DA GüLMEK LAZIM
Adam statta yerini almış. Aldığı bilet tribünün en uzak köşesinde. Yerine oturmuş birinci devreyi güç bela seyretmiş. O arada ön tarafta tam ortada bir koltuğun boş olduğunu fark etmiş. Devre arasında sıralar arasından geçip o boş yere ulaşmış. Yan koltuktaki adama sormuş:
- "Burası boş mu?"
- "Boş, demiş adam..."
- "Nasıl oluyor bu tıklım tıklım dolu stadda boş yer kalmış..."
- "Orası benim eşimin," demiş adam, "aylar önce bu maç için almıştık. Ama eşim vefat etti..."
- "çok üzüldüm," demiş bizimki, "ama dost ve akrabalarınızdan birine neden vermediniz bileti?" Adam kafasını hüzünle sallamış;
- "Onların hepsi şu anda cenazede"

Haberleri