Yanlış anlaşıldılar

Bence asıl haksızlık şair Cahit Zarifoğlu’na yapıldı. Türk şiirinin bu zarif adamı, çocukları savaşa çağıran bir adam olarak tanıtıldı. ‘’ Kalbinizi ve sesinizi yumuşatın." diyen Zarifoğlu, Afganistan direnişinin yoğun...

Bence asıl haksızlık şair Cahit Zarifoğlu'na yapıldı. Türk şiirinin bu zarif adamı, çocukları savaşa çağıran bir adam olarak tanıtıldı.
'' Kalbinizi ve sesinizi yumuşatın." diyen Zarifoğlu, Afganistan direnişinin yoğun olduğu bir dönemde şair duyarlılığı içinde söylediği şiirlerini Ağaç Okul adlı kitabında topladı. Halbuki, Zarifoğlu, Türk şiirinin naif bir şairidir. Mesela onun şu dizeleri derin bir düşünüş ve duyuşun ifadeleridir.
''Beyaz haberlerim var kardeşlerim
- Gölgesiz meydanlara
aklı yağmalayanlar arasından
yayılırsa karanlık fısıltılar
ya da güzel dışlı yapay çiçekleri
Muhtemel bir genç kızın
Başına atılırsa ''
Tartışma, 2013-2014 eğitim-öğretim yılı açılışı için Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Etimesgut Cahit Zarifoğlu İlkokulu'na giderek orada ilkokul 2.sınıf öğrencilerine bahsi geçen şairin Ağaç Okul adlı kitabının dağıtılması ile başladı. Basında, bu kitapta savaş çığırtkanlığı yapıldığı gerekçesi ile tenkitler yapıldı. Ancak konunun pedagojik yönünden ziyade ideolojik tarafı gündeme getirildi.
Elbette bir bakanın bu konularda ayrıntıların üzerinde durması düşünülemez. Yönetici kadro, işleri düzenleyerek onaydan sonra yürürlüğe koyar. Demek ki burada yönetimsel bir eksiklik bulunmaktadır. Büyük bir ihtimalle yetkililer konunun yanlış anlaşıldığını söyleyerek bu işin içinden sıyrılacaktır. Kamuoyunu anlayışsız bir konuma sokacak olan bu düşünce tarzı, tipik bir seçkinci anlayışı da ortaya koyar. ''Doğrusunu biz biliriz, biz yaparız.'' dayatmacılığının bir başka yüzü budur.
Benzer bir durumu Yunus Emre'nin şiirinin yasaklanmasında da görmüştük. Ortaöğretim ders kitabında Yunus Emre'nin sansürlendiği iddialarına önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ''öküz altında buzağı aramak'' olarak nitelendirerek savunmaya geçmişti. Konuyu yine yanlış anlayan kamuoyu idi.
Yanlış anlaşılmak; bir durumun, bir düşüncenin, bir hareketin veya tavrın alıcılar tarafından farklı bir şekilde algılanması olgusudur. Oysa mesajı veren kişi, meramını tam ve doğru anlatabilse yanlış anlaşılma ortadan kalkacaktır. Konunun bir de hassas olan tarafı, kamuoyu tepkisi karşısında ''yanlış anlaşıldım'' deyip sahadan ayrılmaktır. Bu tür bir hareket, kamuoyunu en hafif anlamı ile ''aptal'' yerine koymaktır. Halbuki, tepkiye neden olan söz ve davranış genel kabuller içinde doğru anlaşılmıştır. Bir zamanlar sözcüler tepkiler karşısında ne diyordu? ''Aslında sayın büyüğümüz sizin anlayış ve kavrayışınız az olduğu için şunları demek istemiş fakat siz anlamamışsınız.''
Konuyu Hz. Ali'nin bir sözü ile bitirelim: '' Söylediğin sözün mahkumu, söylemediğin sözün hakimisin.''

Haberleri