YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR

Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Görevlisi, Sayın Doç. Dr. Arzu ÇİÇEK, Porsuk’ta yaşanan felakete dikkat çekti. Kütahya tarafından Porsuk’un, daha fazla kirletilmesi için, hazırlanan ve yönetmeliği...

Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Görevlisi, Sayın Doç. Dr. Arzu ÇİÇEK, Porsuk'ta yaşanan felakete dikkat çekti. Kütahya tarafından Porsuk'un, daha fazla kirletilmesi için, hazırlanan ve yönetmeliği delerek, kirliliği hızlandıracak çalışmaya da tepki gösteren, Doç. Dr. Çiçek; "Porsuk'ta, bugüne kadar yaşanan kirliliğin hesabını acaba kim verecek?" diyerek uyarıda bulundu.
Elbette Sayın Doç. Dr. ÇİCEK, tepkisinde haklı. Ancak geç kalmış bir tepkidir. Çünkü porsuk'ta kirlenme, yıllardır sürüyor. Arzu eder ki Anadolu Üniversitesi, yılar önce bu sorunu kamuoyu ile paylaşsın. Çözüm üreterek, sorunun çözümüne katkıda bulunsun. Çünkü Üniversiteler, bilgi ve teknoloji üreten, yerel ve ülke sorunlarına, çözüm üreten kurumlardır.
Doğrudur. Kirlilik araştırmalarında, sonuçların hiç de iç açıcı olmadığını görmek zor olmayacaktır. Kaynağında, kaliteli olan ve Kütahya'dan sonra, kalitesine düşen su, Porsuk Baraj Gölü'nde, uzun süre bekleme sonrasında biraz temizlenir, ancak Eskişehir'den sonra, yeniden kirlenir. Porsuk çayının kirlenmesinde, Kütahya kadar, Eskişehir'de sorumludur.
Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'ne göre, "İçme ve kullanma suyu rezervuarları ve benzeri su kaynaklarının korunmasında, kaynağın ve havzasının bilimsel çalışmalar ile değerlendirilerek, koruma alanlarının tanımı ve koruma esasları ile ilgili olarak, her kaynak ve havzasına ilişkin özel hükümler getirilinceye kadar, yasalarla verilmiş mevcut genel ilkeler ve koruma alanları geçerlidir. Ancak Eskişehir'in, bu alanda bilinen bir çalışması yoktur.
Yönetmenlik gereği, özel hükümler, Bakanlıkça veya Bakanlıkla koordineli olarak Valiliklerce, Büyükşehir Belediyelerine içme ve kullanma suyu temin edilen havzalarda, Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüklerince gerçekleştirilir.. Özel hükümlerin, ilgili imar planlarında ve çevre düzeni planında, aynen yer alması ve idare tarafından uygulanması esastır" Ayrıca, Yönetmelik' teki en önemli madde "Arıtılsa dahi içme ve kullanma suyu rezervuarına, atık suların deşarjına izin verilmez" maddesidir. Ancak bu madde, Eskişehir ve Kütahya illeri tarafından dikkate alınmadı.
Eskişehir'de, yönetmenlik gereği, özel hükümler, Bakanlıkça veya Bakanlıkla koordineli olarak Valilikçe, Büyükşehir Belediyesi içme ve kullanma suyu temin edilen havzalarda, Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünce yapılmadı. Alınan önlemler de sürekli ve kalıcı olmadığı gibi, bilim adamlarının ve sivil toplum örgütlerinin, önerileri sürekli göz ardı edildi.
Porsuk havzasındaki kirlilik, kanunlara uyulmadığının ve gerekli yaptırımların gerçekleşmediğinin bir göstergesidir. Ancak yıllarca, porsuk havzasındaki kirlilik, Eskişehir' deki görevliler tarafından seyredildi. Hatta Porsuk Havzası ile ilgili uyarılar, dikkate alınmadı. Ayrıca Porsuk Havzası ile kirlenmeye katkısı olmayan, bir takım araştırma ve uygulamalar da Porsuk Havzası ile ilgili sorunları çözmediği gibi, vakit de kaybettirdi.
ESO Başkanı Sayın ÖZAYDEMİR, "Kütahya'da sanayi kuracaklar şunu akıllarından çıkarmasın, 'Porsuk'a deşarj yapmak yasaktır. Bu yüzden iki il bir araya gelip sorunu çözebilirler. Eskişehir olarak, bize düşen iş, Kütahya'ya arıtma tesisi yaptırmaktır." sözleri, ülkemizde, "POLİTİK" ve "ELİT" güçler, etkili olduğu sürece, askıda kalır. O nedenle de ESKİŞEHİR, KENDİ GÖBEĞİNİ KENDİ KESMELİDİR.
Porsuk Havzasının kirlenmesinden daha önemli tehlike, Kütahya'ya bağlı Gümüşköy yakınlarında, ETİ Gümüş AŞ' ni siyanürlü su havuzlarıdır. Geçen yıl meydana gelen kazada, siyanür barajları yıkılma tehdidi karşısında, Eskişehir'deki ilgililerden, bir açıklama gelmedi. Olay yerine giden ilgili oldu mu bilinmez ama en kritik nokta, Porsuk Barajı'na.30 kilometre uzaklıkta. Tesis, barajın su toplama havzasında bulunuyor ve baraj ile tesis arasında bir vadi uzanıyor. 4. set de yıkılmış olsa idi siyanürlü sular, Porsuk barajına ulaşırdı. Böyle bir durumda, siyanürlü su atık, Porsuk Barajı yoluyla, Karadeniz'e kadar ulaşacak. Eskişehir'in, kullanma suyu da kullanılmaz hale gelecektir. Eskişehir'de, doğal yaşam büyük zarar görecek, Eskişehir, yaşanmaz bir şehir haline gelecektir. Hala, ETİ Gümüş AŞ' ni, siyanürlü su havuzları, DEMOKRATES' in kılıcı gibi, Eskişehir' i tehdit ediyor.
Ayrıca Türkiye ve Eskişehir, su zengini değildir. En azından veriler bunu gösteriyor. Türkiye' de, 1960'lı yıllarda kişi başına 4.000 metreküp su düşerken, bugün kişi başına sadece 1.430 metreküp su düşüyor ve Türkiye, su sıkıntısı çeken ülkeler arasında yer alıyor. Son verilere göre, Türkiye'de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı Irak'tan daha azdır. Hatta "SU", gelecekte savaş nedenidir. O nedenle de Porsuk havzası ile ilgili tartışmalar, bir tarafa bırakılmalı, çözüm üretilerek, ivedilikle uygulamaya alınmalıdır Çünkü,
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR.

Haberleri