YENİ ANAYASA!

Eskişehir’de, çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen, "Nasıl bir anayasa istiyoruz ’" konulu konferans düzenlenmişti. AK Parti, yeni anayasayı, diğer siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, devletin önde gelen...

Eskişehir'de, çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen, "Nasıl bir anayasa istiyoruz '" konulu konferans düzenlenmişti. AK Parti, yeni anayasayı, diğer siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, devletin önde gelen anayasal kurumları ve akademisyenlerin katılımı ile gerçekleştirecek mi önümüzdeki aylarda görülecektir. Ancak sağlıklı bir anayasa için uzlaşma şarttır. Bu tutum, hem demokratik olacak, hem de hazırlanan anayasa toplumun tüm katmanları tarafından da kabul görecektir. AK Parti, tek başına hazırlayacağı Anayasa, toplumun büyük bir kesimi tarafından kabul görmediği gibi, sürekli de tartışma konusu yapılacaktır.
Yeni anayasa, Atatürk ilke ve devrimlerinin budanması amacı gütmemeli, laiklik ilkesinin içini boşaltmamalıdır. Ülkemizin, üniter devlet yapısı ve ulusal birliğini zedeleyecek zemin hazırlamamalıdır. Ülkemizde dil ve eğitim birliğini bozacak ve Yargıyı da siyasallaştıracak, hükümler içermemelidir. Devletin şeklini, yapısını, organlarının görev ve yetkilerini bunların birbirleri ile olan ilişkilerini düzenleyen kurallarla ilgili değişikliklerde çok dikkatli olunmalıdır.
Nitekim 1985 yılında İktidara gelen Mikhail Gobaçov', iktidara geldiğinde, Sovyetler Birliğinin yapısını değiştirmeye karar vermişti. Bu değişme veya yeniden yapılanma, iki koldan olacaktı. "GLASNOST" (açıklık) ve "PERESTROKYA" (siyasi sitemi, devlet örgütünün ve hükümet organlarının yeniden yapılanması) fikir ve uygulamaları" ile bütünleşince, Sovyetler Birliği' nin dağılması kaçınılmaz oldu.
Hülasa çöküşün nedenlerinden, birincisi, siyasal iktidarın veya devlet yapısının değiştirilmesi, İkincisi ise ekonomik yapıda radikal değişikliklerin gerçekleştirilmesiydi. Bu alanda epey yol alındı ama Çöküş süreci başladı. Mikhail GOBAÇOV, sonuçta hatasını anladı. Sovyetler Birliği'ni kurtarmak için, her yolu denedi. Ancak, tüm çabalarına rağmen başlamış olan çöküşü önleyemedi.
Yeni anayasa herhangi bir etnik gruba ayrıcalık tanınmalı ve laiklik ilkesi mutlaka korunmalıdır. Çünkü bu tür yanlışlıklar ETNİK " ve DİNSEL" nefret ve önyargı artırır. Sonuç ise "KAOS"tur. CİA Başkanlarından George. J. TENET, "NEREDE BİR ÖNYARGI VE NEFRETLE KARŞILARŞISAN KARŞILAŞ, MÜCADELE ET. NEREDE KAOS VARSA, BİLKİ ARKASINDA, DİNSEL VE ETNİK NEFRET VARDIR" demiştir.
Yeni Anayasada yer alacak olan egemenlik, vatandaşlık, YÖK, TSK, Yüce Mahkeme'ye, laiklik gibi konulardaki her değişiklik, taraf olan kesimler tarafından dikkatle izlenecek ve tepki de gösterilecektir. Ancak mevcut Anayasa' nın, ilk dört maddesinin korunması şarttır.
Geçen dönem hazırlanan Anayasa'nın, ilk 4 maddesi aynen korunmuştu. Ancak diğer bölümlerin tamamına yakınında değişiklik yapılmıştı. Mevcut Anayasa'nın, 6. maddesinde yer alan 'yetkili organlar' netleştiriliyor. "Türk milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır" düzenlemesi, "Türk milleti, egemenliğini, 22 Temmuz seçimlerinden sonra hazırlanan, Anayasa taslağında, yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır" şeklinde düzeltiliyordu.
Ayrıca toplumu meydana getiren kesimlerle uzlaşma sağlanmadan, TBMM çoğunluğuna dayalı bir dayatmayla anayasa yapılması, toplumsal uzlaşmayı değil, çatışmayı körükler. Hiçte arzu edilmeyen gelişmelere de neden olur. Ayrıca yeni anayasa yapımında, Türklük, kesinlikle günah keçisi olmamalıdır.
AK Parti iktidarı, "katılımcı demokrasi"den yana mı görülecektir. Ayrıca AK Parti kurmayları ise sadece "kendileri gibi" olanlara güveniyor, onlarla işbirliği yapıyor, onlara danışıyor. Oysa her alanda yetkili ve etkili kesimlerle işbirliği, hem ülkeye, hem de Ak Parti'ye çok şey kazandıracaktır.
AK Partililer, diğer kesimlere karşı yalnızca "dengeyi korumak için" sanki hoşgörülü ve uyumlu yaklaşım görüntüsü sergiliyor. Hatta liberal demokratlara karşı da, AK Parti kurmayları mesafeli bir tavır içinde. Bu strateji olumludur. Anacak etnik bazda yapılacak istekler, Anayasa çalışmalarını kilitler. Hele BDP nin tehdit dolu, özelikle şiddete dayanan dayatmaları, yeni anayasa yapımını rafa kaldırır.
AK Parti, yüzde 50 oy almasına rağmen, toplumun bir kesimi hala tehlike ve tehdit olarak görmektedir. Bu kesimlerin, kaygılarını ve tüm kesimlerin önerilerini dikkate alarak, AK Partililerin de kendilerine dönük bir değerlendirme yapmaları gerekir. Ayrıca yapılacak olan anayasa, partiler üstü bir anayasa olmalıdır. Demokrasinin hakim olduğu bir ülkenin anayasası asla sadece bir partinin anlayışı doğrultusunda hazırlanmaz. Çünkü ANAYASALAR. UZLAŞMA METİNLERİDİR.

Haberleri