TBMM Başkanı Sayın Çiçek, Türkiye Konuşuyor Vatandaş Toplantıları'nın 11'incisinin yapıldığı, Gaziantep Ortadoğu Fuar Merkezi'nde" dönmek yok. Artık geldiğimiz, dünyada, düzgün siyaset yapacağız. Düzgün siyaset yapmanın yolu, herkesin verdiği sözde durmasıdır. Kim dönerse dönektir. Söz verdik, oyunbozanlık yok. Bahane aramak yok. Ne yapıp yapıp, milletin arzu ettiği bir anayasayı yapmak durumundayız." şeklindeki konuşması ile kimleri kastetti bilinmez ama bu tür sert söylemler, anayasa yapmak için gerekli mutabakat ve "KONSENSÜS' ü de ortadan kaldırır.
Ülkemizde, bazı kesimler, AKP ilk iktidar döneminde sürekli tedirginlik yaşattı. Laiklik, türban, imam hatip, TSK ve YÖK gibi konularda, çatışma doğuracak bir macerayı göze alırlar mı?" korkusu, hep var oldu. Seçimlerinde, sürekli oy oranını yükselterek, iktidar partisi oldu. AKP üzerindeki, kaygı, şüphe, önyargı, biraz olsun ortadan kalkmış oldu.
Aslında Anayasa yapmak, güç bir iştir. Çünkü anayasalar, uzlaşma zeminleridir. Onun içinde ' TOPLUM KATILIMI" ve " ORTAK AKIL" ve "ORTAK PAYDA" gibi kavramların, çalışmalara hakim kılınması, toplumun tüm kesimlerinin önerilerinin, dikkate alınması gerekir. O nedenle de Sayın ÇİÇEK, AK Parti, muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, devletin önde gelen anayasal kurumları ve akademisyenlerin özellikle de üniversitelerin katılımını sağlamak zorundadır.
İktidar, diğer kesimlere karşı yalnızca, "DENGE KORUMAK" için sanki hoşgörülü ve uyumlu yaklaşım görüntüsü sergiliyor. Hatta liberal demokratlara karşı da, AK Parti kurmayları, mesafeli bir tavır içinde. Bu strateji olumludur. Ancak etnik bazda yapılacak istekler, Anayasa çalışmalarını kilitler. Hele BDP nin, tehdit dolu, özelikle şiddete dayanan dayatmaları, yeni anayasa yapımını rafa kaldırır.
Yeni Anayasa, tüm vatandaşları, kapsayan demokratik hakları içermelidir. Ancak yeni Anayasa' da, bölgesel milliyetçilik, Etnik ayrıcalıklar, asla kabul görmemelidir. Bu unsurları dikkate alan, bir Anayasa, ülkemizde, "DİNSEL" ve "ETNİK" nefreti körükler, Türkiye için de felaket olur.
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, bünyesinde kurulan alt komisyonlar, sivil toplum örgütlerinin önerilerini almaya devam ediyor. Rum, Ermeni, Kürt ve Süryanilerin ardından Lazlar da anayasa taslağını sunarak, "1800 yıldır, bu topraklardayız. Biz de söz sahibi olmak istiyoruz" dediler. Taslakta, anayasanın 3. maddesindeki 'milletin bölünmezliği' vurgusunun kaldırılması istendiler. Bunun gerekçesi olarak da, " neredeyse, dünyanın hiçbir ülkesinde homojen bir topluluğun olmadığı gerçeği düşünüldüğünde, bu hükmün, ülkemizde var olan etnik çeşitliliğin inkârını işaret ettiği söylenebilir" görüşler, kabul edilecek nitelikte değildir. Bu tür isteklerde Yeni Anayasa yapımını zorlaştıracaktır.
Aslında geçmiş dönemde, Anayasa değişiklikleri ve düşünülen taslak Anayasalar, toplumun tüm kesimleri ile uzlaşarak yapılmış olsa idi, bu tartışmalar olmayacaktı. Aslında Anayasa taslağı hazırlanırken, AKP kurmayları, tüm kesimlerle uzlaşarak yapılacağı vaat edilmişti. Nitekim Sayın Çiçek, " yeni anayasa taslağının hazırlık çalışmalarında hiçbir gizlilik olmadığını, taslağın, her kesimin görüşü alındıktan sonra, Meclis'e getirileceğini açıklaması, olumlu bir gelişme idi. Ancak bütün uyarılara rağmen, o günlerde AKP, kendi bildiğini okudu. Bugün aynı yanlışlığa düşmemelidir.
Muhalefete göre, AK Parti iktidarı, "katılımcı demokrasi"den yana pek değil. AK Parti kurmayları ise sadece "kendileri gibi" olanlara güveniyor, onlarla işbirliği yapıyor, onlara danışıyor. Oysa her alanda yetkili ve etkili kesimlerle, işbirliği, hem ülkeye, hem de Ak Parti'ye çok şey kazandıracak, Yeni Anayasa' nın yapımını da kolaylaştıracaktır.
Siyasiler, "Türkiye, hala bir darbe Anayasası ile yönetiliyor. Ülkemiz sivil, demokratik ve çoğulcu bir Anayasaya, ihtiyaç vardır. Bu konuda siyasi iktidarın atacağı adım, ülkemize en büyük hizmet olacaktır." Görüşünü, vurguluyorlar ama Yeni Anayasa çalışmalarında, bir arpa boyu yol gidemediler.
Ayrıca iktidar ve muhalefet de, Katılımcı Anayasa Yapımından bahsediyor. Ancak bildiklerini de okuyorlar. Oysa yurttaşları ilgilendiren konularda, halkında görüşlerinin alınması gerekir. Bu sağlandığı zaman, yurttaşlar arasındaki birlik sağlanır. Temsiliyet güçlenir ve devletle yurttaş arasındaki ilişki daha da kuvvetlenir. Yapılan Anayasa da, kamuoyunca kabul görür.
Anayasa yapımında, en ideal oluşum, "KURUCU MECLİSTİR" Ancak yeni anayasa, bugünkü meclis aritmetiği ile gerçekleştirilmek isteniyor. En gerçekçi sorunlarda, bile mutabakat sağlayamayan iktidar ve muhalefet partileri ile Yeni Anayasa yapmak, çok zor. Belki de mümkün olmayacak, Türkiye, beğenmedikleri darbe Anayasası ile yönetilmeye devam edecektir.
YENİ ANAYASA İÇİN KONSENSÜS ŞART
TBMM Başkanı Sayın Çiçek, Türkiye Konuşuyor Vatandaş Toplantıları’nın 11’incisinin yapıldığı, Gaziantep Ortadoğu Fuar Merkezi’nde" dönmek yok. Artık geldiğimiz, dünyada, düzgün siyaset yapacağız. Düzgün siyaset...