YEREL SANATÇILAR

Eskişehir''in, sevilen Türk Sanat Müziği sanatçısı Ali Rıza Saltık, Pazar günü Kanal B Televizyonu, Yurdun Sesi programına, konuk oldu. Baştan sona kadar izlediğimiz Programda, gerek sesi, şarkılara hâkimiyeti, giyimi ve tavırları ile dikkat çekti.
Sayın SALTIK, bir sanatçının, sahip olması gereken, bilgi deneyim, dinleme, izleyicileri motive edebilme, başarı ve başarısızlıkları, paylaşabilme meziyetleri yanında, konserlerinde, insanlarımızın isteklerine yatkınlığı ve yakınlığı ile de örnek bir sanatçıdır.
Sayın SALTIK, ses kalitesi ve sesleri kullanma becerisi yanında, sağlıklı sese sahip olması, şarkıları doğru ve temiz okuması, müziksel yorumu, sesin tınısı, gürlüğü ve genişliği, sohbet süresince, konuşma ve şarkı söyleme anlaşırlığı ile de genç şarkıcılarımız örnek olacak bir performans sergiledi.
Sayın SALTIK, Türk sanat müziğine, ilgi duyan ve bu alanda her türlü fedakârlığı yapan bir yerel sanatçımızdır. Her şart, zemin ve imkânsızlıkta, aldığı hedeflerini başarıyla sonuçlandırır. İyi bir gözlemcidir. Topluma ayna, genç sanatçılara da örnektir. Kendi dalında, daha iyi ne yapabilirim? Sorusuna da cevap arayan, sürekli de kendini bu alanda, daha iyiyisin yapan, ancak başarıları karşısında, kişiliğinden ödül vermeyen, bir sanatçı olarak gördük.
Yalınız SALTIK mı?
Eskişehir'deki diğer yerel sanatçılarımız da, yıllardır Eskişehir' i, fırsat verilen her etkinlikte, başarı ile temsil ediyorlar. Ancak Eskişehir'deki etkinliklerde, yerel sanatçılar dışındaki sanatçılara, büyük paralar verilirken, yerli sanatçılara ise gereken değer verilmiyor.
Başbakan Sayın ERDOĞAN' ın da katıldığı, Türk Dünyası Kültür Başkenti Etkinliğine, yerel sanatçımız Mithat KÖRLER' in, kültür başkenti ile ilgili marşı, damgasını vurdu. Marş izleyicilerden ve haktan övgü aldı. Birlik beraberlik vurgusunun yapıldığı ve Yunus Emre'den sözlerin de bulunduğu, kültür başkentliği marşı, yerel sanatçıların, kentler açısında ne kadar önemli olduğunun da tescili oldu.
Aslında Eskişehir' de, yerel şarkıcı, türkücü, popçu, ressam, ebrucu, çini yapan çinicidir. Sesi uygun olan herkes, bir parçayı seslendirir. Sanata giden bir yolda, yürüyerek yeteneğine göre ilerler.
Eskişehir' de, sanatının kapısını açabilen, küçümsemeyecek sanatçımız vardır.
Ancak yerel sanatçılarımıza değer verilmiyor. Ne yazık ki yurt dışında ve ülkemizde bulunan pek çok şart, yerine getirilmiyor. Özelliklede Vilayet ve belediyeler, yerel sanatçılardan yeteri kadar istifade etmiyor. Binlerce lira ödeyerek, dışarıdan etkinliklere sanatçı getiriyor.
Eskişehir' i, başarıyla temsil eden Yedi Cüceler Tiyatro Grubu Başkanı Erdal GÖRGENÇ, her görüştüğümüzde, Eskişehir'deki ilgilerin, kendilerine gereken ilgiyi göstermediğini söyledi. Oysa yaklaşık 35 yıldır, Türkiye'nin, dört bir yanını dolaşarak, 'Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler' masalını oynayan, 'Yedi Cüceler Tiyatro Grubu' üyeleri, yaşadıkları maddi sıkıntıları aşmak için, pazarcılık ve ayakkabı tamirciliği yapıyorlar.
Yıllardır, tiyatro sahnelerinde olan yedi cüceler, yerel yöneticiler ve devlet büyüklerinden kendilerine sahip çıkılmasını istiyor. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle, grup zor durumda olmalarına rağmen, mesleklerini icra etmeye çalışıyorlar. En büyük arzuları ise kendilerine, devlet sanatçısı unvanının verilmesidir.
Eskişehir' de, son yıllarda, amatör tiyatrolar ve sanatçılar da dikkat çekiyor. Amatör tiyatrolar, aynı zamanda, gönüllü tiyatrolardır. Yani, parasal kazanca ve meslekten sanatçı kişilerin etkinliklerine, bağlı olmayan tiyatrodur. Eskişehir'de, kurum/kuruluşların, bünyelerinde yer alan, belli bir siyasal, sanatsal ve eleştirel yönelim gütmeyen, tiyatro heveslilerince, sanattan haz almak için gerçekleştirilen tiyatroların sayısı her yıl artıyor.
Öte yandan Eskişehir'deki, okul tiyatrosu, çocuk tiyatrosu, gençlik tiyatroları, Amatör tiyatro biçimidir. O nedenle de semt ve yerel yönetim tiyatrolarına, sendika ve kurum/kuruluş gibi amatör tiyatrolara destek verilmelidir.
Vilayet, Anakent ve alt belediyeler, kurum/kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri Eskişehir'de, her alandaki yerel sanatçılarımıza, sahip çıkmak, etkinlikler de onlara öncelik tanımak zorundadır, Eskişehir'de, yaşam, hiçbir zaman sanattan bağımsız düşünülemez. O nedenle de Eskişehir, sanatları icra eden yerel sanatçılarına, sahip çıkmak mecburiyetindedir. Ayrıca Eskişehir' de, sanatsız ve sanatçısız yaşam düşülemez. Nitekim Atatürk, "Sanatsız kalmış bir ülkenin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir." demiştir.
Sanatçı, daha iyisine ulaşma arzusuyla çalışır. Hüzün, mutluluk, acı, şefkat, aşk, sevgi ve korku... Bütün bu duyguları, aynı anda hissedip kaleme, tuvale, sese ve besteye aktarabilme gücü sanatçıdadır. Sanat zordur ama eseri ortaya çıkarıp, kitlelerle buluşturmak, daha da güçtür. Bu nedenle de pek çok sanatçı, ebediyete intikal ettikten sonra, meşhur oldu ama kamuoyu da düşündüğü ancak gerçekleştiremediği, pek çok eserinden de mahrum kaldı.